Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ahmet ARITÜRK
Ahmet ARITÜRK

(SİİRT TANITIM GÜNLERİ) ETKİNLİKLERİNDEN İZLENİMLER -2-

Yol yorgunu olduğum için otele gider gitmez ayrılan odaya çıktım ve başımı koyduğum gibi yattım. Cüneyt ise gezmek ve İstanbul’un tadını çıkarmak için dışarı çıktı.

Ertesi gün saat 10:00 sıralarında etkinlik alanına gitmek için önce Yenikapı metrosunun bulunduğu alana gittim. Oradan da yürüyerek ve sora sora etkinlik alanına ulaştım. Alanın ortasında büyük bir çadır vardı. Siirt’ten gelen kurum ve kuruluşlar için stantlar belirlenmişti. Siirt’le ilgili etkinliğe katkı sağlamak ve kendi reklamlarını da yapmak açısından olacak İstanbul’un Gaziosmanpaşa, Fatih, Sancaktepe, Esenler ve Bayrampaşa Belediyeleri de çadırın içindeki stantlarda yer ayırmışlardı.

Siirt Vakfı ise etkinlik çadırının girişinde orta  yerde büyük çadır içinde küçük çadırını kurmuştu. Küçük çadırın içinde kitaplar, broşürler, çay-kahve servisi için lüzumlu malzemeler vardı. Küçük çadırın etrafına ise etkinliğe katılacak Siirtli yazarların kitaplarını imzalamaları için masalar konulmuştu.

Yine etkinlik çadırının ortasında Siirt evliyalarının tanıtımının yapıldığı yazısal ve görsel tablolar yerleştirilmişti. Abdurrahman Bin Avf, Veyselkarani, Şeyh Hamza El Kebir, Şeyh İbrahim El Mücahid, Şeyh Musa, İsmail Fakirullah, İbrahim Hakkı, Şeyh Muhammed El Tomani, Molla Halil, Şeyh El Hazin, Şeyh Müşerref, Şeyh Kazım gibi zevatların biyografilerinin ve türbe fotoğraflarının yer aldığı panoların konulmasının amacı Siirt’in  EVLİYALAR DİYARI olduğuna vurgu yapmaktı. Biyografileri tetkik edip, dikkatlice okudum. Bazılarında hatalar vardı. Daha doğrusu yıllarca evvel hazırlanmış ve hemen her etkinlikte kullanılan bu materyallerin zaman içinde değiştirilmeleri gerekiyordu. Mesela Şeyh Müşerref’e ait biyografiyi okuyanlar hala hayatta olduğunu zannedebilirler.

Çadır içinde Valilik standı en başta yer alırken, bu standın, protokolün ağırlanması  amacıyla dizayn edildiği belliydi. Valilik standının altında Siirt Üniversitesine ayrılmış yan yana dört stant vardı. Siirt Ticaret Odası, Siirt Özel İdaresi, Siirt Kamu Hastaneleri Birliği stantları yan yana sıralanmıştı. Aynı sırada Kanal 56’ya da stant ayrılmıştı.

Karşı tarafta ise Siirt Belediyesi, Siirt Fıstık İşletmeleri Birliği (SFİT), Tillo Kaymakamlığı, Şirvan Kaymakamlığı, Şirvan Belediyesi, Pervari Kaymakamlığı, Pervari Belediyesi, Kurtalan Kaymakamlığı, Kurtalan Belediyesi, Eruh Kaymakamlığı, Eruh Belediyesi ve Baykan Kaymakamlığı ile Baykan Belediyesine ait stantlar yan yana dizilmişti. Kurum ve kuruluşlar kendilerini tahsis edilen stantlarda etkinliklerini, hünerlerini sergileyen tanıtıcı materyalleri teşhir etmekteydiler.

Stantlarda fıstık, Pervari Balı, Bıtım Sabunu, Siirt Battaniyesi, perde-pilav kabı, bakırdan mamul materyaller, menengiç kahvesi şal, kilim gibi Siirt’e özgü değerler sergilenmekteydi.

Çadırın dışında kalan geniş alanda ise verilecek konser ve yapılacak konuşmalar için geniş bir alan düzenlenmişti. Alanın çevresi boydan boya stantlarla doluydu. Stantların hemen hepsi, sahipleri Siirtli olan çeşitli firmaların tanıtımlarını yapmaları amacıyla dizayn edilmişti. Birçok firmalar ürünlerini veya iş alanlarını duyurmak için tezgâh açmışlardı. Bu arada, Siirt’in yemeklerinin yapılıp servis edildiği stantlar da vardı. Büryan, Kaburga, KİTEL İMMİ (İÇLİ KÖFTE) gibi yöresel Siirt yemekleri pişirilerek servis edilmekteydi. Tabii, yemekler paralıydı ve gerçeği söylemek gerekirse, oldukça da pahalıydı.

Yine çadırın dışında iki stant vardı ki, bana göre en önemlileri bunlardı. Siirtli Şair-Ressam Hemşerimiz M. Sait Yıldrırımer (AMMO BERHO) olarak ünlenen şiir kitabını imzalamak yanında, eserlerinden oluşan tablolarını kendisine ayrılan stantta  sergilemişti.

Yine Siirtli Yazar Hemşerilerimizden M. Şefik Görgin (Arapça Qelt Lehçesi) ile hazırladığı (Arabi l-Welêyê) – (Siirt Arapçası) adlı eserini okuyucularına imzalıyordu.

Hem çadırın içindeki, hem dışındaki stantları bir-bir gezerken, özellikle çadırın dışındaki stantlarda çok yakından tanıdığım ancak belki 50 yıldır görmediğim eski dostlarımla ve okul arkadaşlarımla  karşılaştım. Hepsiyle de sarmaş dolaş olduk. Şaka yollu birbirimize (yahu, sen daha sağ mısın) diye takıldık.

Etkinliğin ilk 3 gününde (8-19-20 Ekim) pek bir kalabalık yoktu. Siirtliler biz bize idik. Protokolden kimseler de ortalıkta görülmüyorlardı. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Muhterem Eşi Türkiye’nin First Lady’si Hemşiremiz Emine Erdoğan Hanımefendinin 21 Ekim’de etkinliğe katılacağı söyleniyordu. Anlaşılan ekabir takımı arz-ı endam için Emine Hanımefendinin geleceği günü beklemekteydi.

“SEN BENİMKİMİ YIKA, İKİ KAT PARA VEREYİM!”

Siirt’in şakalarıyla ve nükteleriyle ünlü MOLLASI sürgünde, Batı’daki bir köyde imamlık yaparken, köylülerin cenazeleri olmuş. Kendisini çağırmışlar. Gasil ve tekfin işlerini en güzel şekilde yerine getirmiş, cenaze namazını da kıldırmış. Mezarda defin işlemine de nezaret etmiş ve ölünün telkinini yapmış.

Bütün bu işleri yapmasının bir bedeli olacağı muhakkak. Nitekim ölü sahipleri de MOLLANIN mezarlıktan ayrılmasına fırsat bırakmadan cebine bir miktar para bırakmışlar.

Hoca’nın:

-Gerek yok, ben bu işleri ALLAH RIZASI için yapıyorum! demesine karşılık, cenaze sahipleri parayı vermekte ısrarcı olmuşlar. Bunun üzerine Hoca da verilen parayı kabullenmek zorunda kalmış. Ölülerine bir kere daha rahmet dileklerini iletmiş.

Ancak, cenaze sahipleri ile Hoca arasında hasıl olan al-ver işine şahit olan yaşlı bir köylü, Hocanın parayı kabullenmesinden sonra, adeta tehdit edercesine, elindeki bastonu Hocaya doğru sallamış. Hoca, önce görmezden gelmiş ama, yaşlı adam baston sallama işini bir-iki defa daha tekrarlayınca dayanamamış, yaşlı adamın yanına gitmiş.

-Hayrola Amca, deminden beri bana ne demeye bastonunu sallayıp duruyorsun! diye sormuş.

Yaşlı adam hiddetle:

-Daha ne olsun, senin bu yaptığın düpedüz rüşvet almaktır! İmam, rüşvet alır mı? diyerek çatmış.

Bunun üzerine Siirtli Molla:

-Gerçi ben bu işi ALLAH RIZASI için yaptım. Cenaze sahipleri zorla cebime para koydular. Bak amca, imamların namaz kıldırmaktan başka bir görevleri de yoktur. Buna rağmen, ben cenazeyi yıkadım. Affedersiniz, haya yerlerini bile ufaladım.  Halâ cebime zorla konulan para için “RÜŞVETTİR!” diyorsan, gel sen de benimkimi yıka, ben sana, cebime konulanın iki katı para vereyim, demiş…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER