15-22 Nisan tarihleri arası günler TURİZM HAFTASI olarak kutlanır. Maalesef, 2022 yılı turizm haftasına Rusya-Ukrayna Savaşı ve Koronavirüs pandemisi gölgesinde giriyoruz. Türkiye, harika doğası ve tarihi zenginlikleri açısından turizm potansiyeli zengin ülkeler arasında sayılır. Türkiye’nin turizm gelirinin son yıllarda 40 milyar dolara kadar yükseldiği bilinen gerçeklerdendir. Ancak, KORONAVİRÜS BELASININ vurduğu sektörlerden birinin de TURİZM olduğu bir gerçektir. Tabii, sadece Türkiye’yi değil, turizm açısından zengin potansiyele sahip tüm ülkeler aynı durumdadır. Koronavirüs belâsı yanında, Rusya-Ukrayna Savaşı da, tuz biber ekti.
Bugünlerde doluluk oranları yüzde yüze varması gereken turistik yörelerdeki oteller, tesisler, lokantalar, konaklama yerleri bomboş. Adeta in-cin top oynuyor. Turizm sektörünün ülke ekonomisine zararı milyar dolarlarla ifade edilirken, yol açtığı işsizlik oranının da hayli yüksek olduğu bilinen gerçeklerdendir.
Turizm için (Altın yumurtlayan tavuk) denilmesi boşuna değildir. Maalesef, Koronavirüs belâsı, ALTIN YUMURTLAYAN TAVUĞUN DA KESİLMİŞ OLMASI SONUCUNU DOĞURMUŞTUR.
Koronavirüs PANDEMİSİ, bütün dünya devletlerinin ekonomisini alt-üst ederken, bu yıl 15-22 Nisan günleri arasında yapılması daha önceden plânlanan bütün etkinlikleri sıfırlamıştır. Ne Türkiye’ye başka ülkelerden gelen, ne de gidenler olacak. Bu yılın haftası KORONAVİRÜSLU 2.NCİ TURİZM HAFTASI olarak kayıtlara geçecektir. Hele Rusya’nın, Ukrayna’yı istilasıyla başlayan savaş, Türkiye’ye en çok turist gönderen bu iki ülkeden turist sayısının çok düşmesine, hatta sıfırlanmasına yol açacak gibi duruyor.
Koronavirüs, görünmeyen bir düşman. İnsanlığın düştüğü zaafa bakar mısınız. Bu virüs, Atom bombasından bile tehlikeli.
Koronavürs pandemisi nedeniyle geçtiğimiz yıl gibi, bu yıl da ölü geçeceği anlaşılan Turizm mevsimine rağmen bilmemiz gereken şudur ki bu sektör, ülkelerin gelişmişliklerine katkı sağlayan çok önemli bir sektördür. Hatta, ülkelerin kalkınmalarının dinamosu hükmündedir. Ülkemiz, gerek tarihi ve gerekse doğal zenginlikleri itibarıyla çok zengin bir kültürel mirasa sahiptir. Unutmayalım ki turist altın yumurtlayan tavuk hükmündedir. Bunun bilincinde olarak, turistleri sahiplenmemiz ve yolunacak kaz gibi görmememiz gerektiğinin altını da çizelim.
Türkiye geneli için durum böyleyken ve yaşanan pandemiye rağmen biz yine de gelecek yıllara yönelik olarak Siirt’imizin turizminin gelişmesi konusunda neler yapılabileceğini maddeler halinde ilgililerin ve yetkililerin dikkatlerine sunalım:
*Öncelikli olarak Merkez ilçede ve Tillo’da mutlaka Müze kurulmalıdır.
*Yine Merkez ilçede Halk Kütüphanesi bünyesinde Turizm tanıtım bürosu açılmalıdır.
*Siirt’in tarihi ve turistik yerlerini gösteren bir harita bastırılarak, bu haritanın büyük ölçekli olanının İl merkezi ve diğer ilçelerde görülebilecek yerlerde hatta billboardlarda devamlı asılarak, turistlere yardımcı olunmalıdır.
*İl Merkezinde ve ilçelerdeki otellerde, Orduevi, Polisevi, Öğretmenevi ve Üniversite kampusunda Şehrin turistik yörelerini gösteren broşürlerin bulundurulması sağlanmalıdır.
*Halk Eğitimi bünyesinde açılacak kurslarda, Siirtli gençler İlimizin turizmiyle ilgili bilgilerle donatılarak, gelecek turistlere rehberlik etmelerinin eğitimi verilmelidir.
*Özellikle Tillo’da bulunan yazma eserlerin ivedilikle mikrofilmleri çekilmeli, Arapça, Farsça ve Osmanlıca olanlarının Türkçeye tercüme ettirilerek bastırılmaları sağlanmalıdır.
*İl Merkezinde ve diğer ilçelerde olabilecek yazma eserlerin tespiti, mümkünse sahiplerinden satın alınarak Siirt’te kurulacak müzede teşhir edilmeleri temin edilmelidir.
*Baykan İlçesinin Veyselkarani Beldesinde bulunan Hazret-i Veyselkarani Külliyesinin ziyaretçilere cevap verecek hale getirilmesi için gerekli yatırımlar yapılmalıdır.
*Tillo ilçesiyle, Veyselkarani Beldesinin SİT ALANI ilân edilerek, burada yapılacak her türlü imar tadilatı ve inşaatlar denetim altına alınmalı, SAKİN ŞEHİR statüsüne alınmaları sağlanmalıdır.
*Tillo’da bulunan Şeyh Hamza El Kebir, Şeyh Mücahit, İsmail Fakirullah, İbrahim Hakkı, Sultan Memduh ve diğer zevatlara ait külliyelerin bakım ve onarımları gerçekleştirilmelidir.
*Tillo’da İbrahim Hakkı, Baykan Ziyaret’te Veyselkarani Hazretleri için düzenlenen anma törenlerinin her yılın belirli günlerinde devamlı olarak yapılması sağlanmalıdır.
*Siirt İl Merkezindeki tarihi camilerin (Ulu Camii, Çarşı ‘Asakir’ Camii, Cumhuriyet ‘Hıdırıl Ahdar’ Camii) onarım ve bakımları sağlanmalı, gerçek adlarıyla bilinmeleri için tedbir alınmalıdır.
*Kormas, İrün, Küfre, Kiver gibi kaleler koruma altına alınarak restore edilmeli, halkın ziyaret edebilmesi için yollarının yapılması sağlanmalıdır.
*Eski Çukur çeşmeler ihya edilerek yok olmaktan kurtarılmalıdır.
*Belirli zaman dilimlerinde Taşbaşına gidilerek etkinlikler düzenlenmelidir.
*Cıgor, Yumurta Bayramı ve Siirt’in özel etkinlikleri olan ŞIHER (TEŞHİR) günleri ihya edilmelidir.
Şimdi denilebilir ki BU TOZDA, BU DUMANDA BU PANDEMİ SÜRECİNDE FERMAN MI OKUNUR!
Bizim temennimiz, gelecek yıllara yöneliktir. Koronavirüs pandemisinden ve Rusya-Ukrayna savaşından İNŞAALLAH KURTULACAĞIZ ve her alanda olduğu gibi, turizm alanında da önümüze bakacağız.