2018 yılında Siirt Üniversitesi bünyesinde Tıp Fakültesinin kurulmasına karar verildiğinde ve bu karar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Siirt’teki mitingde müjde olarak verildiğinde hepimiz çok sevinmiş ve adeta havalara uçmuştuk.. Sevindik ve sevinmekte de haklıydık.. Çünkü Tıp Fakültesi bir üniversitenin ve hatta bir ilin en prestijli ve yararlı kurumudur.. Şehrin ekonomisinin yanı sıra, sosyolojik ve kültürel açıdan da büyük katkılar sağlıyor.. Çünkü Tıp Fakülteleri kurulu bulundukları illere diğer bölge illerinden yoğun bir ziyaretçi akını sağlıyor.. Yani, bir anlamda günümüz turizm hareketinin en önemli bölümünü oluşturan sağlık turizminin hareketlenmesine katkı sağlıyor. Ancak aradan geçen bunca yılın ardından Tıp Fakültesini incelediğimizde bir arpa boyu yol gitmediğimizi görüyoruz.. Halen dershane ve laboratuvarların içinde bulunacağı ve bir Tıp Fakültesi için olmazsa olmaz olan morfoloji binası inşaatına henüz başlanmış bile değil.. Öğrencilerimiz Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesinde misafir öğrenci olarak öğrenimlerine devam ediyorlar.. Bina bir yana öğretim üyesi kadrosu sayısal olarak olması gerekenin çok altında. Uygulama ve Araştırma Hastanesinden söz bile edemiyoruz.. Çünkü yürürlükteki mevzuata göre bir Tıp Fakültesinin kendi hastanesinin kurulabilmesi için bulunduğu şehrin nüfusunun 700 binden fazla olması gerekir ki, il olarak bizim bu sayıya ulaşabilmemiz için onlarca yıl geçmesi gerekiyor.
Bu arada yapımı planlanan ancak onda da yeterli gelişme sağlanamayan yeni hastane binasının Tıp Fakültesi Hastanesi olmadığını da belirtelim. Bizden sonra Batman Üniversitesi bünyesinde Diş Hekimliği, Mardin Artuklu Üniversitesi bünyesinde de Tıp Fakültesi kurulmasına karar verildi ve bu fakültelerde çalışmalar hızlı bir şekilde devam ediyor. Özellikle Mardin Artuklu Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji ve Uygulama ve Araştırma Hastanesi binalarının yapımını tek bir işadamı üstlenmiş durumda.. İnsan bu durumları görünce ister istemez üzülüyor. Duyduğumuz sevinç hüzne dönüşüyor.. Umarım hepimiz ilgili en üst makam sahiplerinden STK’lara, siyasetçilerden basın mensuplarına ve sokaktaki sade vatandaşa kadar hepimiz bu konudaki sorumluluğumuzun bilincine varır ve buna uygun olarak davranırız.
Konu önemli ve ilimiz açısından hayati bir konu.. Bu konuyu ele almaya ve geri kalınma nedenleri ile bu duruma yol açanları ele almaya devam edeceğiz.