-Malların dağıtımı ve insanların seyahati; ancak yollarla mümkündür. “Yol Medeniyettir,” Tarihi “İpek Yolu,” “Baharat Yolu” ve onlardan daha eski olarak bilinen “Kral Yolu” ve Siirt’teki Akabe yolunun bir parçası olduğu daha eski tarihi yollar, gösteriyor ki; binlerce yıldan beri ticaret yolları tesis edile durmuştur. Tabi, yaşadığımız bugünün modern dünyasında, durum çok farklı şekilde evrilmiştir. Bugün ayağımıza gelen her şey; havadan, karadan ve denizden çeşitli yollarla bize ulaşmaktadır. Yollar olmasa; evimize, işyerimize, oraya, buraya ve gezmeye dahi gidemeyiz. Yol olmasa fabrikalara hammadde gelemez, üretilen mallar dağıtılamaz, tarladaki ürünler taşınamaz; eve hiçbir kargonun gelemeyeceği gibi, mağaza ve marketteki ürünler raftaki yerini alamazlar.
-Bazıları, son yıllarda Türkiye’de yapılan yollar ve köprülerle ulaşım ile ilgili diğer yatırımlar için; yetkililer hakkında, “Parayı betona gömüyorlar” şeklinde bir serzenişte bulunuyorlar. Bu kardeşlerimizin kaçırdığı önemli detay şu; Alt yapı olmadan üst yapı olmaz. Bir yerleşim yerinin binalarından önce, o binalara bizi ulaştıracak yolların yapılması lazım. Ama biz, işe tersinden başlamaya alıştığımız için; önce evleri ve binaları yapıp, sonra yolları yapmaya çalışıyoruz. Onun için; kentlerimiz, mahallelerimiz bozuk ve çarpık.
-Son yıllarda, Türkiye’deki sanayi, ticaret ve turizmin daha düzgün yürümesini sağlayacak, çok önemli ulaşım projeleri hayata geçirilmiştir.
-Bu devasa projelerin bazıları; sadece, Türkiye’ye hitap etmiyorlar. Çevremizdeki ülkelere de hizmet veriyorlar. Son 8-10 yıl içinde gerçekleşen ve aynı zamanda Bölgesel ve Küresel öneme sahip olan ulaşım yatırımlarımızdan bahsedecek olursak:
-Dünyanın en uzun 4. Köprüsü olup, Yalova ve Bursa’yı, İstanbul’a bağlayan Osmangazi Köprüsü, ortasından tren hattı geçecek olan dünyanın en geniş köprüsü Yavuz Sultan Selim Köprüsü (3.köprü) ve nihayetinde 2023 metre uzunluğuyla dünyanın en uzun köprüsü olan, Çanakkale köprüsü yapılan en önemli yatırımlardandır. Bu büyük eserler, aynı zamanda Asya’yı Avrupa’ya bağlamaktadır.
-Dünyanın en büyük havalimanı tam kapasite devreye gireceği zaman yıllık 200 milyon yolcu taşıyacak İstanbul Havalimanı; geceli gündüzlü çalışılarak 4,5 yıl gibi rekor sayılacak şekilde, çok kısa zamanda bitirilmiştir ve bugünkü işletim kapasitesi ile Avrupa’nın en işlek havalimanıdır. Kargo kapasitesi de çok yüksektir. Asya, Avrupa, Afrika üçgeninin en muhkem havalimanı İstanbul Havalimanıdır. Deniz üzerinde inşa edilen havalimanlarımızla daha önce gıpta ile baktığımız Japonya seviyesine ulaştık. Devasa Antalya havalimanı da; turizmin hızlanmasını sağlayan önemli tesislerimizdendir.
-Dağlık ve engebeli olan ülkemizin birçok yerinde yapılan çok sayıdaki büyük tünel, kara ulaşımımızı hızlandırıp kolaylaştırmıştır. Bunların en büyüğü toplamda 14 km den fazla olan uzunluğuyla, Avrupa’nın da en uzun tüneli, Zigana Tünelidir. Bir zamanlar kayda değecek büyüklükte olan, sadece Bolu tünelleri idi. Bugün, onlardan çok daha büyük, onlarca tünel yurdumuzun farklı bölgeleri ve yörelerini birbirine bağlıyor. Ayrıca Türkiye’nin yollarında devasa viyadükler yapılmış durumda.
-Yine, Fırat, Dicle, Çoruh ve daha birçok akarsuyumuz ve baraj göllerimiz üzerinde çok uzun muazzam köprüler yapılmış durumdadır.
-Yolcu taşımacılığında geç gittiği için, neredeyse terk edilen trenler. Hızlı terenler sayesinde neredeyse uçak firmalarıyla yarışacak bir seviyede rağbet görmeye başlamıştır. İstanbul, Ankara, Konya ,Karaman ve Sivas hatlarına ilaveten Edirne hattı devreye girmek üzeredir.
-Şu anda denizyollarında bir atak beklenebilir, 3 tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizde, gemiciliğin arka planda kalması; herhalde denizci bir millet olmadığımızın bir sonucu olsa gerek. Yazımızın devamında; tam bağımsızlığımızın olmazsa olmazı, savunma sanayinde olan gelişmelerden bahsedeceğiz.