Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Fatih ARITÜRK
Fatih ARITÜRK

Ramazan Ayı ve Hayırseverlerimiz!!!

Özellikle Ramazan aylarında hayır işlerinde yarış olduğu bir gerçek. Ramazan ayının fitre vermek yanında, genelde zekat ayı olarak da yorumlandığını söyleyebiliriz. Elbette, yardım işinde yarışan güzel insanlara muhabbetimiz var. Onları gönülden alkışlıyoruz.

Ne var ki, Devleti soyan ve hayırsever geçinen zenginlerden hep bahsedilmiştir! Maalesef, bu tezatları yaşamaktayız.  İspat edemezsek bile, devleti soydukları belli birçok iş adamları, holdingler, kendilerini öyle hayırsever, vatansever gösteriyorlar ki, şaşırmamak elde değil!

Hırsızlıklarını, soygunlarını, vurgunlarını, talanlarını kamufle etmek için okullar, yurtlar, yapanlar mı istersiniz, hayır işlerinde yarışıyor görünerek hastaneler, imarethaneler, hatta vakfiyeler kuranlar mı ararsınız! Ramazanlarda yardım paketleri gönderenleri mi, öğrencilere burs verenleri mi, kanaat önderi din allamelerine(!) zekât verenleri mi sorarsınız!

Alavere, dalavere işler yaparak köşeyi dönenler, servetlerine servet katmak için bakır çıkaracağız diyerek, devletin altın rezervlerini ruhsatsız işleyenler, miadı dolmuş veya dolmak üzere olan ilâçları Devlet Hastanelerine kakalayanlar, ihalelerde, devlet kurum ve kuruluşlarını kazıklayanlar, Devlete satarken pahalı; devletten alırken malları, arsaları, iş yerlerini ucuza kapatanlar nedense hep hayırsever kisvesine bürünenler arasından çıkmaktadırlar!

Evet ve maalesef tezatlar ülkesi olduk. Bu bakımdan, ben birilerinin, bir hayır işi yaptıklarını duyduğum veya okuduğum zaman zihnimde hep istifhamlar oluşur. Yaptığı bu hayır işinin kaynağı nedir, helâl mi, haram mı diye, kafamda sorgular, dururum!

Keşke, kokuşan yemek gibi, kirli paranın da kokusu gelseydi. O zaman,  gerçek hayırseverlerle, kamufleci hayırseverleri birbirinden ayırmak mümkün olurdu. Amma, aksini ispatlayamadıkça, hayır işlerinde görünen her insan HAYIRSEVERDİR!

Anti parantez söyleyeyim ki, Devleti soyan bir HAYIRSEVER olmaktansa, bizim gibi HAYIRSIZ BİRİ OLMAK EVLADIR! 

İyisi mi, yazımızı konumuzu anımsatan bir anekdotla noktalamak olacak. Anekdot şu:

Helal, haram demeden üçkâğıtçılıkla zengin olan yeni yetmelerden biri, hatırı sayılır miktarda  parayı bir medrese hocasına götürerek, fakihlere dağıtılmak üzere vermek istemiş. Ancak, gerçekten hâl ehli olan Medrese Hocası:

-Ben bu parayı kabul edemem! demiş.

Bunun üzerine yetme zengin sormuş:

-Neden Hocam?

Hâl ehli Hoca, cevabını sakınmamış:

-Bu paradan, lağım çukurundan çıkarılmış gibi pis bir koku geliyor!

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER