Bir bataklığa dönüşen Ortadoğu’da nasıl kalıcı bir barış sağlanabileceği bilinmezken ABD Başkanı Trump “Yüzyılın planı” diye ifade ettiği “Ortadoğu Barış planını” açıkladı ve kameralar karşısında açıklama yaparken yanı başında İsrail Başbakanı Netenyahu vardı.
ABD Başkanının açıkladığı “Ortadoğu Barış Planına,” Türkiye, İran ve Filistin tepki gösterirken; Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, İngiltere, Katar ve Umman destek verdi. Açıklanan planın; Filistin’i tasfiye anlamına geldiği görüşünü taşıyanlar, planın yaşama geçirilmemesi için mücadele edecekleri anlamına gelen söylemlerin değerlendirmesini yapan bazı hemşerilerim; “İsrail’in işgal zulmünü meşrulaştırmaya yönelik tek taraflı planını engellemek için ne yapılacağı önemli…” diye görüş belirtiyorlar.
Emperyal güçler sahip oldukları silah gücü ile başkalarının zenginliklerini sömürmeyi hedeflerler ve Ortadoğu’nun günümüzde bataklığa dönüşmüş olmasının nedeni budur. Kimi zaman birbirlerine karşıymış gibi görünen ABD ve Rusya’nın zenginlikler konusunda el altından birlikte hareket ettiklerine yönelik söylemlerde gerçek payının çok yüksek olduğu inancında olduğumu belirtirken, bölgede kalıcı bir barışın ancak ABD’nin bu bölgeden çekilmesiyle mümkün olabileceğinin de altını çizmek isterim.
Arap Baharı senaryolarına maruz kalan Ortadoğu’daki Müslüman ülkelerde binlerce insanın yaşamını yitirmesi, milyonlarca insanın vatanların terk etmek mecburiyetinde kalmaları emperyal güçlerin umurunda değildir ve bundan böyle de bölge üzerindeki emellerini sürdürmek için ellerinden geleni yapacakları Trump’ın açıkladığı “Ortadoğu Barış Planı” ile aydınlığa kavuşmuştur.
ABD’nin dile getirdiği haksız tasarruf elbette ki benimsenemez ve ne var ki bazı Müslüman ülkeler bile bu haksız tasarrufa destek vermektedirler. Gösterilen haklı tepkilerse, nasıl bir sonuç verecek bilinmiyor. ABD, tek taraflı olarak hazırladığı ve açıkladığı “Ortadoğu Barış Planı” ile insanlık dışı çirkin yüzünü bir kez daha gözler önüne sererken, haklı tepkilerini izhar edenlerin bu ülkeyle işbirliği yapmaya devam etmeleri de ilimiz kamuoyunda benimsenmiyor. İsrail zulmünü meşrulaştırmayı hedefleyen söz konusu planı engellemek için neler yapılabileceği, bence de çok daha önemli bir husustur.
YORUMLAR