OLAĞANÜSTÜ HAL, OLAĞANLAŞMASIN!

Öyle anlaşılıyor ki, olağanüstü hal 3 ay daha uzatılacak. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş OHAL’İN uzatılıp uzatılmayacağı konusunda bir soru üzerine konunun 16 Ekim Pazartesi günü yapılacak MGK toplantısında görüşüleceğini ve aynı gün yapılacak Bakanlar Kurulunda karara bağlanacağını açıkladı.

Bilindiği gibi FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından hükümet tarafından örgüt üyelerinin tespiti ve yargılanma sürecinin hızlandırması için olağanüstü hal ilan edilmişti. 21 Temmuz 2016’da 3 aylığına ilan edilen Olağanüstü hal her defasında 3’er ay uzatılarak tam 5 kez uzatıldı. Bir defa daha uzatılırsa, 6’ıncı kez uzatılmış olacak.

Peki, olağanüstü hal nedir. Hangi şartlarda uygulanır, hükümete ne gibi yetkiler sağlar. Olağanüstü hali kısaca (demokrasinin askıya alınması) olarak özetleyebiliriz. Bir ülkede doğal afet, salgın hastalık, kamu yönetiminin ciddi şekilde bozulması, temel hak ve özgürlüklerin ortadan kaldırılması ve ağır derecede ekonomik kriz oluşması durumlarında bu sorunların acil şekilde düzeltilmesine yönelik ilan edilen ve uygulanacak hükümleri belirleyen kararların alınmasına olanak sağlayan yasal bir uygulamadır. OHAL ilan edildikten sonra ülke genelinde OHAL’in ilan edilmesine sebep olan sorunun hızlı bir şekilde çözümüne yönelik her türlü çalışmalar sürdürülür.

Olağanüstü halin en önemli kurallarından biri Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’na “Kanun hükmünde kararname” çıkarma yetkisi tanınmasıdır. Çıkarılan KHK’larla sokağa çıkmayı  yasaklamak, kişilerin; üstünü, araçlarını, eşyalarını aratmak ve bulunacak suç eşyası ve delil niteliğinde olanlarına el koymak, gazete, dergi, broşür, kitap, el ve duvar ilanı ve benzerlerinin basılmasını, çoğaltılmasını, yayımlanmasını ve dağıtılmasını, bunlardan olağanüstü hal bölgesi dışında basılmış veya çoğaltılmış olanların bölgeye sokulmasını ve dağıtılmasını yasaklamak veya izne bağlamak; basılması ve neşri yasaklanan kitap, dergi, gazete, broşür, afiş ve benzeri matbuayı toplatmak, her türlü yayımı denetlemek, gerektiğinde kayıtlamak, gösteri ve yürüyüşleri yasaklamak, dernek faaliyetlerini durdurmak ve benzeri daha bir çok yasaklar uygulamak…

Özet olarak belirttiğimiz gibi, olağanüstü hal DEMOKRASİNİN ASKIYA ALINMASIDIR.

Yeniden 3 ay süreyle uzatılacağı muhakkak olan olağanüstü halin, olağanlaşmaması dileklerimizle…

“TAZİYESİNE GİTMEK LÂZIM!”

Merhum Bülent Ecevit’in Başbakan olduğu yıllarda tüpgaz, şeker, margarin yağları, benzin, gaz velhasıl akla gelebilecek her türlü zaruri ihtiyaç maddesi piyasadan çekilmiş…

Çünkü, gerçekten bir halk adamı olan, iç ve dış güçlerle mücadele veren Ecevit’i milletin gözünden düşürmek için o dönemin iş adamları ellerinden geleni yapıyorlarmış…

Bu yokluklar ve sıkıntılar yüzünden vatandaşlar sabahın erken saatlerinde şeker, yağ, tüpgaz gibi zaruri maddelerin dağıtılacağı yerlerde uzun kuyruklar oluşturur, çoğu kere, kuyruktakilerin yarısından fazlası, dağıtılan emtialar bittiğinden evlerine elleri boş gitmek zorunda kalırlarmış…

Merhum Kemal Sunal’ın bir filminde işlenildiği gibi, para karşılığında kuyruğa girip sıra alan kuyrukçuların bile türediği anlatılır. Yani, o dönemlerde “KUYRUKÇULUK” bir nevi iş olmuş…

İşte, o dönemde kendisi de aynı ızdırabı yaşayan mukallitliğiyle tanınmış bir hemşerimizin şöyle bir cümle kullandığı

:-Bir vatandaşın küçük tüpü bitmişse “geçmiş olsun” demeğe, büyük tüpü bitmişse “Başsağlığı dilemeğe” hele şekeriyle, yağı da bitmişse o zaman “taziyesine gitmek!” lâzım…

Hemşerimizin bu ifâdesi çekilen sıkıntının ve ızdırabın büyüklüğünü vurgulamak açısından önemlidir.