Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Cüneyt ARITÜRK
Cüneyt ARITÜRK

SAVAŞLAR VE EFSANELER!

25 Haziran 1950 KORE SAVAŞLARININ başladığı tarihtir. Türkiye, Kore Savaşına asker göndermekle bu savaşa müdahil olmuş, bu savaşta binlerce kilometre uzakta kahraman Mehmetçiklerimiz şehit düşmüştür.

Savaşların gerçek boyutları yanında, efsanevi boyutlarının olduğu da bilinen bir gerçektir. Tarihin derinliklerine gidildiğinde, bütün önemli savaşlar için efsaneler anlatıldığı görülecektir. İşin gerçeği şu ki, savaşların efsaneler bölümü, her zaman için gerçeklerden çok daha ilgi çekicidir. Çünkü toplumların, efsanelere ihtiyaçları vardır. Tarihin bilindiği ilk yıllardan, 21. Asra girerken bile savaşların efsanevi tarafları hep olmuştur. Olmağa devam edecektir.

Kahramanlıklarımızın simgelerinden biri olan Çanakkale Zaferiyle ilgili anlatılan o kadar çok efsane var ki, bunlar toplanıp bir araya getirilirse, inanın başlı başına bir kitap olurlar. MESELA, GÖREVLENDİRİLMİŞ MELEKLERİN YEŞİL SARIKLARIYLA ÇANAKKALE SAVAŞLARINA KATILDIKLARI HEP ANLATILMIŞTIR.

Birinci Cihan Savaşında topraklarımızı işgal ederek Bitlis’e kadar gelmiş olan Rus Askerlerinin, Siirt sınırlarında DELİKLİTAŞA ulaştıkları zaman DERVİŞ HASAN adlı Siirtli bir evliyanın (ALLAH DOSTU) Siirt’ten attığı taşın Komutanlarının başına çarparak ölmesine yol açması sayesinde aralarına kargaşa düşerek dönmek zorunda kaldıkları da anlatılan efsanelerden biridir! Oysa tarihi gerçekler ışığında biliyoruz ki, Rus askerlerinin ülkelerine geri çekilmelerinin sebebi, Rusya’da başlayan Bolşevik isyanıdır.

Kore Savaşlarının gerçekleştiği yıllara ait efsaneler de hala anlatılır. O yıllarda da, yöremizin EVLİYA olarak nitelendirilen bazı zatlarının savaşa katılmak için TAYYİ MEKANLA (mekanı dürerek) Kore’ye gittikleri, askerlerimizle birlikte savaşa katıldıkları hep anlatılmıştır.

Kıbrıs Barış Harekâtı yıllarında ise  Kıbrıs’ı bombalamaya giden bir uçağımızın yakıtının bittiği sırada, Siirtli bir evliyanın pilotun yanına peyda olduğu, duasının bereketiyle uçağın yakıtının ful hale getirdiği ve benzeri efsaneleri çok duyduk, çok işittik!

İşin gerçeği şu ki, bütün milletler, tarihi gerçeklerden çok efsanelere inanıyorlar. Bu efsaneler, bir yerde insanlarımıza manevi bir doyumluluk vermektedir. Şu anekdotu aklımızdan çıkarmayalım.

Şeyh Efendi’nin birine sormuşlar:

-Şeyh Hazretleri, sizin için (kuş gibi kanatlanıp, uçuyor!) diyorlar, ne dersiniz?

Şeyh Efendi samimiyetle cevap vermiş:

-Bizim uçtuğumuz falan yok! Müritlerimiz bizi uçuruyorlardır!

Dinimizin bir kuralını anımsatarak yazımızı noktalayalım. Mucizeleri ancak Peygamberler (cümlesine salat ve selam olsan) gösterir. Son Peygamber HAZRET-İ MUHAMMED (O’na, al ve ashabına salat ve selam olsun) olduğuna ve artık peygamber gelmeyeceğine göre, mucizeler devri de kapanmış demektir. Efsanelere inanmak isteyenler, varsın yine de inansınlar!!!

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER