21 Mart günleri Nevruz Bayramı olarak kutlanır. İstedik ki, Nevruz nedir, ne değildir, Bu günün neden kutlandığının cevabını bulalım.
Bazı takvimlerde 21 Mart, yeni yılın başlangıcı kabul edilir. Kimilerine göre de Nevruz, kurtuluş günüdür! Nevruz’la ilgili birçok esatirler (masallar) vardır.
Esatirlere göre Nevruz geleneği 3500 yıl gerilerden gelmektedir. Türklere göre Nevruz, Ergenekon’dan başlar. Nevruz şenlikleri Oğuz Kağan ile anlam bulur.
Kürtlere göre Nevruz’un kahramanı Kawa’dır. Kawa mitolojik bir kahramandır. Hikâye, ünlü Pers şair Firdevsi’nin en önemli eseri olan Şehname’de yer alır. Hikâyenin diğer ana karakteri olan Zahhak Azhi Dahaka, Zerdüştçülüğün kutsal kitabı olan Avesta’da ve antik dönem İran mitolojisinde yarı şeytan bir Babil Kralı olarak yer almıştır. Firdevsi, hikâyeyi yeniden yorumlayarak bu karakteri şeytani ve tiran bir Arap kral olarak betimlemiştir. Hikâye, Kürt mitolojisinde de yer almıştır.
Kürtler, Nevruz’un dayanağı olarak inandıkları Demirci Kawa Efsanesini değişik şekillerde anlatırlar. Bilindiği gibi insanlık tarihiyle birlikte “kültür”ler oluşmaya başlamıştır.
Bugün “toplum” olarak nitelendirilebilecek bütün ulusların, bir kültürü vardır. Hiçbir toplumla karşılaştırılamayacak kadar köklü, güçlü ve zengin bir geçmişi bulunan Türk ulusu, binlerce yıl önceden beri güçlendirerek devam ettirdiği kültürünü, bugünlere kadar taşımıştır. Türk kültür öğelerinden birisi de kuşkusuz “Nevruz“dur. Kökeni itibariyle Farsça olan “Nevruz”, Türklerde “Yeni Gün” anlamına gelecek biçimde kullanılmıştır.
Nevruz Azerbaycan’da Novruz, Kazakistan’da ve Tacikistan’da Nevrız meyrami, Kırgızistan’da Nooruz, Kırım Türklerinde Navrez, Batı Trakya Türklerinde Mevris olarak tabir edilir.
Nevruz, kelime manası olarak Farsça’da da “Yeni gün” anlamına gelir. Çin’den Avrupa içlerine kadar kuzey yarım küre insanlarının ortak bayramıdır. Bugün Türkiye’de bir gelenek Türki Cumhuriyetleri’nde ise resmî bayram olarak kutlanır. Baharın gelişini, doğanın uyanışını temsil eder. Türk Kavimleri tarafından M.Ö. VIII yy’dan günümüze kadar her yıl 21 Mart’ta kutlanır.
Peki, “NEVRUZ ÇİÇEĞİ”Nİ bilir misiniz! Bu çiçeğin açılması da Nevruz’la başlar. Toprağı delip çıkan nevruz çiçeklerinden artık bulabiliyor muyuz!
Evet, NEVRUZ’UN ne olduğunu kısaca özetlemeğe çalıştık. Ne olmadığına gelince asla ve kat’a terör estirmek, yakıp, yıkmak değildir!
Bu arada, Nevruz’la birlikte bahar mevsiminin güzelliklerinin kendilerini hissettirmeğe başladıklarını anımsatalım. Bu mevsimin yöremizdeki en yaygın çiçeği NERGİZ’DİR. Ellerde, yakalarda, evlerimizde, iş yerlerimizde erken solmasınlar diye su dolu bardaklara koyduğumuz Nergizler. Bir başka deyişle NEVRUZ GELDİ, NERGİZ GELDİ. Bir esatire (masal) göre NERGİS ÇİÇEĞİ, NARSİS’İN TOPRAĞA DÜŞEN GÖZYAŞLARINDAN OLUŞMUŞTUR.
Evet, artık bahar mevsimi bütün haşmetiyle geri döndü. Dağ başlarındaki karlar erimekte, akarsular coşup çağlamakta, ağaçlar budandı, budanıyor. Dağlar, ovalar yemyeşil bir şala bürünmüş gibi. Toprak ana bütün güzelliklerini doğurdu, doğuracak. Kırlarda, çayırlarda koyunlar, kuzular meleşiyorlar.
Bu mevsimde zaman-zaman yağmur yağsa bile “şeker değiliz ya eriyeceğiz!” diyerek ne şemsiye kullanıyoruz, ne de yağmurluk. Bir bakıyorsunuz, yağmur yağıyor, bir de bakıyorsunuz, hava açmış, güneş bütün haşmetiyle ortada. Vakit geceyse ve hava açıksa yıldızların, ay’ın ihtişamı bir başka, seyirlerine doyum olmuyor.
Bahar mevsime girerken ve Nevruz’u kutlayacakken aklıma takılan bir dörtlük var. Yazımı bu güzel dörtlükle noktalayalım istedim:
İŞTE GELDİ İLKBAHARIN AYLARI
YÂRE MEKTUP YAZMAK İSTER GÖNLÜMÜZ
KARI GİTMİŞ, MOR SÜMBÜLLÜ DAĞLARI
ŞİKÂR İÇİN GEZMEK İSTER GÖNLÜMÜZ
Hepimizin gönlü, bahar gibi çiçekler açsın. Yaşamlarımız Nevruz gibi güzelliklerle dolsun. 21 Mart’ta idrak edeceğimiz Nevruz bayramımız kutlu olsun.