Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Fatih ARITÜRK
Fatih ARITÜRK

“Sakal-ı Şerif”  Etkinlikleri Konusunda

Peygamber Efendimiz HAZRET-İ MUHAMMED’E (O’na, al ve ashabına salat ve selam olsun) duyulan sevginin tezahürü olarak (SAKAL-I ŞERİF) etkinlikleri düzenlendiği bir gerçektir. Genellikle camilerde, tekkelerde ve hanelerde özel muhafazaları içinde korunan, mübarek gün ve gecelerde ziyaret edilen SAKAL-I ŞERİF etkinlikleri dini açıdan ne derece gerçekçidir.

Zaman zaman düzenlenen dini etkinliklerde (SAKAL-I ŞERİF) teşhirleri yapıldığı, Müslüman kardeşlerimizin de heyecanlanıp gözyaşı dökerek, Kâbe’yi tavaf eder gibi, sakal-ı şerif’in konulduğu muhafazaların etrafında döndükleri gerçeğini görmezden gelemeyiz.

Diyanet İşleri Başkanlığı verilerine göre 422 tanesi İstanbul’da olmak üzere Türkiye’de 1818 adet sakal-ı şerif bulunmaktadır. Sakal-ı şerif etrafında  dönerek Peygamberimize tapma işine girişmek, Allah’a ortak koşmaktır, bir başka deyişle şirktir. Peygamberimize ait olduğu iddia edilen sakal tellerini öpmek, o sakallara yönelik dua etmek, onların önünde yerlere yatarak ağlamak da saygı ifadesi değil, putperest eylemidir. En azından bid’attır.

Bid’at, dinin özünde olmayan, Peygamber Efendimiz Hazret-i MUHAMMED’in (O’na al ve ashabına salat ve selam olsun) yapmadığı ve yapılmasını tavsiye etmediği din adına yapılan etkinliklerdir.

Bid’at ile ilgili birkaç hadis-i şerifin meallerini sunduktan sonra asıl konumuza dönelim:

*Peygamber Efendimiz buyururlar ki: “Sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabıdır, yolların en hayırlısı Muhammed’in yoludur. İşlerin en şerlisi muhdes olanlardır. Dine sonradan sokulan her şey bid’attır, her bid’at dalalettir ve her dalalet ateştedir.”

Muhdes: Dinden olmayan şeyin din adına çıkarılması.

*“…Yolun en faziletlisi Muhammed’in yoludur. En kötü iş ise sonradan icat edilenlerdir. Her bid’at dalalettir.”

*“Hakikat şu ki kim benden sonra terk edilmiş bir sünnetimi ihya ederse, onunla amel eden herkesin ecri kadar o kimseye sevap verilir, hem de onların sevabından hiçbir şey eksilmeden. Kim de Allah’ın ve Rasulünün rızasına uygun düşmeyen bir dalalet bid’atı icad ederse onunla amel eden insanların günahları kadar o kimseye günah yükletilir, hem de günahlarından hiç bir şey eskitilmeden.”

Şimdi, SAKAL-I ŞERİF konusuna dönelim ve Diyanet İşleri Başkanlığını önemli bir göreve davet edelim. Günümüzde TIP BİLİMİ hayli ilerlemiştir. Bir kılın bile kime ait olduğu DNA testleriyle ortaya çıkarılıbilmektedir. Peygamber Efendimize ait oldukları belirtilen SAKAL-I ŞERİFLER DNA testine tabi tutulursa, gerçekten Peygamber Efendimize ait ise hepsinin aynı genetiği taşımaları gerekir.

DNA, vücudumuzu oluşturan yapıtaşlarımız hücrelerimizin içinde yer alan ve bize ait tüm özelliklerin şifrelendiği genetik kodumuzu meydana getiren biyolojik yapılardır.

Evet, SAKAL-I ŞERİF oldukları belirtilen kıllar incelemeye tabi tutulsun. Gerçekten aynı genetiğin kodlarını taşıyorlarsa, varsın, isteyen istediği şekilde değerlendirsin. Ya, hiç birbirlerine uyum içinde değillerse, gereken yapılsın ve bid’atlere yol açılmasına müsaade edilmesin…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER