Cumhuriyetin ikinci 100. Yılına girdiğimiz gün içinde bulunduğumuz dünyanın ahvali şöyle: Nihayetinde Cumhuriyetin kurulduğu büyük Savaş aynı zamanda yıkılmış Osmanlı’nın topraklarında bir işgal ve sömürge düzeninin tesisini beraberinde getirmiş ve bu düzen bu coğrafyanın halklarına kan, gözyaşı, yıkım ve huzursuzluk vermeye devam etmektedir. 1947’de kurulan işgalci İsrail’i bir devlet olarak tanıyan ilk ve tek İslam ülkesi Türkiye olmuştur. İsrail bir Yahudi Şeriat devleti olarak bütün referanslarını kutsal kitaplarından alarak işgal ettiği topraklarda Filistin halkına karşı insanlık suçları irtikap etmekte ve soykırım uygulamaktadır.
Dünyanın gözü önünde İsrail hastane, okul, pazar yeri, cami, kilise demeden bütün sivil mekanları vahşice, barbarca bombalarken ölen masum çocukların cesetleri herkesin göreceği şekilde teşhir edilmektedir. Bu görüntüler “çağdaş uygarlığın” temsilcisi hiçbir Avrupalının vicdanını harekete geçirmediği gibi Netenhayu bu yaptıklarının Tevrat’ta anlatılanlara uygun olduğunu söyleyebiliyor.
Dolayısıyla Netenyahu’nun bugün büyük bir öfkeyle Gazze halkına karşı yürüttüğü katliamda sergilenen çocuk cesetlerinin birilerinin vicdanını harekete geçirebileceğini, durdurabileceğini zannediyorsak boşuna. Bu görüntüler çok geniş bir Yahudi kesiminin dinsel heyecanlarını, coşkularını daha da artırıyor.
İbrani-Siyonist devletinin şu anki deneyiminin üçüncü deneyim olduğunu ve şu anda sekizinci on yılını yaşadığını ve sekizinci on yılın lanetinin, selefinin başına geldiği gibi onun da başına gelmesinden korktuğunu ekledi.