Aylardan beri sabah akşam her fırsatta aman yağışlı bir hava diye dua ediyor ve Yüce Allah’a yalvarıyorduk.
Yerinde bir dua idi ve şükürler olsun gerçekleştiğini görmeye başladık.. Mevsim normallerine uygun olarak son günlerde soğuk ve yağışlı bir hava etkili oluyor.. Hepimiz ama en fazla da çiftçilerimiz bu duruma sevindi.
Ancak bu durum omuzlarımıza ağır bir yük yüklüyor.. Daha önceki yazılarımda birkaç defa değindiğim bir konu, sokak hayvanları.. Kuşlar, müstakil evlerde yaşadığımız dönemlerde her evin olmazsa olmazı kediler ve son yıllarda artık sokaklarımızda görmeye alıştığımız sokak köpekleri.. Çaresiz, biçare sokak hayvanları.
Onlar da bizim gibi birer can taşıyorlar ve onlarda bu yaşlı dünyamızda en az bizler kadar hak sahibidirler.. Kendimizi düşündüğümüz kadar onları da düşünmek zorundayız.. Kendimizi koruduğumuz kadar onları da korumalıyız.
İnsan olarak bunu yapmak zorundayız.. Daha öncede belirtim, bizden çok fazla bir şey istemiyorlar.. Biraz yem, biraz su ve belki de küçük bir barınak. Hepsi bu.. Bunları gerçekleştirmek hiç de zor değil..
Evimizin balkonuna veya pencere kenarına birkaç ekmek kırıntısı veya buğday atmak, bir kapta su bırakmak hiç birimiz için büyük maddi bir külfet oluşturmaz.. Bunları koyduktan sonra o sevimli ama çaresiz kuşların gelip bunları yemelerini seyretmenin verdiği manevi haz ise gerçekten her şeye değer.
Yine aynı şekilde evimizin yakınında veya sokağımızda bulunduğunu bildiğimiz bir kedi için en azından yediğimiz yemek artıklarını ve biraz paraya kıyarak alacağımız mamayı bırakmak kadar büyük bir sevap olur mu?
Aynı kedinin soğuktan korunması için uygun bir yere küçük bir barınak yapmakta hiç zor değil.. Tahtadan, ambalaj kutularından veya diğer ambalaj malzemelerinden de yapabiliriz.. Yapmak istedikten sonra mutlaka yapabileceğimiz bir malzeme buluruz.
Özetle kendileri dünyayı paylaşmak zorunda olduğumuz bu ortaklarımızı bu zorlu kış günlerinde unutmayalım.