Elbette, asıl olan maçı kazanmaktır. Maçın skoru da önemli değildir. 1-0 olur, 10-0 olur netice itibarıyla gelen 3 puan vardır.
Ancak, maç vardır, şikeyle kazanılmıştır. Maç vardır, kötü hakem yönetimi sayesinde elde edilmiştir. Orta hakemin ve yan hakemlerin, YAN ÇIKMALARI sonucu alınmıştır. Bu gibi şaibeli maçların sonucunda takımlardan birinin 3 puan aldığı çok görülmüştür. Ancak, bir de maçın seyirciler tarafından değerlendirilmesi vardır. Sonucu değiştirmezse bile maçı sahada veya televizyonlardan izleyenlerin görüşleri önemlidir.
Bu gibi maçları seyirciler kendi aralarında değerlendirirlerken (maçı aslında hakem kazandırdı. Penaltıları vermedi, ofsayt pozisyonları görmezden gelindi, Kornerleri kullandırmadı. Haksız yere sarı kart, kırmızı kart verdi. Saha bozuktu, seyirciler taş attı, pet şişe attı. ‘sahaya ineriz, ananızı si…..si…..’ sloganlarıyla karşı takımın oyuncularını, taraftarlarını korkuttu, yıldırdı) derler. Yani, maç kazanılmıştır ama hileyle-şikelerle kazanılmıştır.
Bütün bu olumsuzlukları bir yana bırakın ve şöyle düşünün. Sahaya inen iki takım vardır. Karşılaşmayı yöneten hakemler de gerçekten çok iyi niyetli ve tarafsızdırlar. Karşılaşma boyunca yerinde kararlar vermiş ve her iki takıma eşit mesafede davranmışlardır. Ancak, takımlardan birinin gerçekten çok güzel bir oyun çıkarmasına ve 90 dakika boyunca rakip takıma adeta tek kale oynamasına rağmen, gole gidememişken, diğer takım, eline geçen bir tek fırsatı kullanmış ve gole çevirerek, karşılaşmayı 1-0 kazanmıştır. Seyirciler bu maçı değerlendirirlerken (A takımı çok iyi oynadı ama, çok kötü bir karşılaşma çıkarmasına karşılık eline geçen bir tek fırsatı gole çeviren B takımı maçı aldı) demezler mi!
Neymiş demek. Asıl olan maçı kazanmak değil, karşılaşmayı kurallarına göre ve yansız hakemlerle oynayarak kazanmaktır. Oyunu kurallarına göre oynamayan ve hakemlerin yanlı kararlarıyla kazananlar er veya geç maçı kaybetmeye ve küme düşmeye mahkûmdurlar.