Siirt 12500 yıllık bir geçmişe sahip. Bu köklü geçmişi ile dünyanın en eski yerleşim yerlerinden birisi.
İnsanlar 12500 yıl önce göçebe hayatını bırakıp, aralarında Siirt’in de bulunduğu çok az sayıda ki alanda yerleşik hayata geçmişler.
Böylelikle konutla başlamak suretiyle kale, köprü, han, hamam, ibadethane ve benzeri ihtiyaç duydukları binalar ile çok sayıda araç gereçleri yaparak somut kültür mirasını oluşturmaya başlamışlar.
Aynı zamanda somut olmayan kültürel gelişimde sağlanmış; hikaye, masal, şarkı, türkü ve benzeri eserler üretilmiş.
Doğal olarak Siirt’te de bu kadim geçmişi nedeniyle çok zengin bir kültüre sahip oldu. Coğrafi konumunun getirdiği avantajla da asırlar boyu bölgenin eğitim ve kültür merkezi oldu.
Neredeyse her köyde günümüzün üniversiteleri konumunda olan medreselerde yalnız din alimi değil, astronomiden psikolojiye kadar pozitif bilimlerde de söz sahibi bilim insanları yetişti.
İstanbul ve Mısır dahil çok geniş bir coğrafyada görev yapan bu bilim insanlarının önemli bir bölümünün değişik bilim dallarında kaleme aldıkları eserlerle yazdıkları ilahi ve kasideler bulunmaktadır.
Bunların bir bölümü değişik kütüphanelerde koruma altındayken, bir bölümü de özel kütüphaneler ve kişilerin elimdedir.
Genelde Arapça olarak yazılmış bu eserlerin tamamına yakını basılmamış durumda.
Bu eserlerin insanların yararına sunulması gerekir. Bunun içinde öncelikle bir envanterinin çıkarılması gerekir.
Ardından da önem sırası ve orijinallik durumuna göre Türkçeye çevrilip basımı sağlanmalıdır.
Bunun yanında bu kitaplardan kişilerin ellerinde bulunanların bağış ya da satın alma yoluyla temin edilmesi ve kurulacak özel bir ihtisas kütüphanesinin el yazması eserler bölümünde koruma altına alınması gerekmektedir.
Türkçe eserlerle ilgili görüşlerimizi bir başka yazıda ele almaya çalışacağız.
Ayhan MERGEN
YORUMLAR