Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Prof.Dr. Ümit Yazıcıoğlu: Rusya ve İran Arasındaki Stratejik Ortaklık, Dinamikler ve Sonuçlar

Giriş Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile İran Cumhurbaşkanı Masoud Pezeshkian
  1. Giriş

Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile İran Cumhurbaşkanı Masoud Pezeshkian arasında 17 Ocak’ta Moskova’da yapılan görüşme, iki önemli Avrasya gücü arasındaki ilişkilerin derinleştiğini vurgulamıştır. Bu buluşma, altı ay içinde yapılan üçüncü toplantıları olup, ikili ilişkilerin yeni bir stratejik işbirliği aşamasına geçtiğini göstermektedir. Bu aşama, kapsamlı bir 20 yıllık ortaklık anlaşmasının imzalanmasıyla sembolize edilmektedir. Bu makale, anlaşmanın daha geniş jeopolitik etkilerini inceleyerek, bölgesel ittifakları yeniden şekillendirme ve paylaşılan güvenlik, ekonomik ve politik zorluklara çözüm üretme potansiyeline odaklanmaktadır.

2. Tarihi Bağlam ve Yeni Stratejik Anlaşma

20 yıllık ortaklık anlaşması, 2001 tarihli antlaşmanın yerini almakta olup, Rusya-İran ilişkilerinin evrilen dinamiklerini yansıtmaktadır. Tarihsel olarak temkinli müttefikler olan her iki ülke, giderek Batı etkisine karşı koyma ve ortak jeopolitik endişeleri ele alma konusunda daha fazla ortak nokta bulmuşlardır. Anlaşmanın imzalanmasının ertelenmesi, İran’ın önceki cumhurbaşkanının vefatından dolayı, tarafların ortaklıklarını resmiyete dökme konusunda ne kadar acil bir ihtiyaç hissettiklerini göstermektedir.

Anlaşmanın kapsamı 47 maddeden oluşmakta olup, enerji, savunma, lojistik ve ticareti içermektedir. Mevcut işbirliğini kurumsallaştırarak uzun vadeli hedefler belirleyen bu anlaşma, karşılıklı güveni pekiştirmektedir. Cumhurbaşkanı Pezeshkian’ın, dış güçlerin aralarındaki huzuru bozmaya çalışmasına karşı duyduğu hassasiyet, dış baskılara karşı ortak bir taahhüdü temsil etmektedir. Ayrıca, tam kapsamlı askeri işbirliği olasılığı, ortaklığın stratejik derinliğini gözler önüne sermektedir.

  1. Bölgesel Güvenlik Etkileri

Moskova ve Tahran arasındaki uyum, özellikle Hazar Denizi bölgesinde önemlidir; burada her iki ülke de dış güçlerin müdahalesine karşı durmaktadır. 2018 yılında imzalanan Hazar Denizi’nin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme’ye olan bağlılıkları, bu bölgenin karşılıklı saygı ve işbirliği alanı olarak şekillendirilmesi konusundaki ortak arayışlarını yansıtmaktadır.

İran’ın bölgesel olmayan güçlerin varlığına karşı sert tutumu, Rusya’nın stratejik çıkarlarıyla örtüşmektedir. Özellikle, Azerbaycan’ın İsrail ile artan ilişkileri ve Ermenistan’ın Batı’ya yönelmesi, İran’ın bölgesel dinamiklerin değişmesine karşı duyduğu kaygıyı göstermektedir. Aynı şekilde, Suriye’deki gelişmeler, Türkiye’nin artan etkisi ve İran yanlısı grupların marjinalleşme olasılığı, Tahran ve Moskova’yı güvenlik koordinasyonlarını yoğunlaştırmaya zorlamıştır. Ortaklık, bu zorluklara karşı bir denge unsuru sunarak her iki ülkenin de bölgedeki stratejik çıkarlarını korumalarına olanak sağlamaktadır.

  1. Ekonomik ve Lojistik İşbirliği

Ortaklık, aynı zamanda ekonomik işbirliği açısından da önemli fırsatlar sunmaktadır. Öne çıkan alanlar arasında Kuzey-Güney Uluslararası Ulaşım Koridoru (ITC) ve Bushehr nükleer santralinin inşası yer almaktadır. Rusya, İran ve Hindistan’ı birbirine bağlayan ITC projesi, Suez Kanalı’na alternatif bir güzergah sunarak küresel ticaret düzenlerini dönüştürme potansiyeline sahiptir.

Ayrıca, enerji işbirliği, ortaklığın temel taşlarından biri olmaya devam etmektedir. İran’ın Çin’in Kuşak ve Yol İnisiyatifi (BRI) içindeki merkezi rolü, stratejik önemini daha da pekiştirmektedir. Lojistik ve enerji ağlarını birleştirerek, Moskova ve Tahran, Batı’nın yaptırımlarının etkilerini hafifletebilir ve Avrasya ticaret koridorları üzerindeki etkilerini genişletebilir.

  1. Küresel Politika İçin Stratejik Sonuçlar

Anlaşmanın zamanlaması, küresel güç dinamiklerindeki değişimle paralel olarak özellikle dikkat çekicidir. Yeni bir ABD yönetimi altında İran politikası ve Çin’in İran kaynaklarına artan bağımlılığı, Rusya-İran işbirliğinin küresel jeopolitiği şekillendirmedeki önemini artırmaktadır.

Rusya’nın İran’ın toprak bütünlüğüne verdiği destek ve çok taraflı çerçevelere entegrasyonunu teşvik etme yönündeki çabaları, çok kutuplu bir dünya düzeni vizyonunu ortaya koymaktadır. Her iki ülke de Batı’nın egemenliğine karşı denge oluşturmayı amaçlarken, coğrafi ve kaynak avantajlarını kullanarak Avrasya çapında etkilerini artırmak istemektedirler.

  1. Sonuç

Rusya ve İran arasındaki stratejik ortaklık, yalnızca bir ikili anlaşma olmanın ötesinde, giderek daha kutuplaşan küresel bir manzarada paylaşılan hedeflerin bir beyanıdır. Güvenlik, ekonomi ve bölgesel diplomasi alanlarındaki işbirliklerini güçlendirerek, Moskova ve Tahran, kendilerini Avrasya jeopolitiğinde önemli aktörler olarak konumlandırmaktadır. Bu gelişen ittifak, yalnızca her iki ülkenin de mevcut çıkarlarını ele almakla kalmayıp, aynı zamanda önümüzdeki on yıllarda bölgesel ve küresel düzeni yeniden şekillendirme potansiyeline sahiptir.

Ortaklığın başarısı, her iki ülkenin karmaşık bölgesel dinamiklerle başa çıkabilme, karşılıklı güveni sürdürebilme ve değişen uluslararası ortama uyum sağlama becerilerine bağlı olacaktır.

20 Ocak 2025, Washington, D.C.