Siirt Üniversitesi Ziraat Mühendisliği Fakültesi Meyve Bitkileri Uzmanı Prof. Dr. Koray Özrenk, fıstığın tüketimi konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Son yıllarda fıstığın kavrulmaya başlandığını belirten Prof. Dr. Özrenk, “Ancak kavrulma neticesinde fıstık bazı biyokimyasal ve fotokimyasal değişikliklere uğruyor. Diğer sert kabuklularda olduğu gibi Siirt çeşidi de E vitamini açısından zengindir. E vitamini, yağda eriyen bir vitamindir ve içeriğindeki doymamış yağ asitleri sayesinde kalp ve damar sağlığı ile sinir sistemi üzerine olumlu etki yapar. Tüm sert kabuklularda olduğu gibi Siirt fıstığında da bulunan, Omega 3 ve Omega 6 olarak bilinen bu faydalı bileşiklerin doğallığının korunması gerekir. Birçok mineral madde ve fenolik içerik gibi vitaminler de yüksek ısıdan zarar görür ve doğallıklarını kaybederler. Aynı zamanda, özellikle hava yani oksijenle temas ettiklerinde okside olup doğallıklarında azalmalar görülebilir. Bu durumda, gerek kavrulma ile oluşan yüksek ısıda faydalı bileşiklerin zarar görme ihtimali, gerekse fıstığın piyasaya sürülmesinde uzun süre bekletilmesi sonucu oksijenle temas ettiğinde yağ asitlerinin okside olma durumu nedeniyle bu işleme tekniğini değerlendirmek gerekir,” dedi.
Son yıllarda kavurma işleminde sentetik katkı maddelerinin kullanılmaya başlandığını belirten Prof. Dr. Özrenk, bu durumun fıstığın doğal tadını olumsuz etkilediğini ifade etti. Prof. Dr. Özrenk, bundan vazgeçilmesi ve öncelikli olarak fıstığın çiğ tüketilmesini isteyerek, “Ayrıca daha önceleri sadece tuzla yapılan kavurma işlemi, son yıllarda raf ömrünü uzatmak için bazı sentetik katkı maddeleri ile de yapılmaktadır. Bu durum, raf ömrünü uzatmakla birlikte doğallığını da olumsuz etkilemektedir. Önerim, tüm sert kabuklularda olduğu gibi Siirt fıstığını da mümkünse yaş olarak, değilse kavrulma işlemi yapılmadan, hele de katkı maddeleri katılmaksızın çiğ olarak tüketilmesidir” dedi.