Milli gelir dağılımında adaletsizliklerin yaşandığı ülkemizde milyonlarca insanımız mağduriyetinin halen umursanmıyor olmasına yönelik tepkiler, gün geçtikçe büyüyor daha da… 2020 yılı için belirlenen asgari ücret, insanca yaşam koşullarının iyileştirilmesini bekleyenleri bir kere daha hüsrana uğrattı maalesef… Asgari Ücret Yönetmeliği’nde söz konusu ücret; “İşçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılanmaya yetecek ücret” olarak tanımlandığına göre; belirlenen ücretin sözünü ettiğim yönetmelikte zikredilen zorunlu ihtiyaçları asgari düzeyde karşıladığı söylenemez kanımca da…
Halkımızın çok büyük bir kesiminin refaha hasret bırakıldığı bir gerçektir ve bu gerçek, asgari ücretliler dışında milyonlarca insanımızı kapsamaktadır aynı zamanda… Çalışan memur ve emekliler de insanca yaşam koşullarına sahip olmamaktan yakınırlarken, sayıları milyonlarla ifade edilen işsiz vatandaşlarımızın durumu ise çok daha üzücü ve düşündürücüdür elbet… Bunca işsizin ne yaptığı, nasıl geçindiği noktasını önemsememenin gaflet olduğu gerçeğine bir kere daha dikkatin çekmek isterim etkili ve yetkililerin…
Halkımız sayesinde yüce makamlara ulaşma şansı bulanlar, sadece tatlı makamlarından olmamak için siyasi hesapları önemserlerken, milyonların hesabını umursamamayı sürdürüyorlar ve bu tutumlarının ilerde karşılıksız bırakılmayacağını akıllarının köşesinden geçirmiyorlar herhalde?.. Ülkemizdeki mevcut seçim sistemi hür iradeyi tam anlamı ile yansıtacak mevzuatlardan yoksun ise de, seçimlerin kaderini yine de seçmenler tayin etmektedir sonuçta ve seçmenlerin de artık siyasiler gibi kendi muhasebelerini yapmaya başladıkları ve bundan böyle seçim sandıkları önlerine konduğunda, artık hiç kimselerin vaatlerine aldırış etmeyeceklerini vurgulamak isterim gözlemlerim doğrultusunda…
Halkımızın günümüzdeki önceliği; insanca yaşam koşullarının iyileştirilmesidir ve milyonlarca insanımızı ilgilendiren bu beklentiye yine de kulaklar tıkalı kalırsa yüce makamlara ulaştırılanlar, tatlı koltuklarına veda etmek durumunda kalabileceklerdir kuvvetle muhtemel…
“İnsanca yaşam hakkı, sadece ülke yönetiminde söz sahibi kılınan zevatın değildir… Tercihlerimiz neticesinde yüce makamlara ulaşanlar artık şunu bilmeliler ki, vaatler doğrultusunda tercihte bulunma dönemi kapanmaya başlamıştır ve bu gerçeği görmezden gelenler günü geldiğinde seçim sandıklarına gömülecektir…” sözleriyle tepkilerini izhar eden yurttaşlarımızın sayıları artıyor son zamanlarda ve ziyaret ettiğim mekanlarda bunu gözlemlediğimin altını çizerek, ülke yönetiminde söz sahibi olanları uyarıyor, insanca yaşam hakkı sadece size ait değildir diyorum vatandaşlarımızın da duygularına tercüman olaraktan…