Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Prof. Dr. Ümit Yazıcıoğlu’nun Kaleminden: Türkiye-Mısır İlişkilerinin Yeniden Şekillenmesi, Jeopolitik, Ekonomik ve Bölgesel Güvenlik Perspektifleri

1. Giriş Değerli Cumhurbaşkanımız

1. Giriş

Değerli Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin bölgesel liderliğini pekiştiren vizyoner politikalarıyla uluslararası alanda dikkat çekmektedir. Özellikle Ortadoğu’da dengeleri değiştiren hamleleri ve diplomatik girişimleriyle Türkiye-Mısır ilişkilerinin yeniden normalleşmesinde kritik bir rol oynamıştır. Erdoğan’ın kararlı ve pragmatik dış politikası, iki ülke arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilerin yeniden inşasına katkı sağlarken, bölgesel barış ve işbirliği çabalarına da önemli bir ivme kazandırmıştır.

Türkiye’nin Mısır ile ilişkilerini geliştirmeye yönelik stratejik adımları, Erdoğan’ın liderlik yeteneklerinin ve bölgesel istikrarı önceleyen diplomatik başarısının bir yansımasıdır.Türkiye ve Mısır, tarih boyunca hem jeopolitik hem de kültürel anlamda önemli roller üstlenmiş iki bölgesel güç olarak bilinir. Bu iki ülkenin ilişkileri, özellikle 2011 Arap Baharı ve ardından yaşanan siyasi gerilimlerle çalkantılı bir dönem geçirmiştir. Ancak, 2020’li yılların başında ortaya çıkan yeni bölgesel ve küresel dinamikler, Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkilerin yeniden canlanması ve işbirliğine yönelik güçlü bir iradenin gelişmesi için zemin hazırlamıştır. Bu bağlamda, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi’nin Türkiye’ye gerçekleştirdiği 4 Eylül tarihli tarihi ziyaret, iki ülke arasındaki ilişkilerin geleceği açısından bir dönüm noktası olarak değerlendirilebilir. Ziyaret, sadece geçmişte yaşanan siyasi gerilimlerin aşılması açısından değil, aynı zamanda ekonomik, stratejik ve güvenlik alanlarında yeni işbirliği imkanlarının keşfedilmesi açısından da kritik bir öneme sahiptir.

1.1. Türkiye ve Mısır Arasındaki Tarihi Ziyaretin Önemi

Mısır Cumhurbaşkanı el-Sisi’nin 2024 yılında Türkiye’ye yaptığı bu ziyaret, on yılı aşkın süredir iki ülke arasında diplomatik düzeyde gerçekleşen en üst düzey temaslardan biri olması sebebiyle dikkat çekmektedir. İki ülkenin yakın geçmişte yaşadığı siyasi çekişmelere rağmen, bu ziyaretin gerçekleştirilmesi, ilişkilerin normalleşmesine yönelik somut bir adım olarak görülmelidir. Ziyaretin zamanlaması, Türkiye ile Mısır arasındaki jeopolitik rekabetin bölgesel barış ve güvenlik için nasıl dönüştürülebileceğine dair güçlü bir mesaj taşımaktadır. Aynı zamanda, bu ziyaret, Doğu Akdeniz’den Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya kadar geniş bir coğrafyada, Türkiye ve Mısır’ın daha istikrarlı ve işbirliğine dayalı bir ilişki geliştirme isteğini vurgulamaktadır.

1.2. İki Ülke Arasındaki Stratejik İşbirliği Konseyinin Yeniden Canlandırılması

Ziyaretin en önemli çıktılarından biri, Türkiye-Mısır Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin yeniden canlandırılmasıdır. Bu konsey, geçmişte iki ülke arasındaki işbirliğini pekiştirmek amacıyla kurulmuş, ancak diplomatik ilişkilerin bozulmasıyla işlevsiz hale gelmişti. Konseyin yeniden aktive edilmesi, Türkiye ve Mısır’ın sadece ticaret ve ekonomi alanlarında değil, aynı zamanda bölgesel güvenlik ve stratejik işbirliği gibi daha geniş kapsamlı alanlarda da etkileşimlerini artırma niyetinde olduklarını göstermektedir.

Konseyin ilk toplantısı, iki ülke cumhurbaşkanlarının eş başkanlığında düzenlenmiş ve iki ülke arasında daha önce varılan anlaşmaların pekiştirilmesi ve güncellenmesi hedeflenmiştir. Toplantıda ele alınan konular, ticaretin artırılmasının yanı sıra enerji, savunma sanayi ve bölgesel güvenlik gibi stratejik işbirliği alanlarını da kapsamaktadır. Bu bağlamda, hem Türkiye hem de Mısır, ortak çıkarlar doğrultusunda çok taraflı işbirliğini geliştirme konusunda güçlü bir kararlılık sergilemektedir. Özellikle Akdeniz’deki enerji kaynakları ve Orta Doğu’daki güvenlik dinamikleri gibi hassas konular, iki ülkenin bölgesel işbirliğini daha da ileriye taşıyabileceği potansiyel alanlar olarak öne çıkmaktadır.

Bu stratejik işbirliği platformunun yeniden canlandırılması, iki ülkenin geçmişte yaşadığı siyasi krizlerin aşılmasında ve gelecekteki işbirliği fırsatlarının değerlendirilmesinde kritik bir rol oynayacaktır. Hem bölgesel hem de küresel düzeyde dengelerin hızla değiştiği bir dönemde, Türkiye ve Mısır arasındaki stratejik işbirliği, bölgesel istikrar ve güvenlik açısından da büyük önem arz etmektedir.

2. Ekonomik İşbirliğinin Gelişimi ve Sınırları

Türkiye ve Mısır arasındaki ekonomik işbirliği, son yıllarda önemli bir ivme kazanmış olsa da bu süreç, ekonomik göstergeler ve karşılıklı ticaret hacmi açısından bir dizi fırsat ve sınırlamayı beraberinde getirmektedir. Ticaret hacmindeki artışın temel dinamikleri, iki ülkenin küresel ve bölgesel düzeydeki ekonomik ve stratejik gereksinimlerinden kaynaklanmaktadır. Ancak, her iki ülkenin de ekonomi politikaları ve ticaret ilişkileri üzerinde etkili olan yapısal zorluklar ve krizler, bu işbirliğinin sürdürülebilirliği açısından belirleyici unsurlar olarak öne çıkmaktadır.

2.1. Türkiye-Mısır Ticaret Hacmindeki Artışın Dinamikleri

Türkiye ve Mısır arasındaki ticaret hacmi, özellikle 2020’li yıllarda belirgin bir artış göstermiştir. Bu artış, iki ülkenin ticari ilişkilerinde uzun bir duraksama döneminin ardından gerçekleşmiştir. Ticaretin yeniden canlanması, siyasi ilişkilerin yumuşaması ve her iki ülkenin de ekonomik kalkınma ve dış ticaret politikalarında yeni yönelimler belirlemesiyle mümkün olmuştur. Ticaret hacmindeki bu artış, büyük oranda Türk gıda ürünlerinin Mısır pazarına ihracatı ve Mısır’dan Türkiye’ye hammadde tedariki gibi unsurlarla desteklenmiştir. Özellikle Türkiye’nin gıda sektöründe kullandığı bazı hammaddelerin Mısır’dan sağlanması, ticaret hacminin büyümesine önemli katkı sağlamıştır.

Özellikle, Türkiye’nin gıda ihracatında yaşanan büyüme, Rusya-Ukrayna savaşının ardından bu ülkelerden tedarik edilen tarım ve gıda ürünlerine olan bağımlılığın azalmasıyla ilişkilidir. Mısır’ın Karadeniz bölgesinde süregelen çatışmalar nedeniyle gıda ithalatında yaşadığı sıkıntılar, Türkiye ile olan ticari ilişkilerin derinleşmesine neden olmuştur. Ancak bu artışın temel dinamiklerinden biri, Türkiye’nin bu dönemde Mısır’a yönelik gıda ve hammadde ihracatını artırmasıdır.

2.2. Ticaret ve Ekonomik İşbirliğindeki Yapısal Zorluklar

Her ne kadar Türkiye ve Mısır arasındaki ticaret hacmi hızla artmış olsa da, bu sürecin sürdürülebilirliği açısından bazı yapısal zorluklar mevcuttur. İki ülkenin ekonomilerindeki farklılıklar, bu zorlukların başında gelmektedir. Türkiye, sanayi ve teknolojiye dayalı bir üretim altyapısına sahipken, Mısır’ın ekonomisi daha çok tarım ve hammadde üretimine dayanmaktadır. Bu yapısal farklar, iki ülke arasındaki ticaretin dengesiz gelişmesine neden olabilir. Ayrıca, Mısır’ın Türk makine mühendisliği ve savunma sanayi ürünlerine duyduğu ilgiye rağmen, bu sektördeki işbirliğinin sınırlı kalması olasıdır. Özellikle Çin gibi güçlü rakiplerin varlığı, Türkiye’nin bu alandaki pazar payını artırmasını zorlaştırmaktadır.

Diğer bir yapısal zorluk, iki ülkenin ekonomik istikrar açısından karşı karşıya olduğu krizlerdir. Mısır, 2011 Arap Baharı’ndan bu yana ekonomik kalkınma süreçlerinde ciddi zorluklarla karşılaşmış, siyasi istikrarsızlık ve dış borç yükü ekonomik büyümeyi olumsuz etkilemiştir. Türkiye ise son yıllarda yaşadığı ekonomik dalgalanmalar ve yüksek enflasyon oranları nedeniyle ticaret hacmindeki büyümeyi sürdürebilmek için yapısal reformlara ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle, her iki ülkenin de iç ekonomik dinamiklerindeki kırılganlıklar, uzun vadeli işbirliğini sınırlayan faktörler arasında yer almaktadır.

2.3. Krizlerin Ticari İlişkilere Etkisi

Türkiye ve Mısır arasındaki ticari ilişkiler, uluslararası ve bölgesel krizlerden de doğrudan etkilenmektedir. Özellikle Rusya-Ukrayna savaşı, her iki ülkenin de tedarik zincirlerinde değişiklikler yapmasına neden olmuş ve bu durum, karşılıklı ticareti teşvik eden bir etmen haline gelmiştir. Mısır’ın Karadeniz üzerinden gerçekleştirdiği gıda ithalatının kesintiye uğraması, Türkiye’yi alternatif bir tedarik kaynağı haline getirmiştir. Ancak bu durumun geçici bir ticaret artışı sağlayabileceği, uzun vadede ticaretin istikrarlı bir şekilde büyümesi için yapısal iyileştirmelere ihtiyaç olduğu açıktır.

Diğer yandan, Covid-19 pandemisi ve onun küresel ticaret üzerindeki etkileri de iki ülke arasındaki ekonomik işbirliğinde yeni fırsatlar yaratmıştır. Pandeminin neden olduğu küresel ekonomik daralma, Mısır ve Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomileri de derinden etkilemiş, ancak aynı zamanda karşılıklı ticaret ve işbirliği için yeni alanlar ortaya çıkarmıştır. Özellikle sağlık, lojistik ve gıda sektörlerinde pandemi sonrası işbirliği fırsatları dikkate değerdir.

Sonuç olarak, Türkiye ve Mısır arasındaki ekonomik işbirliği, büyük bir potansiyele sahip olmakla birlikte, mevcut yapısal zorluklar ve bölgesel krizler bu işbirliğinin sürdürülebilirliğini tehdit eden unsurlar arasında yer almaktadır. Ticaret hacmindeki artışın dinamikleri, kısa vadede umut verici olsa da, iki ülke arasındaki işbirliğinin uzun vadeli bir stratejiyle desteklenmesi gerektiği açıktır.

3. Jeopolitik Faktörler ve Bölgesel Güvenlik

Türkiye ve Mısır, tarihsel olarak hem jeopolitik konumları hem de stratejik çıkarları itibariyle bölgesel güvenlik mimarisinin önemli aktörleri olmuşlardır. Son yıllarda, iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden şekillendirilmesinde jeopolitik dinamikler önemli bir rol oynamıştır. Özellikle Karadeniz bölgesinde yaşanan gıda krizi, askeri-iktisadi işbirliği ve Doğu Akdeniz’deki enerji rekabeti, Türkiye ve Mısır arasındaki işbirliğinin yeni boyutlar kazanmasına neden olmuştur. Bu bağlamda, her iki ülkenin de bölgesel güvenlik ve stratejik çıkarlar doğrultusunda ortak hareket etme ihtimali artmıştır.

3.1. Karadeniz’deki Gıda Krizi ve Mısır’ın Türkiye’ye Yönelmesi

Rusya-Ukrayna savaşı, Karadeniz bölgesinde tarım ve gıda ürünlerinin tedarik zincirlerini ciddi şekilde aksatmış ve bu durum, özellikle gıda ithalatına bağımlı ülkeler için büyük bir kriz yaratmıştır. Mısır, Karadeniz’den tahıl ve diğer gıda ürünlerini ithal eden ülkeler arasında yer almakta ve bu ithalata büyük ölçüde bağımlı durumdadır. Ancak savaşın başlaması ve Rusya ile Ukrayna arasındaki “tahıl anlaşmasının” durması, Mısır’ı alternatif tedarik kaynaklarına yönelmeye zorlamıştır.

Bu bağlamda, Türkiye, Mısır için önemli bir gıda tedarikçisi olarak öne çıkmıştır. Türkiye’nin stratejik konumu ve gıda üretim kapasitesi, Mısır’ın ihtiyaçlarını karşılayabilecek potansiyele sahiptir. Özellikle bu kriz döneminde Türkiye’nin, Mısır’a yönelik gıda ihracatını artırması, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin derinleşmesine yol açmıştır. Ancak, bu durumun geçici olabileceği ve uzun vadede istikrarlı bir işbirliği için daha kapsamlı ekonomik ve ticari düzenlemelerin yapılması gerektiği unutulmamalıdır. Karadeniz’deki gıda krizinin çözümüne yönelik uluslararası çabaların sonuç vermemesi durumunda, Türkiye ve Mısır arasındaki bu işbirliği daha da derinleşebilir.

3.2. Askeri-İktisadi İşbirliği: Mısır’ın Savunma Sektöründeki İhtiyaçları ve Türkiye’nin Rolü

Mısır, savunma sanayisi ve askeri kapasitesini geliştirmek için son yıllarda çeşitli ülkelerle işbirliği yapma arayışına girmiştir. Türkiye, özellikle savunma sanayiindeki ilerlemeleri ve özellikle insansız hava araçları (İHA) alanındaki başarısı ile Mısır’ın bu ihtiyaçlarını karşılayabilecek ülkeler arasında yer almaktadır. Mısır’ın savunma alanındaki bu talepleri, Türkiye ile askeri-iktisadi işbirliğinin potansiyelini artırmaktadır.

Ancak, bu alandaki işbirliği çeşitli yapısal zorluklarla karşı karşıyadır. Mısır, savunma sanayi ürünleri konusunda Türkiye’ye ilgi gösterse de, bu işbirliğinin hacmi ve sürdürülebilirliği noktasında bazı sınırlamalar bulunmaktadır. Özellikle Çin ve diğer büyük savunma sanayi ihracatçılarının varlığı, Türkiye’nin bu pazarda rekabet etmesini zorlaştırmaktadır. Ayrıca, Mısır’ın savunma bütçesi ve kapasitesi de bu işbirliğinin derinleşmesini sınırlayan faktörler arasında yer almaktadır.

Bununla birlikte, Türkiye’nin savunma sanayi ürünleri, özellikle İHA’lar ve diğer askeri teknolojiler, bölgedeki diğer ülkeler tarafından da talep görmektedir. Bu durum, Türkiye’nin savunma sanayi alanında bölgesel bir güç olma potansiyelini artırmakta ve Mısır ile bu alandaki işbirliğini stratejik bir boyuta taşıyabilecek unsurlar arasında yer almaktadır.

3.3. Enerji İşbirliği ve Doğu Akdeniz’deki Rekabetin Etkileri

Doğu Akdeniz, son yıllarda enerji kaynaklarının keşfi ile bölgesel ve küresel güçlerin yoğun bir rekabet içine girdiği bir bölge haline gelmiştir. Özellikle doğal gaz rezervlerinin varlığı, Türkiye ve Mısır’ın enerji politikalarını ve bölgesel işbirliği stratejilerini etkilemektedir. Her iki ülke de Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının çıkarılması ve Avrupa’ya ihraç edilmesi konusunda önemli aktörler olarak konumlanmaktadır.

Enerji işbirliği, Türkiye ve Mısır için potansiyel bir işbirliği alanı olarak öne çıksa da, bu alanda rekabet ve jeopolitik gerilimler de mevcuttur. Türkiye, Doğu Akdeniz’deki doğal gaz rezervlerine erişim konusunda çeşitli bölgesel aktörlerle anlaşmazlıklar yaşamaktadır. Özellikle Yunanistan, Kıbrıs ve İsrail gibi ülkelerle yaşanan gerginlikler, Türkiye’nin bu alandaki projelerine bir engel teşkil etmektedir. Mısır ise, bu bölgedeki enerji kaynaklarını çıkarma ve ihraç etme konusunda daha avantajlı bir konuma sahiptir.

Ancak, her iki ülke de Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarından faydalanma konusunda ortak çıkarlar doğrultusunda işbirliği yapabilirler. Özellikle Avrupa’ya gaz ihracatı konusunda Türkiye’nin coğrafi konumu ve Mısır’ın enerji kaynaklarına erişimi, iki ülke arasında stratejik bir işbirliği fırsatı yaratabilir. Bununla birlikte, bölgedeki diğer aktörlerle yaşanan rekabet ve jeopolitik gerilimler, bu işbirliğinin önünde potansiyel engeller oluşturabilir. Yunanistan, Kıbrıs ve İsrail gibi ülkelerle yaşanan anlaşmazlıklar, Türkiye ve Mısır’ın bu alanda işbirliği yapmasını zorlaştıran faktörler arasında yer almaktadır.

Sonuç olarak, Türkiye ve Mısır arasındaki jeopolitik faktörler ve bölgesel güvenlik dinamikleri, iki ülkenin işbirliği yapabileceği ve aynı zamanda rekabet edebileceği birçok alanı içermektedir. Karadeniz’deki gıda krizi, askeri-iktisadi işbirliği ve Doğu Akdeniz’deki enerji rekabeti, bu işbirliği potansiyellerinin en önemli başlıklarını oluşturmaktadır. Ancak, her iki ülkenin de bölgesel aktörlerle yaşadığı sorunlar ve iç siyasi dinamikler, bu işbirliğinin sınırlarını çizebilecek unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır.

4. Türkiye-Mısır Siyasi İlişkilerinin Tarihsel Bağlamı

Türkiye ve Mısır arasındaki siyasi ilişkiler, 21. yüzyılın başlarından itibaren önemli değişim ve dönüşümler yaşamıştır. Özellikle 2011 yılında başlayan Arap Baharı ve ardından gelişen siyasi olaylar, iki ülke arasındaki ilişkilerin seyrini belirleyen kritik dönemler olarak öne çıkmaktadır. Bu dönem, iki ülkenin hem iç politikalarının hem de bölgesel ittifaklarının değişmesiyle şekillenen bir süreçtir. 2011’de Müslüman Kardeşler’in yükselişi ve ardından 2013’te Mısır’da gerçekleşen askeri müdahale, Türkiye ve Mısır ilişkilerini derin bir krize sürüklemiştir. Bu süreç, aynı zamanda Ortadoğu’daki blok çatışmalarının da şekillenmesine yol açmıştır.

4.1. 2011 Arap Baharı ve Müslüman Kardeşler’in Yükselişi

2011’de Arap dünyasında başlayan halk hareketleri, birçok ülkede siyasi ve toplumsal değişimlere yol açtı. Arap Baharı olarak adlandırılan bu süreç, Mısır’da da büyük bir dönüşüme neden oldu. Mısır’daki halk ayaklanmaları, Hüsnü Mübarek rejiminin devrilmesiyle sonuçlandı ve ülkede demokratik seçimler yapıldı. Bu süreçte, Müslüman Kardeşler hareketi, Mısır siyasetinde hızla yükseldi ve 2012 yılında Muhammed Mursi’nin cumhurbaşkanı seçilmesiyle iktidara geldi.

Türkiye, özellikle Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti, Müslüman Kardeşler yönetimini güçlü bir şekilde destekledi. Türkiye’nin Arap Baharı sürecine yönelik olumlu tavrı ve Müslüman Kardeşler’in iktidara gelmesi, iki ülke arasında güçlü bir müttefiklik ilişkisi kurulmasına yol açtı. Türkiye, Müslüman Kardeşler’in siyasi ideolojisini kendi iç politikasıyla da uyumlu buldu ve bu dönemde iki ülke arasında olumlu ilişkiler gelişti. Ankara, bu dönemde Mısır’da İslami değerleri merkeze alan yeni hükümeti hem siyasi hem de diplomatik olarak destekledi.

4.2. 2013 Askeri Müdahale ve Türkiye-Mısır Gerilimlerinin Tırmanışı

Müslüman Kardeşler’in iktidara gelmesinden sadece bir yıl sonra, Mısır’da iç siyasi karışıklıklar ve halk protestoları yeniden başladı. 2013 yılında, Mısır ordusu halkın desteğiyle Muhammed Mursi yönetimine karşı bir darbe gerçekleştirdi ve Mursi görevden alındı. Abdülfettah el-Sisi’nin liderliğindeki askeri yönetim, Müslüman Kardeşler’i yasadışı ilan etti ve hareketin birçok liderini tutukladı.

Bu gelişme, Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkilerin hızla bozulmasına neden oldu. Türkiye, Mursi’nin devrilmesini ve Müslüman Kardeşler’e yönelik baskıları açık bir şekilde kınadı. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu müdahaleyi bir askeri darbe olarak nitelendirdi ve Mısır’daki yeni yönetimi tanımadı. Türkiye’nin bu tavrı, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin neredeyse tamamen kopmasına yol açtı. Bu süreçte, Mısır’ın Müslüman Kardeşler üyelerine uyguladığı baskılar ve Türkiye’nin bu hareketin liderlerine kucak açması, iki ülke arasındaki gerilimi daha da derinleştirdi.

Mısır, bu dönemde Türkiye’nin bölgesel müdahaleci politikasını eleştirirken, Türkiye de Mısır’ın otoriter yönetim biçimini hedef aldı. İki ülke arasındaki diplomatik temsil düzeyi düşürüldü ve ilişkiler uzun bir süre askıda kaldı.

4.3. Blok Çatışması: 2010’larda Ortadoğu’daki Kutuplaşmalar ve İttifaklar

2010’lu yıllarda Ortadoğu, çeşitli bloklar ve ittifaklar üzerinden keskin bir bölgesel kutuplaşma dönemine girdi. Türkiye ve Mısır arasındaki ilişkiler, bu bloklaşmanın en net örneklerinden biri haline geldi. Türkiye, Katar ile birlikte Müslüman Kardeşler’i destekleyen bir çizgi izlerken, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır gibi ülkeler bu harekete karşı çıktı. Bu, Ortadoğu’da İslami hareketler ve otoriter yönetimler arasındaki çatışmanın bir yansımasıydı.

2017 yılında Katar ile Suudi Arabistan ve BAE arasında patlak veren diplomatik kriz, Türkiye ve Mısır arasındaki kutuplaşmayı daha da derinleştirdi. Türkiye, Katar’ı desteklerken, Mısır Suudi Arabistan ve BAE bloğunda yer aldı. Bu süreçte Türkiye, Katar’daki askeri varlığını artırdı ve Müslüman Kardeşler hareketine verdiği desteği sürdürdü. Öte yandan, Mısır ve Körfez ülkeleri, Türkiye’nin bu politikasını bölgedeki istikrar için bir tehdit olarak gördü.

Libya’daki iç savaş da Türkiye ve Mısır’ın karşı karşıya geldiği bir diğer bölgesel çatışma alanı oldu. Libya’daki çatışmalar, Türkiye’nin Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni desteklemesi, Mısır’ın ise Halife Hafter liderliğindeki güçlere arka çıkmasıyla, iki ülke arasındaki rekabeti daha da şiddetlendirdi. Bu, 2019 yılında Türkiye ve Mısır’ın Libya’daki çatışmaların zıt taraflarında yer almasıyla zirveye ulaştı.

Bu dönemde, Türkiye ve Mısır arasındaki ilişkiler, yalnızca ikili düzeyde değil, aynı zamanda bölgesel ittifakların ve blok çatışmalarının bir parçası olarak şekillendi. Arap Baharı sonrası Ortadoğu’daki yeniden şekillenen siyasi harita, Türkiye ve Mısır’ı farklı bloklara yerleştirdi ve bu durum iki ülke arasındaki rekabeti derinleştirdi. Ancak 2020’lerin başında, her iki ülkenin de bölgesel çıkarlarını yeniden değerlendirmesi ve iç politikalarına öncelik vermesiyle ilişkilerde yumuşama sinyalleri görülmeye başlandı.

Sonuç olarak, Türkiye ve Mısır arasındaki siyasi ilişkiler, Arap Baharı sonrası dönemde yaşanan bölgesel gelişmeler, Müslüman Kardeşler’in iktidara gelmesi ve ardından yaşanan askeri müdahale gibi olaylarla şekillenmiş ve derin bir kriz sürecine girmiştir. Ortadoğu’daki blok çatışmaları ve bölgesel ittifaklar, iki ülkenin farklı kamplarda yer almasına neden olmuş, ancak son dönemde bu çatışmaların yerini işbirliği arayışlarına bırakmaya başladığı görülmektedir.

5. Yeni Bölgesel Düzenin İnşası: Türkiye-Mısır İşbirliği Potansiyelleri

Türkiye ve Mısır, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın iki önemli gücü olarak, tarihsel, kültürel ve jeopolitik nedenlerden ötürü sürekli etkileşim içinde olmuşlardır. Aralarındaki ilişkiler, geçmişte yaşanan gerginliklere rağmen, günümüzde daha pragmatik bir temele oturmaya başlamış ve işbirliği potansiyelleri ön plana çıkmıştır. Covid-19 pandemisi sonrası küresel ve bölgesel türbülanslar, bölgedeki yeni jeopolitik dengeler ve çeşitli ülkelerdeki iç karışıklıklar, Türkiye ve Mısır’ı daha yakın bir işbirliğine itebilecek fırsatlar sunmaktadır. Özellikle Libya, Somali ve Sudan gibi ülkelerde ortak çıkarlar, iki ülkenin bölgesel bir düzen inşasında birlikte hareket edebileceğini göstermektedir.

5.1. Covid-19 Sonrası Küresel ve Bölgesel Türbülansın Etkileri

Covid-19 pandemisi, tüm dünyada olduğu gibi Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde de derin ekonomik ve siyasi etkiler yarattı. Pandeminin küresel ekonomide yarattığı daralma, ülkelerin iç sorunlarına odaklanmasını zorunlu kıldı ve bölgesel çatışmalara yönelik ilgiyi bir süreliğine azalttı. Türkiye ve Mısır gibi bölgesel güçler, pandeminin yarattığı ekonomik zorluklarla mücadele etmek zorunda kaldılar ve bu süreçte ekonomik ve ticari işbirliği fırsatları ortaya çıktı. Her iki ülke de pandeminin ardından ekonomik toparlanma sürecine hız vermeye çalışırken, bölgesel işbirliğinin önemi daha belirgin hale geldi.

Pandemi sonrası ekonomik toparlanma ihtiyacı, Türkiye ve Mısır arasında daha fazla ticaret ve yatırım alanında işbirliği potansiyelini gündeme getirdi. Türkiye’nin gıda, inşaat ve sağlık alanındaki güçlü sanayi altyapısı, Mısır’ın ihtiyaçlarıyla örtüşmektedir. Pandemi döneminde Mısır’ın gıda güvenliği konusundaki endişeleri artmış ve Türkiye ile ticaret hacmi bu alanda önemli bir rol oynamıştır. Bu dönemde ortaya çıkan bölgesel türbülanslar, iki ülkenin stratejik çıkarlarını daha fazla uyumlu hale getirmiştir.

5.2. Arap-İsrail İlişkileri ve Bölgedeki Yeni Jeopolitik Dengeler

2020 yılında Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn’in İsrail ile imzaladığı İbrahim Anlaşmaları, Ortadoğu’daki jeopolitik dengeleri yeniden şekillendirdi. Bu anlaşmalar, Arap dünyasının İsrail ile ilişkilerinde önemli bir normalleşme sürecini başlattı ve bölgesel dinamikleri değiştirdi. Mısır, İsrail ile 1979 yılında imzalanan Camp David Anlaşması’ndan bu yana barış içinde yaşarken, bu yeni gelişmeler bölgedeki güç dengelerini yeniden belirledi. Türkiye, İsrail ile zaman zaman gerilimli ilişkilere sahip olsa da, bölgedeki bu yeni normalleşme sürecini dikkatle izledi.

Arap-İsrail ilişkilerinin normalleşmesi, bölgedeki güç dağılımını yeniden şekillendirirken, Türkiye ve Mısır için yeni işbirliği fırsatları yaratmaktadır. Özellikle Filistin sorunu, her iki ülkenin de dikkatle yaklaştığı bir konu olmaya devam ediyor. Mısır, Filistin-İsrail çatışmasında arabulucu rolünü sürdürürken, Türkiye de bu süreçte etkin bir oyuncu olma çabasını sürdürüyor. Arap-İsrail ilişkilerinde yaşanan bu yeni dönemde, Türkiye ve Mısır, bölgede barışın sağlanması ve Filistin sorununun çözümüne yönelik ortak çıkarları doğrultusunda daha yakın bir işbirliği yapabilirler.

5.3. Libya, Somali ve Sudan: Türkiye ve Mısır’ın Ortak Çıkar Alanları

Libya, Somali ve Sudan, Türkiye ve Mısır’ın bölgedeki çıkarlarının örtüştüğü ve zaman zaman rekabete de girdikleri önemli ülkeler olarak öne çıkmaktadır. Bu ülkelerdeki istikrarsızlık ve iç çatışmalar, her iki ülkenin de ilgisini çekmiş ve zaman zaman zıt taraflarda yer almalarına neden olmuştur. Ancak son dönemde, bölgesel düzenin sağlanması ve ortak çıkarların korunması için bu ülkelerde işbirliği potansiyeli artmaktadır.

a) Libya:

Libya’daki iç savaş, Türkiye ve Mısır’ın karşı karşıya geldiği en önemli çatışma alanlarından biri olmuştur. Türkiye, Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni (UMH) desteklerken, Mısır, Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu’na (LNA) destek vermiştir. Ancak son dönemde, Libya’da siyasi çözüm arayışlarının ön plana çıkmasıyla birlikte Türkiye ve Mısır’ın bu ülkede daha yapıcı bir rol oynama potansiyeli doğmuştur. Libya’nın istikrarı, her iki ülkenin de Akdeniz’deki çıkarlarını koruması açısından önemlidir. Ayrıca, Libya’nın yeniden inşasında Türk ve Mısır firmaları için büyük fırsatlar doğmaktadır. Bu, iki ülke arasında ticaret ve yatırım alanında yeni işbirliklerine kapı açabilir.

b) Somali:

Türkiye, son yıllarda Somali’ye yönelik önemli bir diplomatik ve ekonomik girişimde bulunmuş, Mogadişu’da bir askeri eğitim üssü kurmuş ve ülkenin yeniden inşasına katkı sağlamıştır. Mısır ise Somali’ye yönelik daha sınırlı bir diplomatik angajmana sahip olmasına rağmen, bu bölgeyi stratejik olarak yakından takip etmektedir. Somali’deki istikrarın sağlanması ve terörle mücadelenin başarılı olması, hem Türkiye hem de Mısır için önemlidir. Bu bağlamda, Somali’deki yeniden yapılanma süreçlerinde iki ülkenin ortak çıkarlar doğrultusunda işbirliği yapması olasıdır.

c) Sudan:

Sudan, hem Türkiye hem de Mısır için stratejik bir ülke konumundadır. Sudan’daki iç siyasi karışıklıklar, her iki ülke için de bölgesel istikrarı tehdit eden unsurlar arasında yer almaktadır. Türkiye, Sudan’da ekonomik ve diplomatik nüfuzunu artırma çabası içinde olurken, Mısır da Sudan’daki gelişmeleri yakından izlemekte ve kendi güvenliği açısından önemli görmektedir. Özellikle Nil Nehri üzerindeki su paylaşımı meselesi, Mısır ve Sudan arasında önemli bir gündem maddesidir. Türkiye, Sudan’da ekonomik kalkınmaya katkıda bulunurken, Mısır’la birlikte bu ülkede istikrarı sağlamaya yönelik adımlar atabilir.

Covid-19 sonrası küresel ve bölgesel türbülanslar, Arap-İsrail ilişkilerindeki yeni normalleşme süreci ve Libya, Somali ve Sudan gibi ortak çıkar alanları, Türkiye ve Mısır için işbirliği potansiyelinin arttığı başlıca alanlardır. Her iki ülkenin de bölgesel istikrarı sağlama ve iç ekonomik kalkınmalarına odaklanma ihtiyaçları, onları pragmatik bir işbirliği arayışına yöneltebilir. Bu işbirliği, hem bölgesel güvenliğe katkı sağlayacak hem de Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yeni bir bölgesel düzenin inşasında kritik bir rol oynayacaktır.

6. Filistin-İsrail Çatışması ve Türkiye-Mısır’ın Arabuluculuk Rolü

Filistin-İsrail çatışması, Ortadoğu’nun en karmaşık ve uzun soluklu sorunlarından biridir ve bölgedeki güç dengeleri üzerinde doğrudan etkisi olan bir meseledir. Türkiye ve Mısır, bu konuda tarihsel olarak aktif roller üstlenmiş, zaman zaman farklı yaklaşımlar sergilemiş olsalar da, Filistin sorunu her iki ülkenin de dış politikasında önemli bir yer tutmaktadır. Son dönemdeki bölgesel değişimlerle birlikte Türkiye ve Mısır’ın Filistin-İsrail çatışmasında arabuluculuk yapma potansiyeli yeniden gündeme gelmiştir. Bu bağlamda, iki ülke arasındaki işbirliği, bölgedeki istikrarın sağlanması açısından kilit rol oynayabilir.

6.1. Filistin Sorunu Üzerine İki Ülke Arasında İşbirliği Olasılıkları

Türkiye ve Mısır, Filistin-İsrail çatışmasına farklı tarihsel ve politik perspektiflerden yaklaşsa da, her iki ülke de Filistin halkının haklarını savunma noktasında ortak bir duruşa sahiptir. Mısır, 1979’da İsrail ile imzaladığı Camp David Anlaşması sonrasında İsrail ile resmi diplomatik ilişkilere sahip ilk Arap ülkesi olmuş, buna rağmen Filistin meselesinde Arap dünyasında etkin bir arabulucu rolü oynamaya devam etmiştir. Özellikle Gazze Şeridi üzerindeki etkisi ve sınır komşusu olması, Mısır’ın bu konuda önemli bir aktör olmasını sağlamıştır.

Türkiye ise, Filistin halkına olan desteğini özellikle son yıllarda artırmış, İsrail’in Filistin’e yönelik politikalarına sıkça eleştiriler yöneltmiştir. Türkiye, Filistin davasına destek verirken özellikle Kudüs’ün statüsü ve Filistinlilerin hakları konusunda güçlü bir duruş sergilemiştir. Son yıllarda Türkiye’nin Gazze’ye insani yardımlar göndermesi ve Hamas ile yakın ilişki kurması, Filistin sorununun çözümünde daha aktif bir rol üstlenme arzusunu göstermektedir.

İki ülkenin, Filistin meselesi üzerine işbirliği yapma potansiyeli, son dönemdeki bölgesel gelişmeler ve Filistin’deki istikrarsızlığın devam etmesi bağlamında yeniden önem kazanmıştır. Özellikle Gazze Şeridi’ndeki insani durum ve İsrail’in yerleşim politikalarına karşı Filistin halkının korunması konusunda Türkiye ve Mısır’ın ortak bir platformda buluşma olasılığı bulunmaktadır. Bu bağlamda, iki ülke Filistin yönetimi ile Hamas arasında diyalog kurulmasına ve iç barışın sağlanmasına katkıda bulunabilir.

6.2. Bölgesel Çatışmaların Çözümünde Türkiye ve Mısır’ın Rolü

Türkiye ve Mısır, sadece Filistin-İsrail çatışmasında değil, genel anlamda Ortadoğu’daki diğer bölgesel çatışmaların çözümünde de önemli arabulucu roller üstlenme potansiyeline sahiptir. Özellikle Arap Baharı sonrası Ortadoğu’da ortaya çıkan istikrarsızlık ve güç boşlukları, iki ülkenin daha aktif ve yapıcı roller üstlenebileceği alanlar yaratmıştır. Filistin meselesi, bu bağlamda daha geniş bir bölgesel barış sürecinin parçası olarak ele alınabilir.

Mısır’ın bölgedeki geleneksel arabuluculuk rolü, Camp David Anlaşması’ndan bu yana devam etmektedir. Mısır, İsrail ile ilişkilerini korurken aynı zamanda Filistinlilerin haklarını savunan bir denge politikası yürütmüştür. Özellikle Gazze Şeridi’nde Mısır’ın sınır kapısını kontrol etmesi, İsrail ve Hamas arasındaki ateşkes süreçlerinde arabulucu olmasını sağlamıştır. Mısır, bu rolüyle bölgesel güvenliğin korunmasında kilit bir aktör olarak öne çıkmaktadır.

Türkiye ise, özellikle son yıllarda Ortadoğu’daki çeşitli çatışmalarda arabuluculuk girişimlerinde bulunmuş, Suriye’de, Libya’da ve Katar krizinde aktif diplomasi yürütmüştür. Filistin-İsrail çatışmasında Türkiye’nin arabuluculuk potansiyeli, iki tarafla da doğrudan temas kurabilme yeteneğinden kaynaklanmaktadır. Türkiye, özellikle Hamas ile yakın ilişkileri nedeniyle Gazze’deki aktörlerle diyalog kurabilirken, aynı zamanda uluslararası alanda Filistin davasına verdiği destekle diplomatik ağırlığını kullanabilir.

Türkiye ve Mısır’ın Filistin meselesinde ortak bir arabuluculuk rolü üstlenmesi, iki ülkenin ilişkilerini de olumlu yönde etkileyebilir. Her iki ülke de bölgesel barışın sağlanması ve Filistin halkının haklarının korunması konusunda benzer çıkarlar taşımaktadır. Bu bağlamda, Filistin-İsrail çatışmasında ortak bir platformda buluşmak, Ortadoğu’nun genel istikrarına da katkı sağlayacaktır. İki ülkenin diplomatik bir işbirliği ile çatışmanın tarafları arasında güven artırıcı önlemler önermesi ve diyalog süreçlerini desteklemesi mümkündür.

Filistin-İsrail çatışması, Türkiye ve Mısır’ın dış politikalarında önemli bir yer tutmaya devam etmektedir. Her iki ülkenin de Filistin halkının haklarını koruma konusundaki ortak duruşu, onları bu çatışmada önemli birer arabulucu aktör haline getirmektedir. Ayrıca, bölgedeki genel çatışma dinamikleri ve Filistin sorununun çözüme kavuşturulması, Türkiye ve Mısır arasındaki diplomatik ilişkilerin iyileştirilmesi için de bir fırsat sunmaktadır.

Türkiye ve Mısır’ın Filistin meselesinde ortak bir arabuluculuk rolü üstlenmesi, bölgesel barışa ve istikrara önemli katkılar sağlayabilir. Bu bağlamda, iki ülkenin diplomatik girişimleri, Filistin-İsrail çatışmasının çözümüne yönelik uluslararası çabalarla da uyumlu hale getirilerek, uzun vadeli bir barış sürecine hizmet edebilir.

7. Sonuç

7.1. Türkiye-Mısır İlişkilerinin Normalleşmesinin Bölgesel ve Küresel Etkileri

Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkilerin normalleşmesi, sadece iki ülke açısından değil, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Doğu Akdeniz gibi geniş bir coğrafya üzerinde de önemli bölgesel ve küresel etkiler yaratmaktadır. On yılı aşkın bir süre boyunca gerilimli seyreden ilişkilerin yeniden inşa edilmesi, bölgedeki jeopolitik dengelerin değişmesine katkıda bulunabilir. İki ülke arasında yeniden kurulan işbirliği, bölgedeki çatışmaların çözümü ve istikrarın sağlanması açısından kritik bir rol oynayacaktır.

Bölgesel güvenlik, ticaret ve ekonomik işbirliği açısından Türkiye ve Mısır’ın yeniden işbirliği yapması, Orta Doğu’daki güç dengelerini etkileyebilir. Özellikle Filistin-İsrail çatışması, Libya’daki iç savaş ve Doğu Akdeniz’deki enerji meseleleri gibi stratejik alanlarda iki ülkenin ortak hareket etme potansiyeli, bölgesel barış çabalarına katkı sunabilir. Ayrıca, Türkiye ve Mısır’ın Arap dünyasındaki etkili aktörler olarak, diğer bölgesel güçlerle olan ilişkilerinde daha dengeli bir yaklaşım sergilemesi, bölgedeki bloklaşmaları da yumuşatabilir.

Küresel düzeyde ise Türkiye ve Mısır arasındaki ilişkilerin düzelmesi, özellikle Avrupa Birliği ve ABD gibi dış aktörlerin bölgeye yönelik stratejilerinde önemli değişiklikler yaratabilir. Türkiye ve Mısır’ın bölgesel barış ve istikrarı destekleyen ortak tutumları, Batı’nın bölgeye yönelik güvenlik ve enerji politikalarını da etkileme potansiyeline sahiptir. Ayrıca, iki ülkenin Afrika ve Doğu Akdeniz’de daha fazla işbirliği yapması, küresel ticaret ve enerji güvenliği açısından da olumlu sonuçlar doğurabilir.

7.2. İki Ülke Arasındaki İşbirliğinin Geleceği ve Olası Zorluklar

Türkiye ve Mısır arasındaki ilişkilerin yeniden canlanması, geniş işbirliği fırsatlarını beraberinde getirse de, bu işbirliğinin gelecekteki sürdürülebilirliği çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalabilir. İki ülke arasındaki tarihsel gerilimler, iç politik faktörler ve bölgesel rekabet dinamikleri, bu süreçte zorluklar yaratabilecek önemli unsurlar arasında yer almaktadır.

Öncelikle, Türkiye ve Mısır arasındaki geçmişte yaşanan diplomatik gerilimler ve siyasi anlaşmazlıklar, güvenin tam anlamıyla yeniden inşasını zorlaştırabilir. Müslüman Kardeşler hareketine yönelik farklı yaklaşımlar ve her iki ülkenin bölgedeki diğer aktörlerle olan ilişkileri, zaman zaman işbirliğini zora sokabilir. Özellikle Mısır’ın Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Türkiye ile rekabet halinde olan ülkelerle yakın ilişkisi, işbirliği potansiyelini sınırlayabilir.

İkinci olarak, ekonomik ilişkilerdeki yapısal zorluklar, iki ülke arasındaki ticaret ve yatırımların derinleşmesini engelleyebilir. Mısır’ın ekonomik kırılganlıkları ve Türkiye’nin yaşadığı ekonomik dalgalanmalar, ticari ilişkilerin sürdürülebilirliğini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, savunma sanayi ve enerji işbirliği gibi stratejik alanlarda yaşanan rekabet de işbirliğinin önünde bir engel olarak durabilir.

Buna rağmen, Türkiye ve Mısır arasındaki işbirliğinin derinleştirilmesi, iki ülkenin de bölgesel ve küresel düzeyde daha fazla etkili olmasına olanak sağlayabilir. Özellikle Libya, Filistin-İsrail çatışması ve Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları gibi stratejik konularda sağlanacak ortaklıklar, iki ülkenin çıkarlarına hizmet edecektir. Ancak, bu işbirliğinin sürdürülebilir olabilmesi için her iki ülkenin de siyasi ve ekonomik reformlara odaklanması, karşılıklı güvenin tesis edilmesi ve bölgesel rekabete dayalı politikalarını yeniden değerlendirmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak, Türkiye ve Mısır arasındaki ilişkilerin normalleşmesi, bölgesel istikrar ve güvenliğe önemli katkılar sunabilecek bir süreçtir. Ancak bu işbirliğinin gelecekte başarılı bir şekilde sürdürülebilmesi, hem iki ülkenin iç politikalarının uyumuna hem de bölgesel rekabetin yönetilmesine bağlıdır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Mısır ilişkilerinin normalleşmesinde oynadığı liderlik rolüyle dikkat çekmektedir. Bölgesel çatışmaların çözümünde ve diplomatik ilişkilerin yeniden inşasında aktif bir politika izleyen Erdoğan, Türkiye’nin dış politikasını esnek ve pragmatik bir temele oturtarak bölgesel işbirliğini güçlendirme yolunda önemli adımlar atmıştır. Özellikle Mısır’la ilişkilerin normalleşmesi sürecinde Erdoğan’ın stratejik öngörüsü ve bölgesel barışa yönelik kararlı duruşu, Türkiye’nin bölgedeki etkinliğini artırmış ve iki ülke arasında ticaret, güvenlik ve enerji işbirliği gibi stratejik alanlarda önemli fırsatlar doğurmuştur.

5 Eylül 2024, Diyarbakır

ankara escortbetturkeykonya eskortankara escortbalgat escortrestbetsultanbet7slotssilksleura.comhttps://kilpatrickspub.com/bonusataşehir escorthttps://www.101tally.com/starzbetescortladesbetistanbul escort bayanhttps://www.villageofdannemora.com/https://litkovskaya.com/Fixbet 2024tempobetbuy followers on tiktokladesbetonwineskort konyabetkommatadorbetmatadorbetmatadorbetbetciobonus veren siteler https://www.miltonwine.com/casino chefgrandpashabetgrandpashabetgrandpashabetstarzbetbetmatikvdcasinohacklinkGrandpashabethttps://thechelseatreehouse.com/mostbet girişsekabet girişjojobetjojobet kaydolmatadorbetddjojobet girişKavbet trend topic satın albetebetjojobetjojobetbetebetjojobetbetkanyonjojobet girişjojobet girişjojobetpusulabetgrandpashabetdumanbetonwin girişcasibommatadorbettipobetmatbet girişjojobetsahabetextrabetholiganbet girişjojobet girişcasinopopjojobettipobetbetpasgrandpashabet girişcasibom girişjojobetddultrabetbankobetjojobetjojobet girispiabetelitcasinocasibom girişcasibomcasibom girişcasibom girişcasibom girişjojobetcasibomdumanbetbetkombetkomcasibom girişSekabetistanbul escortbetcioGEO ACADEMYbio linkdeneme bonusumarsbahiskavbetonwinkavbetmatadorbettarafbetcasibomjojobet girişcasibom girişjojobet girişjojobetpusulabetjojobettarafbet twittermatbet güncelmatadorbetholiganbetslot oyunlarıjojobet girişjojobet girisjojobet girişmatbetbahiscomTümbetilbet girişJOJOBETjojobetgüvenilir casino siteleritipobetbetnanoMarsbahiscasibom adreslunabetcasibombetciomeritkingwebspormatbet güncelmatbet güncelbetriyalbetriyalbetriyaljojobet girişjojobet girisjojobet girişjojobet girişcasibom girişbetriyalbetkomTümbetvaycasino girişbetnanoholiganbetvaycasino girişvaycasino girişjojobetjojobetpusulabet girişcasibomjojobetmatbetmatbetmatbetjojobet girişjojobet girisjojobet girişjojobet girişsahabetjojobetjojobet girişjojobetjojobetcasibombahis siteleribetsmovebetsmovegalabetcasibom girişabcparibahisgaziantep escortgaziantep escortporno izlealanya travesticasinolevantparibahismarsbahisgrandpashabetvaycasinomostbet girişkavbetcasibom giriştarafbetextrabetcasinolevantGüvenilir Slot sitelericasinolevantcasibomcasibomjojobet girişcasibombahsegelsababetonwintipobetjojobet giirişjojobetjojobetjojobetcasibomcasibomjojobetcasibomcasibomjojobetjojobetjojobetcasibomcasibomCASİBOMCASİBOMcasibomCASİBOMcasibompadişahbetmatadorbet https://www.gulsehir.com/matbetcoinbarCASİBOMAsyabahissetrabetsosabetjojobettcasibom güncelmatadorbetmatadorbetMarmaris Travestianlık borsa takipmatbetmatbetyeni girişCASİBOMmatadorbet casibomCASİBOMMARSBAHSEGELgüncel girişbetturkeycasibomcasibomtarafbetJOJOsugar rushlevant casinobetriyal girişjojobet girişJOJOBET GİRİŞJojobet Girişcasibomjojobet girişcasibomjojobetcasibomMECİDİYEKÖY ESCORTbetnanojojobetby casinocasinoplus giriş