Eskiden Siirt’in, yaşayagelen kendine has otantik bir kültürü vardı.
-Tam olarak bilinmeyecek kadar eski bir tarihe ve beslenme kaynaklarına sahip olan bu yerel kültür, uzun bir dönem boyunca nesilden nesile aktarılarak bugünlere kadar taşınırken; yaşanan yoğun göçler ve küresel iletişim vasıtalarıyla empoze edilen modern kültürün yaygınlaşması gibi sebeplerle, maalesef bu kültür yapısı gitgide zayıflayarak neredeyse ortadan kalkmaya başladı.
-Oysa yerel kültürler; bir aidiyet duygusu içinde, toplumların hafıza ve benliklerini besleyerek, ortak paydalar vasıtasıyla, uyum içinde birlikte yaşamayı destekleyen, en önemli unsurlardan biridir.
-Geleneksellik ve yersellik güçlü etkilere sahip modernite ve küresellik karşısında, tıpkı küresel ısınma sonucunda dağlardaki eriyen buzullar misali; gitgide küçülüp tamamen ortadan kalkmasa bile, küçük mevziler halinde, ölüm kalım moduna girmiştir.
-Bir taraftan, içinde bulunduğumuz ahir zamana yenik düşüp, gitgide zayıflayan bin yılı aşkın bir geçmişe sahip olan yerel Siirt kültürü, Siirt’in dışarıya verdiği ve çevreden aldığı hızlı ve neredeyse kitlesel ölçekteki göçler nedeniyle önemli ölçüde erozyona uğrayıp, zayıflamıştır. -Siirt’in kültüyle yoğrulmuş, fakat yakın geçmişimizde; bilhassa başta terörün ortaya çıkardığı mal ve can güvenliği sorunu olmak üzere, ekonomik ve başkaca sebepler yüzünden; Siirt’i terk edip, Siirt’tin çok uzağına düşenler ile terör ya da başkaca sosyoekonomik sebepler yüzünden, adeta boşalan köylerden gelip; bir anda Siirt’i dolduran bir nüfus, kültürel açıdan yabancılaşıp, bir kopukluğa sebebiyet vermiştir.
-Siirt’in toplumsal açıdan doğru bir temel ve zeminde gelişmesi; Siirt ortak paydasında ve Siirt’in kadim ve köklü geçmişe sahip kültürü bağlamında; sosyolojik anlamda bütünleşip, kaynaşmakla mümkündür. Her Siirtlinin eliyle, bilgisiyle ve becerisiyle; büyük devletimizin şefkat ve himayesindeki güzel memleketimiz kalkınıp, hak ettiği huzur ve refahı bulması dileğiyle, başka bir yazıda buluşmak üzere, hoşçakalın.