Nisan yağmurlarının rahmet ve bereket vesilesi oldukları bir gerçektir. Bu arada bardaktan boşanırcasına yağmur yağması sonucu Şehrimizin ara sokaklarında çamurlar yüzünden yürüyemezsek, bunun günahı, vebali, elbette ki, bereketli yağışlar değildir. Yollarımız yol olsa, yağışlar, çamur deryalarına dönüşmez, hatta yolların yıkanmalarına ve tertemiz hale gelmeleri sonucunu doğurur.
Geçmiş yılları anımsayanlar, yağmur yağdıktan sonra, Şehrimizin yollarının pırıl, pırıl olduğunu görmüş ve yaşamışlardır. Hani, derler ya “Üstüne bal dök, yala!” Bu bakımdan da olsa 50-60 yıl öncesinin, Siirt’inin özlemini duyan hemşerilerimize hak vermemek mümkün değildir.
Nisan ayının bu ilk günlerinde bir yağış dalgasının geleceği yolunda meteoroloji kaynaklı bilgiler var. Bu gibi durumlar bahar mevsiminin cilvelerindendir. Biz yine de, an itibarıyla toprağın Nisan yağmurlarına hasret olduğunu vurgulayalım. Bunu bizler değil, çiftçilerimiz söylüyorlar. Biz de dua edelim de, kurak geçen kış mevsiminin boşluğunu, Nisan yağmurları doldursun.
Nisan yağmurları, bereketli bir hasat mevsiminin işareti olarak yorumlandığından çiftçi hemşerilerimiz bu ayda yaşanan yağışlara hayli sevinmektedirler. Ancak, istenilen oranda yağış düşmediğine dikkatler çekilerek yağışların hem de bardaktan boşanırcasına devamı temenni etmektedirler.
Bilindiği gibi halk arasında yağmurun bir adı (RAHMET)tir. Yağmur veya kar yağınca “RAHMET YAĞIYOR” deyimini kullanmamızın sebebi de budur. Çünkü yağan karlar ve yağmurlar olmazsa, akarsular kuruyacak, topraklar çölleşecek, üretimlerde rekolte büyük ölçüde düşecektir. Özellikle Nisan yağmurlarının bolluğa ve berekete yol açtıklarının idrakinde olalım.
Kuraklık yüzünden çok sayıda ağaç fidanlarının kurudukları, ekinlerden beklenen verimin sağlanamadığı bilinen gerçeklerdendir. Çevremizde ve yüksek kesimlerde kar yağışlarının, yağmur yağışlarına göre daha etkin oldukları meteoroloji kaynaklı haberlerden öğrenilmekte. Yağmur için “RAHMET” deyiminin kullanılmasına karşılık, kar için kullanılan Arapça deyim “ĞEMİRİTIL KARF” şeklindedir. Bu kelimenin Türkçe karşılığı ise “TOPRAĞIN MAYASI” demektir. Bu açıdan bakıldığında, kuraklığın önlenmesi açısından, kar yağışlarının, yağmur yağışlarına tercih edildiği gerçeği ortaya çıkar.
Bir yerel deyimimiz daha vardır: “Matar ın Nisen iy semmen il insen!” deriz. Deyim, Siirtçe bir deyimdir. Bu deyim, geçmiş yıllarda sık, sık kullanılırdı. Deyimi Türkçe olarak “Nisan Yağmuru insanları şişmanlatır” şeklinde tercüme edebiliriz. Bazı yıllar, kuraklık korkusuyla yağmur duasına çıkıldığı olurdu.
Nisan yağmurları, toprak için bereket demektir. Nisan mevsiminde yağmur yağınca, bolluk, bereket olur. Bolluk bereket olunca buğday, arpa ve diğer tahıl ürünleriyle, sebze ve meyveler bollaşır. Bol olunca da haliyle ucuz olurlar. Ucuz oldukları için insanlar daha çok tüketme imkânına sahip olurlar. Bu bolluk ve bereket sayesinde doyarlar. Sadece insanlar değil, hayvanlar, kuşlar, böcekler bile bu bolluktan ve bereketten nasiplerini alırlar. Tabii, bu deyimin mecazi anlamda kullanıldığını gerçekte çocukluktan çıkıp, aklımız ermeğe başlayınca anladık. Nisan’da yağan yağmurlar, toprağa aynıyla bereket ve rahmettir. Nisan yağmurunun bol olduğu yıllar, yeşillikler bol olur, ekinlerin verimi artar. Toprak bire 20-30 verir. Dolayısıyla insanlar da, hayvanlar da daha bol gıda almak imkânına kavuşurlar. Bunun sonucu olarak, güçlenirler, kuvvetlenirler. RAHMET olduğuna inanarak Nisan ayının bu ilk günlerinde “YAĞDIR ALLAH’IM, BEREKETLİ YAĞMURLAR YAĞDIR” diyerek duada bulunuyoruz.