Siirt olarak iki konuda yanılgıya düşüyoruz.
Evliya dendi mi aklımıza hemen Tillodaki evliyalarımız; Sultan Memduh ve eşleri Hasya Hatun, İsmail Fakirullah ve onun en büyük eserim dediği öğrencisi İbrahim Hakkı Hz ile Veysel Karani Hz akla gelir.
Bunlar elbette en önemli ve önde gelen isimler. Ancak Siirt evliyaları bunlardan ibaret değildir.
Milli Şair Mehmet Akifin dediği “ Toprağı sıksan şüheda fışkıracak, şüheda”misali Siirt toprağını sıksan evliya fışkıracak.
O kadar yoğun evliyaya sahibiz.
Bütün ilçelerimizde ve köylerimiz de çok sayıda evliya yatmaktadır. Hz. Alinin ikinci eşi Hanife – i Rumiden doğma oğlu Muhammed Bin Hanife, Şirvan’ın Taşlı Köyünde meftun. Hz. Muhammedin halasının oğlu Şeyh Muhammed El Münkedir il merkezinde Ulus Mahallesinde kendi adını taşıyan Caminin avlusunda yatmaktadır.
Bir örnek vermek gerekirse, Siirt il merkezinde benim tespitlere göre 100 evliyamız bulunmaktadır.
Bu arada birçok kişi Pervari ilçesine çok yakın olan Yukarı Balcılar köyünde bulunan cennetle müjdelenen on sahabiden biri olan Abdurrahman Bin Avf Türbesini soracaklardır.
Yaptığımız araştırmada burasının türbesi olmadığı, muhtemelen makamı olduğu yönündedir.
Bir başka yanlışı yöresel yemekler söz konusu olduğunda yapıyoruz. Yöresel yemekler denildiğinde de aklımıza hemen büryan, perde pilav ve benzeri daha bir kaç yemek çeşidi gelir.
Oysa Siirt Mutfağı büyük çoğunluğu, tatlısından tuzlusuna, çorbasından salatasına kadar yerel 120 civarında yemeği bulunmaktadır.
Üzülerek belirtmek gerekirse bunların önemli bir bölümü kayboldu veya kaybolmak üzere.
Bu konuya önümüzdeki günlerde geniş bir şekilde eğileceğiz.