Bu; orta yerde kalıp, kendi halinde duran insanlar, bir yere yamanmak mecburiyetinde kalsınlar diye, ciddi tehdit ve baskılara maruz kalırlardı. -Genel anlamda; bir takım senaryolarla, insanlar; sağcı ve solcu olarak ikiye bölündü. Sağcı ve solcu gençler, birbirini öldürmeye kadar varan çekişme ve çatışmalara girdiler.
-Gerilim ve anarşinin tavan yaptığı 1977-1980 yılları arasında ben de çiçeği burnunda bir gençtim.Daha lisedeyken arkadaşlarımın yarısı sağcı, yarısı solcu olmuşlardı. Hatta; birçoğu çok çeşitli harflerle anılan değişik değişik derneklere üye olmuşlardı. Hatırladığım kadarıyla, sadece solcuların mensup olduğu; tam 72 frakasyon ve örgüt vardı. Bunlar sağcıları hedef aldıkları gibi çeşitli görüş farklılıklarından dolayı, birbirleriyle de çatışıyorlardı. Adeta; kaynayan bir kazan vardı ortada. Ben ise; birçok düşünce ve görüşten etkilenmekle birlikte, kendimi herhangi bir görüşe büsbütün yakın göremiyordum ve tabiri caizse, herhangi bir tarafa mensup olmadığımdan; şartlandırılmış kitlelerin gözünde, ben de bir ottum.
-Bazen; çeşitli ideolojilerin ezber kalıplarıyla konuşma ve tartışmaların yapılıp, çocuk yaştakilerin dahi başlarından büyük laflarla ahkam kestikleri gurup tartışmalarının ya da kendi kendini tasdik eden gurupların içinde bulurdum kendimi, bir anda. Çünkü; okulda,kahvede,sokakta hep bu tartışma ve konuşmalar hakimdi. Başta belirttiğim gibi; adeta bir modaydı olan biten ve öyle ya da böyle, modellerden birini seçmişti herkes kendine. Sorsan; onların hepsi bilinçli, onlar gibi düşünmeyen herkes bilinçsizdi. Sadece onların görüş ve düşünceleri doğru, diğerlerininki tümden ve tamamen yanlıştı. Oysa; onlar bilmiyorlardı ki; kurgulanmış bir oyunun birer kuklasına ve gerilim tezgahının birer kurşun askeri idiler.
-Bu; 70’li yıllardaki gerilim ve çatışmalar ve anarşi dönemi, son fasılda, 1980’in 12 Eylül darbesiyle bastırıldı. 1979 da Humeyni’nin darbeyle başa geçirilmesiyle İran’da sahte mollaların, katı din yönetimi başlatılırken. Asayişi sağlama gerekçesi ve bahanesiyle, kamusal alanda, baş örtüsü yasağı getirecek kadar İslamiyete karşı bir yönetim dönemi başlatıldı,Türkiye’de.
-Bütün sağcı ve solcu örgütlerin tamamı tasfiye edilirken, nedense, bu dönemde ortaya çıkarılan PKK; sıkıyönetim ve darbe yönetimine rağmen, azdıkça azdı, bu askeri rejim döneminde PKK’nın bu kadar eylem yapabilmesi, ayrıca sorgulanması gereken bir husustur.
-Sağ, sol hikayesi de nihayetinde; milleti birbirine düşürmek için; kurulan büyük bir tezgahta, sahnelenen oyundan başka bir şey değildi. Bölüp parçalayıp, çatıştırmanın en kolay yolu, insanları belirli ideolojilerin katı kalıplarına sokup, şu bucu yapıp, vuruşturmaktan geçiyor.Lakin; kendini fena kaptıranlar, bunun farkında bile değiller. Adeta transa geçmiş bir şekilde, görüş diye kendilerine benimsetilen suni kurgulamaların peşinden koşturup dururlar.