Selam alıp vermenin önemini anlatmak açısından ilginç bir anekdot vardır.
Anekdot şöyle:
Bir genç, karşı kaldırımdan geçen birisini arkadaşı zannederek selam verir. Ve ona doğru yönelir, yanına vardığında bakar ki, selam verdiği, arkdaşı zannettiği kişi değil. Aklınca özür dileyerek:
-Kusura bakmayın, uzaktan bakınca sizi bir arkadaşıma benzettim der.
Muhatabı gülümseyerek:
-Selam, Allah’ın selamıdır. Sadece arkadaşların arasında alınıp-verilmez. Peygamber Efendimiz (O’na al ve ashabına sabat olsun) “Selamı yaygınlaştırın” buyurmuşlardır diyerek devam eder:
-Madem beni arkadaşın zannettin, gel şu parkta oturup karşılıklı birer çay içelim deyince, ilk selamı veren teklifi kabul eder ve parkta oturup karşılıklı çay içerek, tanışırlar. Bu ilk tanışma faslından sonra ikili arasında gerçek bir dostluk hasıl olur. Öyle ki, ömürlenin sonuna kadar canciğer arkadaş olurlar. En gerekli anda biribirlerine kardeş gibi destek olurlar.
Bu anekdottan yola çıkarak selam alıp vermenin önemiyle ilgili dini bilgilerimizi tazeleyelim istedik. Selam vermek, dinimizin çok önemli kurallarından biridir. Selam vermek sünnet, ancak, verilen selamı almak farzdır. Peygamber Efendimiz HAZRET-İ MUHAMMED (O’na al ve ashabına salat ve selam olsun) yolda gördüğü çocuklara bile selam verirdi.
Selamlaşmanın anlamı karşılıklı olarak (Emin ol ki benden sana zarar gelmez) demektir. Selam, sadece tanıdıklar arkasında değil, yoldan gelip geçen herkese karşı uygulanan, insanları birbirine bağlayan sıcak bir duygudur. Birbirlerini hiç tanımadıkları halde, nice kişiler arasında selam alıp-vermek sayesinde zaman içinde nice samimi dostluklar kurulmuştur.
Selam vermenin de bir adabı, sünnet içinde sünneti vardır. Her şekilde selam verip almak güzel olmakla birlikte:
*Mevki itibarıyla büyük olanın, kendisinden küçük olana,
*Yaş itibarıyla küçük olanın, kendisinden büyük olana,
*Zenginin, fakire,
*Yürüyenin, oturana,
*Sayı itibarıyla daha az olan grubun, karşılaştığı daha kalabalık gruba,
*Arkadan gelenin, önünde yürüyene, selam vermesi, sünnet olan selam vermenin sünnetlerindedir.
Bir de YÜCE ALLAH’IN SELAM VERDİKLERİ VARDIR. Kur’an-ı Kerim’de mealen buyrulur:
*Selam olsun sabredenlere,
*SELAM OLSUN ölümü güzel olanlara,
*Selam olsun anne ve babasına iyi davrananlara,
*Selam olsun cahillerden yüz çevirenlere,
*Selam olsun Ahirette ALLAH’IN SELAM VERDİKLERİNE
*Selam olsun amel defteri sağdan verilenlere,
*Selam olsun iman edip salih amel işleyenlere,
*Selam olsun ölümü güzel olanlara,
*Selam olsun boş işlerden yüz çevrenlere,
*Selam olsun ahirette RAHMANA kavuşacak olanlara,
*Selam olsun Allah’ın ayetlerine inanlara,
*Selam Olsun Cennetliklere,
*Selam solsun takva sahiplerine Allah’ın sınırlarını koruyanlara,
*Selam olsun hidayete tabi olanlara,
*Selam olsun iman gelmez kimselerden yüz çevirenlere.
***
Ve biz de diyoruz ki:
SELAM OLSUN, BU YAZIMIZI OKUYANLARA…
“Selam verdim rüşvet değildir diye almadılar” diyenlere bakmayın, siz yine de selamı yayın!
YORUMLAR