Savaş dediğimiz şey iki ülke, iki fırka veya iki zümre arasında ne şekilde olursa olsun taraflara olduğu kadar çevrelerine de zarar veren bir durumdur. Bu aşikâr zararın neresinden dönülürse kâr mutlaktır. Madem bu gerçeği biliyoruz öyleyse iç ve dış bütün savaş, kavga, gürültü gibi gereksiz yanlışlardan öncelikle kendimiz dönmeli ve sonra çevremizdekileri de barışa yönlendirecek hamleleri hayata geçirmeliyiz. Savaş durumundaki ülkelerden her bir taraf mutlaka az ya da çok zarar görür, başta can kaybı ve sakatlık gibi hayati önem taşıyan zararlar olmak üzere, daha sonrasında maddi olarak inşa edilen binalar, yapılan yollar, hastaneler, okullar tahribat alır ve kullanılamaz hale gelir. Bunlara ilaveten savaşan insanlarda ve özellikle savaşın yaşandığı ülkedeki çocuklarda psikolojik ve ruhsal olarak derin izler bırakması da cabası. Küçük dünyevi menfaatler uğruna gereksiz savaşlar olmamalı artık. Tüm bunlarla beraber mücadele olmalı mı? Evet olmalı ama; Yapılacak mücadele insanların hayatını kolaylaştırmaya yönelik olmalı, zorlaştırmaya değil. Bu mücadelenin en güzel yolu ise insan hayatını kolaylaştıracak, manevi yönden zararı olmayan teknolojik gelişmeler sağlamaktır. Savaşan ülkeler bu gelişmelerden uzaklaşacağı gibi savaşların olmadığı ülkeler ise bu tür gelişmelere daha kolay imza atacaktır.
Bütün insanların kucaklaştığı, barış ve sevgi dolu bir dünya dileklerimizle…