Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Dicle Elektirik Reklam

NASIL VE NE ZAMAN?

Ortadoğu üzerinde tezgahlanan senaryolardan

Ortadoğu üzerinde tezgahlanan senaryolardan biri de Suriye’ye yönelik olanıydı ve bu komşu ülkede start alan kanlı olaylar 7. yılına girdiği halde sorun; halen kesin bir siyasi çözüm aşamasına gelmekten uzaktır. Gelişmelerde gelinen nokta ülkemizin beka sorununu tehdit edecek boyuta ulaştığından önlemler bağlamında başlatılan operasyon, bilindiği gibi şimdi de Afrin’de başarıyla sürdürülüyor ve ardından da sıranın Menbiç’te olacağı, yetkililerimizce sık-sık vurgulanıyor. Operasyonlarımızdan hoşnut olmadığı anlaşılan ABD ise Menbiç’ten çekilmeyeceğini dile getirirken, karşı karşıya gelebileceğimiz imasında bulunuyorlar ve bu söylemlerine sert tepki gösterilince konuyu Türkiye’de masaya yatırmak mecburiyetini duydular.

Bu hafta ABD’li yetkililerle yapılacak olan görüşmelerde masaya yatırılacak olan konuların belli olduğu görüşünü paylaşan vatandaşlarımızın zihinlerinde resmi geçit yapan  sorular var ve bunlardan biri; ABD’nin halen Esad yönetimine son verme amacını gütmesidir. “Bu konuda ABD ile bir mutabakat sağlanırsa, Esad’ı savunan         Rusya ile durumumuz ne olacak?” düşüncesini dile getiren söylem, haklı bir merakın ifadesidir sanırım.

Suriye krizine çözüm üretmek için Türkiye-Rusya ve İran’ın garantör devletler olarak Rusya Soçi’de gerçekleştirdikleri üçlü zirvenin ikincisi İstanbul’da yapılacak ve medyada yer alan haberlere göre tarihi belli olmasa da Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bu önerisi, Rus lider Putin ve İran lideri Ruhani tarafından kabul edilmiştir.

DEAŞ terör örgütünün yok edilmesi için ABD’ye destek veren Rusya’nın, ABD gibi bölgede bir takım hesapları vardır ve ilerde bu konuda uzlaştıkları görülürse şaşırmamak gerekir. Bizimse kimsenin toprağında gözümüz olmadığı gibi, bir yerleri sömürme hevesimiz yoktur ve beka sorunumuzu tehdit edebilecek oluşumlar karşısında önlem aldığımız, ilgililerimizce sık-sık dile getirilmektedir. Suriye’deki gelişmeler ilk başladığında aynı safta yer aldığımız ABD’nin bizi anlamaya yanaşmaması, müttefiklik ve dostlukla bağdaşmayan ilk tutumu değil ve bu nedenle vatandaşlarımız; “Türkiye’ye gelen ABD’li yetkililerle yapılacak görüşmelerde bu gerçeğin dikkate alınması gerekir…” derlerken, zihinlerinde resmi geçit yapan sorular nedeniyle de; “Suriye krizine üretilmek istenen siyasi çözüm, nasıl ve ne zaman gerçekleşebilecek?” diye de düşünmeden edemiyorlar.  Gerçekten de, vatandaşlarımızın ifade ettikleri gibi, düşündüren gelişmeler söz konusudur.