Nöbetçi Eczaneler
-Ülkemizde, bilhassa Güneydoğu’da 40 yıldır süren terörün, ABD’nin güdümünde yaptırılan 1980 darbesi sonrasında yönetime el koyup, sıkıyönetimlerle tam bir askeri dikta uygulayanların, birçok sol ve sağ anarşi örgütlerini yok ettiği halde;1984 yılından itibaren Eruh ve Şemdinli baskınlarıyla peydahlanan PKK’ya karşı, etkili bir mücadele ortaya koymaması çok düşündürücüdür. Esasen terör; özellikle GAP projelerinin devamı olan Ilısu, Batman, Botan ve daha birçok barajın yapılmasını sabotajlarla engellemek için, bilhassa; Dicle ile Botan havzalarında konumlandırılmıştır. Burada ana amaç, sonradan Amerika’nın el koyacağı Irak topraklarına gidişi ciddi ölçülerde eksilecek olan suyun önündeki baraj yapımlarını bertaraf etmektir.
-Aynı zamanda, daha Suriye’deki bölünme hesapları ortada yokken, Kuzey Irak’taki peşmergelere entegre olacak bir bölgeyi Türkiye’den koparmanın altyapısı oluşturulmaya amaçlandığı bir gerçektir. Eğitim, ulaşım vs. gibi hizmetler; teröristlerce engellenerek, bölgenin Türkiye ile olan bağları ve ortak paydaları zayıflatılmaya, devletin hizmet götürememesinden dolayı da bölge halkın ve özellikle kırsal kesimlerdeki insanların temel hizmetlerden mahrum kalması sonucu oluşacak mağduriyetlerden devleti sorumlu tutulması sonucu, halkın devlete olan güvenini ve sadakatini azaltıp, bunun yerine kin ve nefreti arttırmaya çalıştılar. Askeriyenin içine sızdırılmış komuta kademelerindeki üst rütbeliler ve sahadaki alt rütbeli komplekslilerin eliyle, yöre halkı üzerinde askeri baskının orantısızca arttırılması, kin ve nefret tohumlarının ekilmesinde rol oynadı. Örgütün sivil ajanları kılıktan kılığa girerek olayların şiddetlenmesi adına halkı her türlü provoke ettiler. Terörü azdırılması için; FETÖ ve art niyetli derin yapıların elemanları, valisinden, hakimine ve savcısına varıncaya kadar, her türlü yönetim ve hukuk kademesine sızarak, buradaki teröristlerin işini kolaylaştırdı.
-Ermenilerin ve İsrail’in taşeronluğuna yapan terör elebaşları; ilk yıllarda taktiksel ve lojistik anlamda, hatta kaleşikof tüfeklerle olduğu gibi silah ve mühimmat anlamında; Rusya desteğinde ve güdümünde giderken, sonradan Gorbaçov’la dağılan ve zafiyete uğrayan Rusya’nın eteğinin altından çıkarak, Amerika ve Amerika’nın güdümündeki Avrupa ülkelerinin eliyle beslenmeye başladılar.
Amerika’nın Çekiç gücünün himayesinde, Irak’taki Kandil terör yatağı oluşturuldu. Daha sonra Arap ülkelerinde ve özellikle Suriye’de çıkarılan kargaşa ve savaş sonrası; önce kurgu örgüt DEAŞ’a işgal ettirilen Musul’dan başlayarak, Suriye’nin işe yarar ve Türkiye zarar verebilecekleri Kuzey Suriye topraklarını işgal ettirdiler. Amerikalı çakallar; ardından tüm bu bölgeyi PKK’ya yem ettiler. Halen de PKK’ya silah ve lojistik sağlayan, sözde müttefikimiz Amerika. Amerika, önce buraları, PKK’lılara işgal ettirip. Fırat ve Dicle arasındaki su ve verimli toprak kaynakları bakımından çok zengin olan Mezopotamya’yı Yahudi yerleşimcilere peşkeş çekecek. Tıpkı Filistin’i ve Kudüs’ü peşkeş çektiği gibi. Terör örgütleri; on binlerce asker ve vatandaşımızın canını kaybettirip, bir o kadarını, hatta daha fazlasının yaralanıp sakat kalmasına, on trilyonlarca lira ekonomik zarara sebep olduğu gibi, milyonlarca bölge insanın şehrini köyünü terk edip, düzenini kaybetmesine sebep olmuştur. Lanet olsun! Teröristlere ve onlarla iltisaklı olan herkese ve terör sevicilere. Selam olsun vatanını seven, koruyan ve milli olan herkese.