10 Kasım günleri Türkiye Cumhuriyetinin banisi Mustafa Kemal Atatürk’ün Ebediyete intikalinin yıldönümüdür. Vatanımızın halaskârı ve Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü ebediyete intikalinin yıldönümünde anarken, dini önderimiz HAZRET-İ MUHAMMED ile (O’na al ve ashabına salat ve selam olsun) milli liderimiz arasındaki bir bağlantıyı dile getirmek farz oldu. Mustafa Kemal Paşa, Vatanı düşmanlardan kurtardıktan sonra HALİFE, PADİŞAH VE BAŞKAN OLMASI yolunda yapılan bütün teklifleri elinin tersiyle itmiş, Türkiye Cumhuriyetinin kurucu Cumhurbaşkanı olmak şerefiyle yetinmişti. Oysa isteseydi, kendisine yapılan HALİFELİK, SALTANAT veya BAŞKANLIK tekliflerinden birini kabul eder ve rahatlıkla böyle bir makama otururdu.
Devrin büyük mutasavvıflarından Şeyh Ahmet Sünusi Hazretleri ile Atatürk arasında çok yakın bir ilişki vardı. Mustafa Kemal, KUTSAL İSYANI başlatırken Şeyh Ahmet Sünusi vaizleriyle açık destek vermişti. Şeyh Ahmet Sünusi Hazretlerinin Mustafa Kemal’i sevmesi ve desteklemesi sebepsiz değildi. Çünkü bir rüya görmüş ve o rüyanın etkisiyle ATATÜRK’E bağlanmıştı. Şeyh Ahmet Sünsi tarafından anlatılan ve rüyayı sadıka hükmünde olan şuydu:
Sünusi Hazretleri bir gece HZ. MUHAMMED’İ (O’na al ve ashabına salat ve selam olsun) rüyasında görmüştü. HZ. MUHAMMED, Ahmet Sünusi’nin elini sol eliyle sıkınca, Ahmet Sünusi, Hz. Muhammed’e, “Ey Allah’ın Resulü, neden sağ elini uzatmadın?” diye sormuş Hz. Muhammed, bu soruya “Sağ elimi Anadolu’da Mustafa Kemal’e uzattım” diye cevap vermişlerdi. Bu bakımdan Ahmet Sünusi Hazretleri, hilafet makamını Mustafa Kemal’e yakıştırmaktaydı.
Mustafa Kemal sultan ve halife olmak tekliflerini geri çevirmek yanında, Başkan olması yolunda yapılan teklifleri de reddetmiş ve bu konuda şöyle konuşmuştu:
“Amerika sistemini (ABD) memleketimizde tatbik etmeyi hiç hatırıma getirmedim. Sistemsiz ve kanunsuz tarzda Reisicumhurlukla başvekaleti birleştirmeyi asla düşünmedim. Ve düşünecek adam olmadığım bütün milletçe biliniyor zannederim.”
Evet, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, halaskarı ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal (ATATÜRK) kendisine Halife, Sultan ve Başkan olmak yolundaki teklifleri elinin tersiyle itmişti. Atatürk’ten sonra Cumhurbaşkanı olan cumhurbaşkanından hiç biri de BAŞKANLIK sistemini gündeme taşımadı. Merhum Cumhurbaşkanlarından Turgut Özal’ın da Başkanlık sistemini istediği yolunda söylentiler varsa da, bu konuda kendisi tarafından verilmiş hiçbir beyanat yoktur. Ta ki günümüze gelinceye kadar!
Sonuç itibarıyla ATATÜRK’E altın tepsi içinde sunulmuşken Hilafeti, Saltanatı ve Başkanlık sistemini elinin tersiyle itmiş olması, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamına yükselenler ve Başkanlık sistemini özümseyenler için yeterli bir uyarı olsa gerektir…