On bir ayın sultanı mübarek Ramazan ayına sayılı günler kaldı.
Ramazan ayı denilince doğal olarak akla eski Ramazanlar. 40-50 yıl öncesinin büyük bir sevinçle ve gümbür gümbür karşılanan o muhteşem Ramazanları.
Geçmiş yıllarda Ramazan hazırlıkları hemen her evde ve her mahallede 15-20 gün öncesinden başlardı.
Evin hanımları evi baştan aşağı gözden geçirir yıkar ve temizlerdi. O dönemlerde koltuk ve benzeri oturma grupları yoktu. Herkes yer minderleri ve sedirlerde oturulurdu. Bu minderlerin yüzleri de yıkanırdı.
Ramazan ayında tüketilmek üzere tandırlarda ekmek ve baksmayat denilen bir nevi simit pişirilirdi.
Yine aynı şekilde kiler veya bodrum gözden geçirilir. Buralarda ki bütün erzağın bir ay boyunca yetip yetmeyeceği konusunda bir karar verilirdi. Yeterli miktarda olmayan gıda maddeleri tamamlanır.
Bir de o tarihlerde her mahallede çocuklar ve gençler arasında yoğun bir faaliyet başlardı.
Çocuklar ve gençler Ramazandan bir gün önce yani arife günü mahalle meydanında çalı çırpı ve ince odundan inşa edecekleri ve Arapça melede olarak adlandırılan kula için malzeme toplarlardı .
Çocuk ve gençler için büyük bir neşe kaynağı ve uğraşısı olan memede ateşinin her evresini bir başka yazıda detaylı bir şekilde anlatırım.
Ramazan gelmeden önce ailenin ölmüşlerin ruhlarına ithaf edilmek üzere ekmek, helva ve mevsim meyveleri satın alınırdı.
Bunlar bir ekmek bir helva ve mevsim meyvelerinden bir ya da ikişer adet olarak ayrılır ve Ramazan arifesinde ikindiden sonra mezarlığa götürülerek dağıtılırdı.
