Bilindiği gibi 24 Kasım Öğretmenler Günüdür. Bütün dinler, öğretmenlik mesleğine büyük önem verirler. Ancak, dinler içinde öğretmenliğe en çok önem veren İSLÂMİYETTİR. HAZRET-İ ALİ’NİN (KERREMALLAHU VECHEHÜ) “BANA BİR HARF ÖĞRETENİN 40 YIL KÖLESİ OLURUM” buyruğu, dinimizin, öğretmenlik mesleğine verdiği önemin açık bir ifadesidir.
Yavuz Sultan Selim Han’ın, bir sefer sırasında, hocası İBN-İ KEMAL’İN atının ayağından sıçrayan çamurun kaftanına yapışması üzerine, öfkelenmesinden çekindiğini sezdiği Hocasına:
-Ulemanın atlarının ayağından sıçrayan çamur, bizim ziynetimizdir. Bizim için iftihar vesilesidir demekle yetinmeyerek, öldüğü vakit, çamurlu kaftanın tabutunun üstüne konulmasını vasiyet etmiştir.
İşte, dinimizde bilim adamlarına (öğretmenlere) verilen değer!
Tabii, Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN “Muallimler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” özdeyişini de unutmamak lâzımdır. Zaten Öğretmenler Gününün esprisi de, Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN, MİLLET MEKTEPLERİNİN BAŞÖĞRETMENLİĞİNİ KABUL ETTİĞİ GÜN OLMASINDA YATMIYOR MU!
Evet, Öğretmenlik gerçekten kutsal bir meslektir. Dünyayı yöneten liderler, büyük kâşifler, dahiler, yazarlar, şairler ve bütün meslek erbapları sonuç itibarıyla öğretmenlerin eserleri değiller mi! Görüldüğü gibi, öğretmenlik mesleği, bütün mesleklerin anasıdır. Çünkü hiçbir meslek öğretmensiz öğrenilemez.
24 Kasım Öğretmenler Günü münasebetiyle bütün öğretmenleri yürekten tebrik eder ve ellerinden öperken, yorum yazımı, bu mesleğin önemini vurgulamak açısından söylenmiş bazı özdeyişleri sunarak noktalamak istiyorum:
*Ulusları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.
*Dünyanın her yanında öğretmenler, insan topluluğunun en fedakâr ve en değerli varlığıdır.
*Öğretmen bir sanatkârdır, yarının temelini o attığı gibi, değerli kişilik hamuruna da biçim verir.
*Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.
*Gelecek gençlerin, gençler ise öğretmenlerin eseridir.
*Öğretmen, geçmişin öğreticisi, geleceğin kurucusudur.
*Toplumların uygarlık düzeyi, öğretmene verdiği değerle ölçülür.
*Geleceğin güvencesi eğitime, eğitim ise öğretmene dayalıdır.
*Dünyada her şeye kıymet biçilebilir. Ama öğretmenin eserine kıymet biçilemez. (Socrates)
*Yeryüzünde öğretmenlikten daha onurlu bir meslek tanımıyorum. (Diyojen)
*Yeryüzünde barışı sağlayacak sihirli değnek analarla öğretmenlerin elindedir. Eğitim demek, vücutta ve ruhtaki güzelliği ve mükemmelliği son mertebesine kadar geliştirmek demektir. (Eflatun)
*Öğretmenlik bir sanat işidir. Sanatçı geçim sıkıntısı çekerse, ondan yaratıcılık beklenemez.
Peki, bunca önemli bir meslek olan öğretmenlerimizin maddi durumları nasıldır bir de buna bir göz atalım. Acı, ama gerçek olan husus mevcut şartlarda öğretmenlerimizin “yarı aç, yarı tok” bırakıldıklarıdır.
Özellikle büyük Şehirlerde yaşayan öğretmenler mutlaka bir ek iş yapmak zorunda bırakılmışlardır. Çünkü aldıkları maaşla geçinmelerine imkân yoktur. İstanbul’da yaşayan öğretmenlerin seyyar satıcılık yaptıkları limon bile sattıkları bilinen gerçeklerdir.
Öğretmenler, bir ülkenin hem istikbali, hem de istiklâlidirler. Peki, kendi istikballerini ve ekonomik bağımsızlıklarını sağlamaktan bile aciz bırakılan öğretmenlerin, bu ülkenin istiklâline ve istikbaline yapabilecekleri katkıları ne olacaktır. Kendi istikballerini ve ekonomik istiklâllerini kazanamamış olan öğretmenler, ne kadar azimkâr, gayretkeş ve iyi niyetli olurlarsa olsunlar, mevcut durumları muvacehesinde nasıl fikri hür, vicdanı hür bir neslin yetişmesine katkı sağlayabilsinler ki!
Doğrusunu isterseniz, millet olarak öğretmenlere değer vermemize karşılık, Devlet olarak, daha açık bir tanımla hükümetlerin öğretmenlere gerekli ilgiyi ve alâkayı gösterdikleri inancında değiliz. Hem, Öğretmenlerimize ne veriyoruz ki, onlardan ne alabileceğiz.
Söylemlerimizde samimi isek ve öğretmenlerimizi gerçekten seviyorsak, öncelikle, onlara ekonomik bağımsızlıklarını sağlayacak bir yaşam standardı sunmanın Devletin (hükümetlerin) görevi olduğunu asla unutmayalım.
Bütün Öğretmenlerin, 24 Kasım ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ YÜREKTEN KUTLUYORUM.