“İller ve Destinasyonlar Tanıtım Çalışması” kapsamında, Tanıtma Genel Müdürlüğü ile Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı yetkililerinden oluşan bir heyetin 26 Ocak 2021 salı günü saat 15:30’da Barden Otelde Valimiz Sayın Osman Hacıbektaşoğlu’nun katılımıyla Siirt’in Turizm Hareketliliğini konu alan bir toplantı düzenleneceği belirtilmektedir. Benzeri toplantıların Türkiye’nin 81 ili için yapılacağı da verilen bilgiler arasında. Yani, ülke çapında bir turizm atağı. Bizim için TÜRKİYE, BÜYÜK VATAN, SİİRT İSE KÜÇÜK VATAN SAYILIR. Biz, Türkiye’ye de, Siirt’e de aşığız.
İlimiz, gerçekten çok ihmal edilmiş, haksızlıklara uğratılmıştır. Siirt’in uğratıldığı en büyük haksızlık 1990’lı yıllarda üçe bölünmesi olmuştur. Beş ilçesi (Batman, Şırnak, Beşiri, Kozluk ve Sason) bağrından koparılmış, bunun yanda 300’e yakın köyü de yeni oluşturulan Şırnak ve Batman İllerine bağlanmıştır. Siirt’in üçe bölünmesi işinde bile iller arası hudutlarda aranan şartlara riayet edilmemiş, sınır tespitinde köprü, çay, anayol, dağ, tepe gibi kriterler aranmamış, o zamanın siyasileri Siirt’in hudutlarını nüfus bölgelerine göre tespit etmişlerdir. Ağazadeler, şeyhzadeler (bu köylerde müritlerimiz, bu köylerde aşiret mensuplarımız var) diyerek Siirt’in yeni sınırlarını çizdirmişlerdir.
İlimizin SANAYİ TESİSLERİ KURULARAK kalkınacağı inancında değilim. Sonuç olarak SİİRT, BİR ÇIKMAZ SOKAKTIR. Hangi sanayici gelecek de, bu çıkmaz sokağa girecek!
Siirt’in kalkınabilmesinin en önemli ayağı ise turizmdir. İNANÇ TURİZMİ AÇISINDAN çok zengin bir potansiyele sahip olmasına karşılık, gerekli tanıtım yapılamamıştır. İlimizin turizm potansiyeline hareketlilik getirilmesi etkili bir şekilde sağlanmalıdır. Milattan önce 7-8 binli yıllara dayanan bir geçmişe sahip Siirt’te hala bir MÜZENİN bile bulunmayışı büyük bir eksiklik değil midir. Veyselkarani Beldesiyle, Tillo’suyla, Pervari’de Abdurrahman bin Avf Hazretlerinin makamıyla, Şirvan’da Muhammed bin Hanife gibi zevatlarıyla Siirt’i hala İNANÇ TURİZMİNİN merkezi haline getirememiş olmamız, elbette büyük bir eksikliktir. Siirt, sadece inanç turizmi açısından değil yeterli tanıtım yapılabildiği takdirde Botan’ıyla, Taşbaşı’yla, Kalet-ül Üstadıyla, Çemikari yaylasıyla ve daha nice doğa harikalarıyla turistleri celbedecek zengin bir potansiyele sahiptir.
İlimiz, maalesef yıllardan beri göç veren bir durumdadır. Siirt’ten göç eden 3 sınıf vardır. Çok zenginleşenler, çok fakirleşenler ve girişimci ruha sahip olanlar. Her ne sebeple olursa olsun, Siirt’ten göç etmek zorunda kalan hemşerilerimi asla yadırgamıyorum. (BÜYÜK DENİZİN BALIĞI BÜYÜK OLUR) denilmiştir. Memnuniyetle müşahede ediyoruz ki, Siirt’ten göç ederek, büyük şehirlere yerleşen hemşerilerimiz arasında büyük sanayi yatırımlarına imza atanlar, önemli mevkilere gelenler, medyada, bürokraside, siyaset hayatında yükselenler bulunmaktadır. Hemşerilerimiz adına dileğimiz Siirt’e her platformda sahip çıkmaları ve turizm alanında sağlanacak atılımlara katkı sağlamalarıdır.
Yorum yazıma son verirken, Siirt’in turizmini tanıtmak açısından kaleme alınmış bir şiiri okuyucularımla paylaşacağım:
BEN SİİRT’İM
TARİHİN KENDİSİYİM,
KAÇ BİN YILLARDAN BERİ
İNSANLARIN ENİSİYİM
BEN SİİRTLİYİM
SELÇUKLUYUM,
OSMANLIYIM,
TÜRKÜM, TÜRKİYELİYİM
BEN SİİRTLİYİM
ANA TARAFINDAN KÜRTÜM
BABA TARAFINDAN ARABIM
HASANKEYFLİYİM
BEN SİİRTLİYİM
ÜÇ DİLLİYİM
HEM DOLUYUM,
HEM DELİYİM
ARAPÇAYI EVDE
TÜRKÇEYİ OKULDA
KÜRTÇEYİ ÇARŞIDA,
PAZARDA ÖĞRENDİM
BEN SİİRTLİYİM
PERVARİ BALI GİBİ ŞİFALI
ZİVZ İK NARI KADAR
ŞERBETLİYİM
BEN SİİRTLİYİM
FISTIK EKERİM,
FISTIK DERLERİM
BEN BİR FISTIK GÜZELİYİM
BEN SİİRTLİYİM
TOPRAK KADAR MÜTEVAZİ
TOPRAK KADAR MÜNİS
TOPRAK KADAR
BEREKETLİYİM
BEN SİİRTLİYİM
ZULME BOYUN EĞMEM
BOTAN ÇAYI KADAR HIRÇIN
BOTAN ÇAYI KADAR ÖFKELİYİM
BEN SİİRTLİYİM
İBRAHİM HAKKI’YIM,
FAKİRULLAH’IM,
VEYSELKARANİ’YİM
BEN SİİRTLİYİM
ABİD’İM, ZAHİDİM
MUHAMMED’İN SEVDALISI
ALLAH’IN HAS NEFERİYİM