– Müslüman inancına sahip olanlar için; dünya hayatı sonlanan bütün insanların, Allah tarafından tekrar diriltilerek, kavuşacakları Ahiret Hayatına inanmak, imanın şartlarındandır.
-Bir imtihan ve Ahir hayata geçiş vesilesi olan Dünya hayatını, insanlar; kendi iradeleri ve oluşan çok değişik durum ve şartlarla, birbirinden çok farklı şekillerde geçirebilirler.
-Ancak; herkesin imtihanı kendi şartları dairesinde olacaktır. Dünya hayatını oluşturan ömrün süresi az, ya da çok olabilir, mutlak olan şey; her canlının er ya da geç ölümü tadıp, Allah’a ve hesap gününe döndürüleceğidir.
-Nitekim; Âl-i İmrân / 185. Ayette;
“Her nefis ölümü tadacaktır. Yaptıklarınızın karşılığı ancak kıyamet günü tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konulursa, gerçekten o kurtuluşa ermiştir. İyi bilin ki, bu dünya hayatı, aldatıcı bir faydadan başka bir şey değildir.” şeklinde, buyurulmaktadır.
-Oysa hesap gününden sonra başlayacak ahiret, ebedidir.
-Dünyada çok çeşitli ve seçenekli hayat tarzları ve tercihleri söz konusu iken; dereceleri değişmekle birlikte, Ahirette; biri Cennet hayatı, diğeri Cehennem hayatı olmak üzere sadece iki çeşit hayat vardır.
-Asr Suresi’ de buyurulduğu gibi; Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
1,2. Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir.
3.Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir).
-Ne mutlu; yüce Kuran’daki ayetlerde belirtildiği gibi, iman edip, salih ameller işleyenlere. Birbirine hakkı ve sabrı tavsiye edenlere ki onlar; Ahirette Cennete girmeye namzet olanlar ve bunun için gece gündüz ibadet edip, Allah’ın emirleri doğrultusunda doğru işler yaparak, af ve niyaz için; Gafur, Rahman ve Rahim olan Allah’a sürekli yalvaranlardır.