Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Prof.Dr.Ümit Yazıcıoğlu: Almanya Seçimleri Sonrası Siyasi Zorluklar ve Perspektifler

1. Giriş Almanya’daki son parlamento seçimleri, sadece ülkenin politik dengesini

1. Giriş

Almanya’daki son parlamento seçimleri, sadece ülkenin politik dengesini değiştirmekle kalmamış, aynı zamanda yeni bir dönemin başlangıcını da işaret etmiştir. Friedrich Merz, seçimlerin galibi olarak Olaf Scholz’un ardından başbakanlık görevini devralarak Almanya’nın karşı karşıya olduğu pek çok zorlukla mücadele etmeye başlamıştır. Ancak seçimler sonrası politik durum son derece karmaşık ve çok katmanlıdır. Scholz’un hükümeti, içsel gerilimler ve liderlik eksiklikleri nedeniyle son yıllarda sıkça eleştirilmiş ve ülke daha derin bir politik krize sürüklenmiştir. Aynı zamanda, uluslararası düzeyde artan jeopolitik gerilimler ve belirsizlikler, durumu daha da zorlaştırmaktadır. Bu, yeni hükümete büyük zorluklar sunmaktadır.

2. Scholz Hükümetinin Mirası ve SPD’nin Düşüşü

Olaf Scholz’un liderliğinde, SPD seçimlerde tarihi bir felaket yaşadı ve önemli ölçüde oy kaybetti. “Zamanların dönüşümü” olarak adlandırılan dönemi yönetme girişimi başarısız oldu çünkü hükümet, iç politikada ve dış politikada önemli reformlar gerçekleştiremedi. Bu durum, politik liderliğe olan güvenin daha da sarsılmasına yol açtı. Uluslararası durum, özellikle Ukrayna savaşı ve artan jeopolitik gerilimler, önemli bir rol oynamışken, beklenen ekonomik ve sosyal reformlar gerçekleşmemiştir, bu da SPD’nin düşüşünü daha da derinleştirmiştir. Koalisyonun kendisi ise uyumsuzluk ve kararlı bir liderlik eksikliği nedeniyle zorlanmıştır. Özellikle ekonomi politikası ve sosyal adalet alanlarında net bir yol haritası oluşturulamadı, bu da partiye olan güveni sarstı.

3. Yeni Hükümet İçin Zorluklar

Friedrich Merz ve CDU/CSU, ülkeyi politik ve ekonomik krizden çıkarmak zorunda. Yeni hükümet, politik istikrarı yeniden sağlamalı ve aynı zamanda ciddi ekonomik sorunlara çözüm bulmalıdır. Ancak seçim sonuçları, CDU/CSU’nun oyların %30’unun altında kalarak açık bir çoğunluğa sahip olmadığını ve bu durumun sağlam bir koalisyon kurmayı zorlaştırdığını göstermektedir. Bu nedenle, koalisyon görüşmelerinin hızlı bir şekilde tamamlanması kritik bir öneme sahiptir. Ayrıca, yeni hükümetin, acil ekonomik sorunlara hızlı ve kararlı bir şekilde yanıt vermesi ve vatandaşların politik liderliğe olan güvenini yeniden kazanmak için cesur adımlar atması gerekmektedir. Özellikle enflasyonla mücadele, dijital altyapıya yapılan yatırımların teşvik edilmesi ve istihdam yaratılması gibi alanlarda somut çözümler gerekmektedir.

4. Aşırı Sağın Yükselmesi ve Demokrasiye Tehdit

Seçimlerin bir diğer sonucu da, aşırı sağın, özellikle Almanya için Alternatif (AfD) partisinin yükselmesidir. AfD, seçimdeki sonuçlarını önemli ölçüde artırarak ülkenin politik istikrarı için en büyük tehditlerden birini oluşturmuştur. AfD’ye olan artan destek, Almanya’da radikal ve popülist hareketlerin güç kazandığının bir göstergesidir. Bu durum, partinin farklı sosyal sınıflardan seçmenleri mobilize etme kapasitesinin arttığını ve demokrasiyi ciddi bir şekilde tehdit ettiğini göstermektedir. Geleneksel politik merkez, özellikle SPD ve CDU/CSU, seçmenlerin korkularına ve endişelerine hitap edebilmek için yeni yollar bulmak zorundadır, ancak bunu yaparken demokratik değerlere zarar vermemelidir. AfD, sadece politik elitin hoşnutsuzluğuna bir tepki olmakla kalmayıp, aynı zamanda sosyal politikalar ve ekonomik entegrasyon konularındaki ihmallerin bir sonucudur.

5. Jeopolitik Gerilimler ve Almanya’nın Rolü

Jeopolitik durum, yeni hükümet için bir başka önemli zorluktur. Ukrayna’daki savaş, artık üçüncü yılına girmişken, uluslararası güvenlik düzenini sarsmıştır. Transatlantik ilişkiler, özellikle ABD ve NATO ile, gerginliğini korumakta ve Almanya’nın dış politikasını yeni zorluklarla karşı karşıya bırakmaktadır. Bu bağlamda, Merz hükümetinin, ülkenin güvenliğini sağlarken Avrupa Birliği içinde lider bir rol üstlenmek için net bir strateji geliştirmesi gerekmektedir. Rusya ve Çin ile olan ilişkiler ve Avrupa savunma işbirliği sorunu, Almanya’nın dış politika gündeminde merkezi konular olmaya devam edecektir. Özellikle Almanya’nın NATO ve AB içindeki rolünü nasıl güçlendireceği, ülkenin gelecekteki jeopolitik yönelimi için belirleyici olacaktır.

6. Sonuç

Almanya’daki seçimler, önemli bir dönüm noktası yaratmış ve yeni bir politik dönemin başlangıcını işaret etmiştir. Friedrich Merz ve yeni hükümet, birçok politik, ekonomik ve jeopolitik zorlukla karşı karşıyadır. Yüksek katılım oranı, değişim ve politik manzaranın yeniden şekillendirilmesi isteğini açıkça göstermektedir. Ancak bu değişim, aynı zamanda riskler de taşımaktadır. Politik istikrarı korumak için yeni hükümetin kararlı bir şekilde hareket etmesi ve toplumsal uyum ile demokratik ilkeleri muhafaza etmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, Almanya uzun vadede politik istikrarını kaybedebilir ve artan belirsizlik ve istikrarsızlık dönemine girebilir.