Din istismarının boyutlarını anlatan birçok anekdotlar vardır. Gerçek Müslümanları tenzih ederek, Yüce Dinimizi kendi kepazeliklerini örtmek açısından kullananlara örnek olması açısından bir Siirt anekdotu anlatalım:
Geçmiş yıllarda, yeni evlenen bir genç, eşinin ne kadar dini bütün olduğunu vurgulamak açısından samimi bulduğu arkadaşına anlatarak demiş ki:
-Yahu, düşünebiliyor musun. Yatağa gireceğimiz zaman, içinde muhabbet kuşları bulunan kafesi odamızdan dışarıya çıkarmadan bile yatağa yatmıyor. Neymiş efendim, muhabbet kuşlarından biri erkekmiş ya! İşte, bizim hatun yabancı erkek konusuna bu kadar titiz!
O öyle anlatmış amma, arkadaşının aklında istifhamlar uyanmış ve arkadaşını ikaz etmek zaruretini duyarak söylenmiş:
-Bak kardeşim, düşündüğün gibi olmasını çok isterim amma, sen yine de hanımına göz kulak ol. Böyle aşırı dindar görünüşünün altında çapanoğlu çıkabilir!
Yeni evli kişi, ihtimal vermemekle birlikte, arkadaşının yaptığı ikazdan da etkilenerek hanımını gözetlemeğe karar vermiş. Bir gün evden gitmiş gibi yaparak, dolabın içine saklanmış. Az sonra, evin kapısı çalmış. Eşi kapıyı açmış. Kapının ağzında, evlerine bir süreden beri (TEMİZLİKÇİ KADIN) adı altında gelen çarşaflı, peçeli kadın görülmüş. Dolabın deliğinden durumu gözlemleyen erkek, rahat bir nefes alıp meydana çıkacakken, bir de bakmış ki hanımı, gelen peçelinin üzerine atlamış. Peçesini açarak:
-Kocam gitti, kapının sürgüsüne çekelim. Yatak odasına geçelim! demiş. Koca gördüğü manzara karşısında donup kalmış. Çünkü kaldırılan peçenin altından bıyıklı bir erkeğin yüzü belirmiş!
İşin sonunu anlatmağa gerek yok. Sözün özü olarak diyeceğiz ki, aşırı dindar gibi bir tablo sergileyenlere siz, siz olun da sakın ha, sakın inanmayın! Dindarla, dincileri birbirine karıştırmayın!!!
YORUMLAR