Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Murat Akdemir: Ülkeleri Neden Parçalıyorlar 

*Eski ve gayet klasik bir Emperyalizm taktiğidir; “Böl, parçala, yut”

*Eski ve gayet klasik bir Emperyalizm taktiğidir; “Böl, parçala, yut” taktiği.

*Lokma çok büyük gelirse ki, bu durum genelde nispeten geniş coğrafyalara hükmeden ve direnç gücü daha kuvvetli olan ülkeler için geçerlidir. Kademeli bir şekilde parçalanma sürecinin ilk etaplarında, en hafifinden sömürgeciler tarafından “Böl, parçala ve kolayca yönet” taktiğine dönüşür ve bu iş ile işlemler daha uzun vadeye yayılan bir süreç olarak yürütülür.

*1. ve 2. Dünya savaşlarının çıkarılması adına, bir sürü neden sayılabilir. Ama bana göre en büyük sebeplerden biri, 1.Dünya Savaşında Osmanlı ve Rusya İmparatorlukları başta olmak üzere, Avusturya-Macaristan ve Alman İmparatorluğu gibi büyük devletleri bir şekilde birbirlerine kırdırıp, tasfiye etmekti.

*Bu süreç en fazla ABD ve Büyük Britanya adı ile en azılı sömürgeci millet olan İngilizlere yaramıştır. Zira; 1. Dünya Savaşından sonra parçalanan coğrafyalar çok daha kolay biçimde sömürülmüşlerdir. Kırıntılardan Fransızlara ve diğer partnerlere de pay düşmüştür.

*2. Dünya savaşı sayesinde Avrupa’nın Lüksemburg vs. gibi birçok boncuk ülkeleri ile Afrika ve bilhassa petrolün kaynadığı Ortadoğu da Bahreyn, Kuveyt vs. gibi birçok küçük ülkeler üretilmiştir ki, daha kolay sömürülebilsinler diye.

*Hemen yanı başımızda Şam Vilayetleri olarak bir bütün halinde yönetilen tek bölgeden Suriye, Lübnan, Filistin, Ürdün, İsrail ve Irak parçalanarak bir sürü ülkecikler üretilmiştir. Bu ülkeler emperyal güçlerin hegemonyasında birer kuklaya dönüştürülmüştür. Bugün, İsrail eliyle bu coğrafyanın yerleşik insanlarına ve masumlara görülmemiş bir zulüm yaptırarak ortalığı birbirine katıp, karıştıran “emperyal vampirler”, Irak’ı parçaladıkları gibi, Suriye’yi de parçalayıp oralarda kukla devletçikler kurma hevesi peşindeler.

*Aynı zamanda; 2. Dünya savaşı vesilesiyle bakir kalan ve Japon İmparatorluğunun çok güçlü olduğu pasifik coğrafyası darmadağın edilmiştir. Hindistan’a ilaveten, Japonya’da batının esareti altına girmiştir.

*Çin ise başkaca bir dümen ile komünizmin sömürüsü ve esareti altına girmiştir. Sonraki aşamada komünizm ile terbiye edilip katı bir disiplinle, diktatörlük seviyesindeki otoriter yapı sayesinde yürütülen “Tek Çocuk” politikası ile gayet homojen ve disiplinli olan bu büyük nüfus yapısındaki tüketici ve pasif durumdaki çocuk nüfus oranı, minimuze edilerek, 1 milyara yakın dinamik ve aktif nüfus sayesinde oluşan ucuz ve yaygın işgücü nedeni ile burayı dünyanın yeni üretim üssü haline getirdi, kapitalizmin patronları olan emperyal güçler.

*Tüm dünyayı ticareten daha organize bir biçimde sömürebilmek için, batılıların birer ticaret üssü olan Hong Kong ve Singapur gibi tek bir şehirden oluşan mikro devletçikler kurulmuştur.

*Günümüze gelirsek, tıpkı şirket mahiyetinde kurdukları ve 50 parçaya bölüp tek elden kolayca yönettikleri ABD gibi, şu an 200 civarında olan mevcut ülke sayısını bölüp bölüp parçalayarak, 1000 civarında devletçik oluşturmak peşindeler. Bu vesileyle, genelde şehir yumakları şeklinde oluşacak bu zayıf devletleri, uluslararası şirketlerinin eli ile çok daha kolay sömürmenin ve fazlaca zorlanmadan yönetmenin peşindeler.