-Eskiler, ne güzel de; gayet geniş ve önemli bir mevzuyu 4 kelime ile özetlemişler.
– Mütevazı bir hayatı önermek adına kendini örnek gösteren eski insanlar; bu veciz ve anlamlı sözlerin, altın harflerle yazılmasını istemezlerdi elbet. Ama söyledikleri, tarihe altın harflerle yazılacak türden.
– Kapitalizme kendini kaptırmış olanların kulağına küpe olacak türden bir nasihat içeren bu önerme ile aza kanaat etmenin, temel huzurun anahtarı olduğunu vurgulamışlardı.
-Bugün; varlık ve bolluk içinde olanların, stres ve gerilimlerinin malzemesi, çok fazla olan mallarından başka bir şey değildir.
-Oysa; Yunus’un dediği gibi, “mal da yalan, mülk de yalan; var, biraz da sen oyalan” hesabı, gün gelecek saati, vadesi yaklaştığında er geç herkes bu gerçekle yüzleşecek.
Kim bilir, belki de; kimileri bir kazayla veya krizle, emaneti teslim edip, biranda çekip gidecek.
-Malının mülkünün sıkı sıkıya bekçiliğini yapanlar, ellerini sıkıp aşırı cimrilik yapanlar. Ya da; edindikleri mal ve mülkün bolluğuna istinaden, har vurup harman savuranlar, şüphesiz; vebal yüklü yanlış bir yoldalar. Ama tamah ve hırsları, almış başını gidiyor da; onları peşi sıra sürüklüyor. Sonu ucu belli olmayan, dipsiz dehlizde bir yolculuk.