Bilindiği gibi Polis Teşkilâtı 10 Nisan 1845 tarihinde kurulmuştur. Bu sebeple 10 Nisan günlerini (POLİS GÜNÜ) olarak kutlamak gelenek haline gelmiştir. İşin gerçeği şu ki, geçmiş yıllarda etkinlikler çok daha kapsamlı yapılır (Polis Günü ve Haftası) olarak kutlanırdı.
Geçmiş yıllarda hafta boyunca önemli etkinlikler düzenlenir, resepsiyonlar icra edilirdi. Terörle mücadele kapsamında bunca şehit veren teşkilatın, resepsiyonlar düzenlemesi, öncelikle aziz şehitlerimizin ruhlarını rencide eder, düşüncesinden hareketle resepsiyon uygulamasına son verilmiş olsa gerek.
Şu husususun altını da çizerek belirtelim. 17/25 Aralık 2013 operasyonlarından sonra polis teşkilatında başlatılan büyük tasfiyenin hâlâ devam ettiği, (PARALEL POLİS) olarak yaftalananların meslekten ihraç edildikleri, tutuklandıkları, polis teşkilatlarındaki meşhur ifadeyle (ÇÜRÜK ELMALARIN) ayıklanmasına devam edildiği gözlemlenmektedir.
Polis, elbette Devletin, yani Türkiye Cumhuriyetinin polisidir. Görevini icra ederken, bu bilinçle hareket etmesi, hiç bir partinin, hiçbir zümrenin, hiçbir cemaatin polisi olmaması gerekir.
17-25 Aralık 2013 tarihlerinden sonra polis teşkilatına da, daha önce ordu mensuplarına uygulanan tutuklamalar, sindirmeler, gözdağı taktikleri uygulandı. Emniyet Müdürleri, Amirler, komiserler, polisler (Cemaatçi–Paralelci) yaftasıyla baskınlarla tutuklanarak ve derdest edilerek mahkemelere çıkarılıp, cezaevlerine tıkıldılar. Tabii, zihinlere düşün istifham şu! Acaba, kurunun yanında yaş da yanmıyor mu, at izi it izine karışmıyor mu!
Kumpas davalarla TSK’nın çökertilmesinden sonra, polis teşkilatı da PARALEL YAPI iddialarıyla hizaya sokulmaktadır.
Dikkatleri çeken husus ise 17/25 Aralık 2013 tarihinden önce Polis teşkilatıyla ilgili hiçbir sorun yaşanmamasıydı. Devlet büyüklerinin ifadesiyle (Destanlar yazan kahraman polisler) vardı! Ne zaman ki yolsuzluk operasyonları gerçekleşti, polis teşkilatı da paralelci ve darbeci suçlamasıyla hedef tahtasına konuldu. Evet, önce polisi kullanarak, Orduyu saf dışı bıraktılar. Şimdi de, Polis teşkilatı dizayn edilmekte!
Ülkemizin bakası açısından, askerin de, polisin de Mustafa Kemal’in askeri ve polisi olması, laiklik ilkesiyle hareket etmesi zorunludur. Aksi takdirde huzurun sağlanması mümkün değildir!
(Mustafa Kemal’in Askerleri) olmak yanında (Mustafa Kemal’in Polisi) olmak da, elbette büyük bir erdemdir. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyetiyle özdeşleşmiştir.
Dün olduğu gibi bugün de polisimiz, devletin bölünmez bütünlüğü, halkının mutluluğu için görev yapmaktadır. Bu zorlu süreçte, polis teşkilatına her türlü desteğin verilmesi gerekir. İstihbarattaki zaafların, polis teşkilatında yaşanan tasfiyelerden kaynaklandığını öne sürenler yanında, hâlâ teşkilat içinde bulundukları iddia edilen paralelcilerin ihanetlerinden kaynaklandığını öne sürenler de bulunmakta! İster öyle, ister böyle. Bizce yaşananların asıl sebebi, ATATÜRKÇÜ çizgiden çıkılmasıdır. Türk askeri de, Türk polisi de süratle ATATÜRKÇÜ kimliğine yeniden kavuşturulmalı, şahısların, cemaatlerin, siyasi partilerin teşkilatları konumuna asla ve asla düşürülmemelidir.
Bu düşünceler içinde, terörle mücadele kapsamında Mehmetçiklerle birlikte, gerçekten kahramanlık destanları yazan polislerimizi, teşkilatlarının kuruluşlarının yıl dönümü dolayısıyla tebrik ediyor, aziz şehitlerine minnet ve şükran duygularımızla, Yüce ALLAH’TAN RAHMETLER DİLİYORUZ.