Ben bir Jeomorfolog; yani bir Yer Şekil Bilimcisi olduğum için, şunu gayet iyi biliyorum ki, Türkiye; Maden çeşitliliği bakımından dünyanın en zengin ülkelerindendir. Bunun da ana nedeni, yakın Jeolojik zamana kadar Türkiye’nin geçirdiği evreler ve tektonik hareketlerdir. Başta Volkanizma olmak üzere, dağ oluşumları esnasında oluşan şiddetli kıvrılma ve kırılma hareketleriyle ortaya çıkan; yüksek sıcaklık ve basınçlar ülkemizdeki maden oluşumunu zenginleştirip, çeşitlendirmiştir.
-Dünya rezervlerinin %72 sinin Türkiye’de olduğu bilinen Bor Mineralleri başta olmak üzere; Krom, Demir, Bakır, Kurşun-Çinko, Boksit (Alüminyum), Toryum, Uranyum, Altın, Kükürt, Mermer, Granit ve daha birçok maden ile mevzi yerlerde kısmen bulunan petrol ve doğal gaz. Görüldüğü gibi ülkece Yeraltı kaynakları bakımından yeterince zengin olduğumuz halde, dışa bağımlı kalalım ve kalkınmamız aksasın diye; içerdeki gafil ve hainlerin yardımıyla bu zenginliklerimiz uzun yıllar toprağın altında hapsedildi.
-Bu konuda, bana göre 15 Temmuz önemli bir milat. Zira; kalkışma ve darbe girişimine varıncaya kadar devletine ihanet edip, yaşlı kadın demeden masum sivillerin üzerine bombalar atacak kadar barbarlaşıp, adileşen, beyni kirletilmiş ve bencillikle yoğrulup, adeta mankurtlaşmış bir güruh; emperyal çetelerin maşası olarak devlet bürokrasisinin her tarafını sarmışlardı. Dış mihrakların ve Batılı emperyal odaklarıyla, mason çetelerinin taşeronu olan bu zillet grubu; ülkemizin lehine ve gerçek anlamda gelişmemiz adına olabilecek bütün olumlu gelişmeleri, sabote ettiler. Terörle mücadelede; yanlış yerlere, boş arazilere bombalar attırdıkları gibi, petrol, doğalgaz başta olmak üzere maden ve yeraltı kaynaklarını olmadık yerlerde aratarak,ülkeyi kasıtlı bir şekilde; imkan ve zaman kayıplarına uğrattılar. Dışarıya ve de özellikle petrole bağımlı kalalım, dışalımda dolara daha çok ihtiyacımız olsun ve dolardan dolayı Amerika’ya ve batıya mahkûm olalım. Ticaretimize açık verip; faizle bizi sömürmek ve borçlu olduğumuz için de; bizi istedikleri gibi evirmek ve çevirmek adına; dış kredilerine muhtaç kalalım diye bize kurdukları tezgâh ve kumpaslardan, en önemlisi kendi kaynaklarımızı kullanmamızı geciktirip, engellemeleridir.
-Anormal artan fiyatları ile petrol ve 1950’li yıllarda başlatılan Soğuk Savaş döneminden bu yana, Avrupa ülkelerini kumpasa almayı amaçlayan Rusya ve Amerika arasındaki sahte gerilim nedeniyle; ulaşılırlığı zora sokulan doğalgaz; daha da kıymete bindi. Bu nedenledir ki; Türkiye’de geçmişte doğru işler yapılmadığı için el değmeden öylece duran petrol ve doğalgaz rezervlerinin keşfinin ve işletilmesinin önemini daha da arttırmıştır.
– Bugün itibariyle; Karatenizde keşfedilen zengin doğalgaz sahaları ile Şırnak Cizre çevrelerine çıkarılmaya başlanan çok zengin petrol yataklarının 15 Temmuz’dan sonra bulunması bir tesadüf değildir. Hakeza; peş peşe ortaya çıkarılan altın sahaları ve bor minerallerinin yüksek katma değerli hale getirilmesindeki teknolojik ilerlemeler, içerdeki ihanet ve engellemelerin ortadan kalkmasının ortaya çıkardığı olumlu sonuçlardandır.
-Sözün özü; Türkiye maden ve doğal kaynaklar bakımından, dünyanın en zengin ülkelerindendir. Doğal Kaynaklarımızın bulunup kullanılmasındaki en büyük engellerden biri, belki de birincisi; çeşitli birimlere sızmış ihanet çeteleridir. Bürokratik ve teknik manada, bu zelillerden kurtulup, ehil kişiler devreye girdikçe; keşiflerin artması bunun en büyük göstergesidir.
-Allah’ın ülkemize bahşettiği imkân ve nimetler; devletimizin hızla kalkınmasına ve milletimizin hak ettiği refaha kavuşmasına vesile olur, İnşallah. Allah, devletimizi ma’mur ve mansur eylesin. Hain ve zalimlere karşı muzaffer eylesin.