-Her memlekette olduğu gibi Siirt’te de memlekete mal olmuş, adı geçtiğinde memleketteki hemen hemen herkin tanıdığı sembol isimler var.
-Bu yazımda; geçmişte sık sık karşılaştığım ve zaman zaman güzel diyaloglar kurabildiğim bu sembol isimlerin üçünden bahsetmek geldi, içimden.
-Eminim, bu yazıyı okurken; onları benden daha iyi tanıyanların hatıralarına, yüzlerce anı ve anekdot düşecektir.
-Remzi; sinemalardan çıkmaz, Türk filmleri ile karate filmlerini gayet büyük bir ilgiyle izlerdi. Oradan kaptığı replik ve hareketleri, kendine göre uyarlar, ona buna göstermeye çalışırdı. Bir keresinde; 2-3 arkadaşla birlikte, meydandaki Atatürk heykelinin tam karşısında bulunan, bir zamanların esnaf çayhanelerinden biri olan, Gürcan çayevinde oturmuş, sohbet edip çay içiyorduk. İçeriye Remzi girdi, girmesiyle birlikte; filmlerden kaptığı hareketlerden biri olan; sırtından bıçak çıkarır gibin yapıp, fışt vışt diye sesler çıkararak, bize fırlatır gibi yapıverdi. Durum ilk çakan ben olduğum için; ah deyip vurulur gibi yapıp, gözlerimi yalancıktan kapatarak yığılır gibi yapıverdim. Yanımdaki arkadaşta, oyuna katılıp yığıldı. Lakin diğer arkadaşımız, Remzi’yi çok iyi tanımıyordu. Bu nedenle ne olduğunu anlamaya çalışırken, kaş göz işareti ile onu uyardık, geç de olsa o da yaralanır gibi yaptı. Bunun üzerine, Remzi önce ambulans anlamında kendi deyimiyle ranbulans ranbulans deyip, ambulansın siren sesini ağzıyla gayet mahir bir şekilde öttürdü. Remzi bu; önce bizi vurdu, ardından kurtarmak için ambulans getirdi.
-Burhan’a gelince, Burhan o zamanki YSE’nin kamyonları başta olmak üzere, arabalarda gezmeyi çok severdi. Siirt’teki tüm şoförler, onu arabalarına alır gezdirirlerdi. Eniştem YSE’ci olduğu için, Burhan; eniştemi iyi tanır, her gördüğünde ona ibe ğele, yani teyze oğlu diye seslenirdi. Biz çocukken ablamın düğünde, eniştemi iyi tanıyan Burhan da gelmişti. Burhan; düğün alayına katılıp, oynamaya başladı. Halaydakiler bir sağ, bir de sol ayaklarını atarak halayda ilerlerken, Burhan tek ayak üzerinde sekiyordu. Bunun üzerine her Burhan vites değiştir dediklerinde, Burhan ayak değiştirip, öbür ayağının üstünde öylece hopluyordu. Burhan cemiyet ve düğünlere neşe katıyordu.
-Askero ise; boş şişeler başta olmak üzere münferit çöpleri toplar, bunları 3-5 kuruşa satarak geçimini sağlardı. Çöp topladığı için ona Askero ıl Çöpçi adını vermişlerdi. Bir arkadaşımın ustası maalesef içki müptelasıydı, dükkânda içer, biriken boş şişeleri Askero almaya gelirdi. Biraz saf olan Askero’yu, özellikle çocuklar kızdırıp gıcık verdiklerinde, onlara küfür ve hakaretler yağdırırdı. Bir keresinde, arkadaşımın dükkânında denk geldiğim Askero ile sohbet etme fırsatı buldum. Annesini çok sevdiğini, onu Hac’ca göndermek istediğini anlatmıştı, bana; aslında gayet sakin ve sevimli bir insan olduğunu fark etmiştim, o kısa sohbette. Lakin çoluk çocuğun onunla alay edip kızdırmalarına dayanamayıp, ezberindeki küfür ve hakaretleri seri bir şekilde yağdırmaktan kendini alamıyordu.
-Farklı davranışlarıyla, bu yerel sembol isimler; halkın ilgisini ve sevgisini kazanmışlardı. Hatta Siirt’e atanan idari amirler, başta vali olmak üzere, bu gariplere özel bir ihtimam ve özel bir davranış sergilerlerdi.
-Adeta, imtiyaz sahibi idiler.