Yarın “8 Mart Dünya Kadınlar Günü…” “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak da ifade edilen bu anlamlı günde, gerçekleştirilen etkinliklerde uzun yıllar horlanıp aşağılanan kadınlarımızın karşı/karşıya kaldıkları şiddet ve diğer mağduriyetlerin son bulmasını içeren söylemler seslendirilir ve gün geçtikçe bu durumdan olumlu sonuçlar alınmaktadır.

Türkiye’miz kadın hakları ve kadınların erkeklerle eşitliğini, Başkomutanımız Mareşal/Gazi Mustafa Kemal Atatürk sayesinde batılı ülkelerden önce önemsemiştir.. Atatürk devrimlerinin önde gelenlerinden biri, kadınların erkeklerle eşit toplumsal varlıklar olarak toplum içindeki yerlerini almalarının sağlanmasıdır.. Medeni Kanunun hayata geçirilmesinden sonra 1930’da belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı verilen kadınlarımız, 1934’te yürürlüğe giren yasa ile “Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkından da yararlandırılarak, erkeklerin haiz oldukları tüm haklara sahip kılındılar..” Atatürk, kadın haklarına, kadın ve erkek eşitliğine verdiği değeri, “Şuna inanmak lazımdır ki, dünya yüzünde gördüğünüz her şey kadının eseridir…” sözleriyle de dile getirmiştir.

İnsanlığın iki temel unsuru olan kadın ve erkek arasında yüce dinimizce de hiçbir fark gözetilmediği dile getirilirken, bu güzelliği saptıran bazı yobazlar olduğu da gözlerden kaçmamaktadır.. Sağduyu ile düşünülürse, İslam’ın kadın ve erkeğe eşit gözle baktığının aksi iddia edilemez.. Çünkü, hak dini diye ifade edilen dinimizin, erkeği kadından üstün tutması söz konusu olamaz.. Kadın erkeğin huzuru, erkekse kadının güven kaynağı olmaktadır ve yaşam bu iki temel unsur üzerine inşa edilmiştir Adem ve Havva’dan itibaren.

Peygamber Efendimizin; “Cennet annelerin ayakları altındadır” sözü de, kadınların yüceliğini,  hatta erkekten daha değerli olduklarını dile getiren bir söylemdir.. Bu nedenledir ki, erkekleri kadınlardan üstün görme, onları aşağılama şeklindeki sakil düşüncelerin tam anlamı ile yok edilerek kadına olan şiddete sebebiyet veren tüm olumsuzlukları bertaraf etmek için daha çok gayret seferber edilmelidir.. Zaten biz erkeklerin onların eseri olduğumuz gerçeğine baktığımızda, kendimizi onlardan üstün görme hakkımız olmadığı daha iyi anlaşılacaktır mantık olarak.. Bizleri doğuran kadın denen kutsal varlıklar olduğuna göre, onların eseriyiz ve kendilerinden daha üstün olmamız söz konusu olamaz bu nedenle.

Bugün etkinliklere sahne olan günleri nedeniyle bizleri doğuran kutsal varlıklarımızı kutluyor, her türlü şiddetten korunmaları için gereken tüm önlemlerin alınmasının bir görev addedilmesi gerektiğini vurguluyorum naçizane düşüncelerim doğrultusunda…