Saygıdeğer katılımcılar,
Suriye’de yıllardır süren iç savaş, etnik ve mezhepsel farklılıkların nasıl bir yönetim modeliyle bir arada yaşayabileceği sorusunu daha da karmaşık hale getirmiştir. Bu bağlamda, özellikle Kürt ve Dürzi topluluklarının statüsünün belirlenmesi ve haklarının güvence altına alınması büyük önem taşımaktadır.
Mevcut üniter yapının, merkeziyetçi bir anlayışla Suriye’deki tüm halkları eşit biçimde temsil etmediği açıktır. Bu nedenle, Suriye’de kalıcı bir barış ve demokratik bir yönetim anlayışının sağlanabilmesi için federal bir sisteme geçiş en makul çözüm olarak öne çıkmaktadır.
Federal Sistem ve Kürtlerin Statüsü
Federalizm, etnik ve dini grupların haklarını güvence altına alan, yerinden yönetimi güçlendiren bir modeldir. Suriye’de uygulanacak bir federal sistemde Kürtlerin yaşadığı bölgeler, özerk bir eyalet statüsü kazanmalı ve kendi iç işleyişlerini belirleme hakkına sahip olmalıdır. Bu, Kürtlerin siyasi, ekonomik ve kültürel haklarının korunmasını sağlayacaktır.
Bu çerçevede:
• Kürtlerin yaşadığı bölgelerde özerk bir yönetim modeline geçilmeli,
• Kürtçe, Arapça ile birlikte ikinci resmi dil olarak kabul edilmeli,
• Bölgesel yönetimler, yerel halkın katılımıyla demokratik bir şekilde oluşturulmalıdır.
Dürzilerin Statüsü ve Bölgesel Yönetimler
Dürziler de tıpkı Kürtler gibi Suriye’de uzun yıllardır kendi kimliklerini koruma mücadelesi vermektedir. Federal bir sistem, Dürzilerin de kendi bölgelerinde kültürel ve siyasi haklarını garanti altına alacak bir yönetim modeli sunabilir. Dürzi topluluklarının tarihsel olarak özerkliğe önem verdiği göz önüne alındığında, bu model onların da taleplerine uygun olacaktır.
Abdullah Öcalan’ın Yol Haritası ve Çözüm Perspektifi
Suriye’de Kürtlerin statüsüne dair tartışmalar, Abdullah Öcalan’ın ortaya koyduğu yol haritasıyla da doğrudan ilişkilidir. Öcalan, ulus devlet modelinin yerine demokratik konfederalizmi önererek yerinden yönetimi ve halkların doğrudan katılımını esas alan bir yapı önermektedir. Bu model, Suriye’nin mevcut merkeziyetçi yapısının yerine daha esnek ve kapsayıcı bir yönetim anlayışını savunmaktadır.
Öcalan’ın önerdiği sistemin bazı temel noktaları şunlardır:
• Etnik ve mezhepsel grupların siyasi temsil gücünü artırmak,
• Yerinden yönetimi güçlendirerek demokratik mekanizmaları etkin hale getirmek,
• Bölgesel özerk yönetimlerin, merkezi yönetimle uyum içinde çalışmasını sağlamak.
Bu noktalar dikkate alındığında, Öcalan’ın öngördüğü sistem, Suriye’de Kürtlerin ve Dürzilerin haklarını garanti altına alabilecek ve ülkenin uzun vadeli istikrarına katkı sunabilecek bir çözüm modeli olarak değerlendirilebilir.
Sonuç ve Öneriler
Suriye’de Kürtler ve Dürziler başta olmak üzere tüm halkların eşit haklara sahip olduğu, yerinden yönetimin esas alındığı bir federal sistemin inşası, ülkenin geleceği açısından kritik bir adımdır. Bunun sağlanabilmesi için:
• Uluslararası toplumun Suriye’de federalizmi destekleyen bir çözüm sürecine katkı sunması,
• Kürtlerin ve Dürzilerin siyasi statülerinin anayasal güvence altına alınması,
• Kürtçenin, Arapça ile birlikte ikinci resmi dil olarak tanınması,
• Bölgesel yönetimlerin demokratik seçimlerle belirlenmesi,
• Merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasında güç paylaşımına dayalı bir modelin oluşturulması gerekmektedir.
Bu çerçevede, Münih Güvenlik Konferansı gibi platformlarda bu çözüm önerilerinin tartışılması, Suriye’de barış ve istikrarın sağlanması için önemli bir fırsattır. Kürtler ve Dürziler dahil tüm Suriye halklarının eşit haklarla temsil edildiği bir gelecek için federalizmin en uygun model olduğu görüşündeyim. Teşekkür ederim.