Soyadı kanunu, 21 Haziran 1934 yılında yürürlüğe girdiğinde vatandaşlara, aile lakaplarına uygun soyadları almaları önerilmişti. Herkes istediği ve benimsediği soyadını aldı. Aile lâkaplarından hazzetmeyenler, soyadı kanununu fırsat bilip yenilediler. (PASSAKLI) olan (TEMİZ) soyadını aldı. (CİMRİ)’nin soyadı (MERT) oldu. (KEDİ GİLLER) (ASLAN) soyadını takındılar. İsteyen, istediği soyadını seçti. Hiç kimsenin zorla ve dayatma bir soyadı alması istenmedi, önerilmedi.
Soyadı Kanunu’nun çıkmasından beş ay sonra 24 Kasım 1934 tarihinde TBMM tarafından oy birliği ile kabul edilen 2587 sayılı kanunla Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’e “ATATÜRK” soyadı verildi. 17 Aralık 1934’te çıkarılan yasa ile bu soyadının diğer kişiler tarafından kullanılması yasaklandı.
Soyadı kanunu çıktığında Siirt’te, önemli meslekler arasında HELVACILIK, SABUNCULUK ve DABAKLIK vardı. Bu meslek erbabı aileler mesleklerine uygun olan soyadları almak için çekiştiler. Sabun imali ile uğraşan aileler (SABUNCU), (ÖZSABUNCU), (CAN SABUNCU) gibi soyadlarını alırlarken, helvacılar (HELVACI, (HELVACIOĞLU), Dabaklar da (DABAKÇI), (DABAKÇIOĞLU), (ÖZDABAK) gibi soyadlarını benimsediler.
Benim soyadım (ARITÜRK). Soyadımızı, rahmetli Babam seçmiş. Dedem Tüccar, Babam memurdu. Ortaokul mezunu 3-5 Siirtliden biriydi. Neden (ARITÜRK) soyadını seçti de, başka bir soyadı seçmedi. Oysa bizim aile lâkabımız (HACI SALİH ÇETO) olarak biliniyordu. Aile lâkabımıza uyumlu hareket edilseydi. (ÇETO OĞLU), (ÇETTİNGİL) gibi soyadları daha gerçekçi olurdu. Hatta familya adımızla bağlantılı olarak geçmişte, “SİİRT” ve “UĞUR” Gazetelerinde “ÇETİN ÇETİNGİL” imzasıyla çok yazılar yazdım.
Yine soyadı kanunu çıktığında (TÜRK) ve bu kelimeden türeme (TÜRKOĞLU), (TÜRKERİ), (TÜRKAY), (KAYATÜRK), (ERTÜRK), (ÖZTÜRK,) (TÜRKÖNE), (TÜRKMENOĞLU), (TÜRKMEN), (ASLANTÜRK) gibi soyadlarını alanlar var.
Soyadı kanununun birinci maddesinde “Her Türk öz adından başka soyadını da taşımağa mecburdur” denilirken, 3. maddesinde ise “Rütbe ve memuriyet, aşiret ve yabancı ırk ve millet isimleriyle umumi edeplere uygun olmayan veya iğrenç ve gülünç olan soyadları kullanılamaz” hükmünü yer almaktadır.
Ama, bu kurallara uygun hareket edildiği iddia edilemez. Mustafa Kemal’e (ATATÜRK) soyadının verilmesi ise gayet isabetli olmuş ve (CUK) diye oturmuştur…
Sonuç olarak diyeceğimiz şudur. EN BÜYÜK TÜRK, ATATÜRK!
ANEKDOT
Soyadı kanunu çıktığında, nüfusla ilgili birimlerin olmadığı yerleşim bölgelerine memurlar gönderilerek soyadı tespiti yapılıyormuş. Rahmet-i Rahman’a kavuşmuş olan bir dostum, bir ara anlatmıştı.
-Soyadı tespiti için memurlar, köyümüze geldiklerinde tarlada mercimek ekmekte olan rahmetli babamın da yanına gelmişler “senin soyadını ne koyalım” diye sormuşlar. Babam da, önemsemeyerek “Ne koyarsanız koyun” deyince, memurlar “mercimek ektiğine göre, soyadını ‘MERCİMEKÇİ’ koyalım mı” dediklerinde “koyun-koyun” demiş, soyadımız ‘MERCİMEKÇİ’ olmuş. Yıllar sonra ben mahkeme yoluyla soyadı değişikliği talebinde bulundum ve soyadımızı ecdadımıza uygun ‘FAKİRULLAHOĞLU’ yaptım.
TAŞLAMA
KILIÇDAROĞLU BUGÜN
HAKİMİN KARŞISINA
ÇIKACAKMIŞ BAKALIM
NE SORULACAK ONA
ERDOĞAN’A HAKARET
ETMİŞ BİR KONUŞMADA
AFFEDER Mİ ERDOĞAN
KAÇ DAVA AÇMIŞ ONA
ERDOĞAN BİR REKORA
İMZA ATMIŞTIR BELLİ
KAÇ BİN KİŞİYE DAVA
AÇMIŞ SAYILAMAZ Kİ
ONYEDİ BİN KİŞİYE
DAVA AÇMIŞ SÖYLENEN
ONYEDİBİN KİŞİYLE
DAVALIK OLMUŞ NEDEN
AVUKATLAR BEDAVA
TAKİP EDİYOR İŞİ
BUNCA DAVA ALTINDAN
NASIL KALKSIN Kİ KİŞİ
(SAFLARI SIKIŞTIRIN)
DEMİŞ KILIÇDAROĞLU
BAKALIM NE OLACAK
MAHKEMENİN SONUCU