İsrail’in Gazze’ye yönelik 7 Ekim saldırılarında binlerce insan hayatını kaybetti, yüz binlercesi yaralandı. Bombardımandan sağ çıkanlar ise açlık, susuzluk ve hastalıklarla mücadele ediyor. Onlardan biri de 68 yaşındaki Mervan Atvan.
İsrail’in Gazze’ye düzenlediği bombardımanlardan sağ kurtulan 68 yaşındaki Mervan Atvan, işgalin ortasında kansere yakalandı.
İsrail’in hastaneleri hedef alması nedeniyle tedavi olamayan Atvan, son ateşkesle Mısır’a sevk edilse de, kaldığı hastanenin yetersizliği nedeniyle ölümle burun buruna. Türkiye’de doktor olarak görev yapan oğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek babasının acilen Türkiye’ye getirilip tedavi edilmesini istiyor.
Gazze’de ölüm sadece bombalarla gelmiyor:İsrail uçaklarının attığı bombalar, şehirdeki her şeyi enkaza çevirdi. Anneler, babalar, çocuklar enkaz altında can verirken, hayatta kalanlar açlık, susuzluk ve çaresizlik içinde yaşam savaşı verdi. Mervan Atvan da bu cehennemin içinde hayatta kalmayı başaranlardan biriydi. Ancak ölüm onu başka bir şekilde yakaladı: Kanser.
Mervan Atvan’ın oğlu, 20 yıldır Türkiye’de yaşayan ve Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı olarak görev yapan bir doktor. Babasının kanser teşhisi konulduğu günden bu yana her kapıyı çaldığını söylüyor.
Bir baba ve oğlunun çaresiz çığlığı:Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Hüseyin Atvan, babasının sağlık durumuyla ilgili yaşanan süreci şöyle anlattı:
“7 Ekim’de başlayan Aksa Tufanı ile birlikte İsrail işgal rejimi, Gazze halkının üzerine tonlarca ağırlıkta binlerce bomba yağdırdı. Bu süreçte yaklaşık 70 bin kişi şehit olurken, 200 bine yakın kişi yaralandı. Bombardımanlardan sağ kurtulan Gazzeliler ise çeşitli hastalıklara yakalanmaya başladı ve ne yazık ki birçok kişi kanser teşhisi aldı. Bu süreçte kanser hastalığına yakalanan kişilerden biri de babam, Mervan Atvan (68) oldu. İşgal rejimi, Gazze’deki hastanelerin tamamını bombaladığı için ne babam ne de kansere yakalanan diğer hastalar gerekli tedaviyi görebildi. Gazze’de mevcut sağlık ekipmanlarıyla yalnızca teşhis konulabiliyor, ancak herhangi bir tedavi süreci başlatılamıyor. Babamın tedavi edilmesi için 8 ay önce Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) başvuruda bulunduk, ancak hiçbir sonuç alamadık. Çünkü Refah Sınır Kapısı İsrail’in kontrolü altındaydı ve Gazze halkına kapalı durumdaydı.”
“Mısır’daki hastane yetersiz, Türkiye’ye nakledilmeli”:Son ateşkes ve esir takası anlaşmasıyla birlikte babasının DSÖ tarafından Mısır’daki bir hastaneye nakledildiğini ancak bu hastanenin kanser tedavisi için oldukça yetersiz olduğunu ifade eden oğul Atvan, ” Tedavi tam anlamıyla başlamadığı için babamın sağlık durumu giderek kötüleşiyor. Ben 20 yıldır Türkiye’de yaşıyorum ve hem Filistin hem de Türkiye vatandaşıyım. Son 6 yıldır Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı olarak görev yapıyorum. Bu çağrıyı yaparak, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a ve Türkiye hükümetine seslenmek istiyorum. Cumhurbaşkanımızın Filistin davasına ve halkına verdiği destek tüm dünya tarafından bilinmektedir. Babamın da bu destekten faydalanmasını, kendisine sahip çıkılmasını istiyorum. Babamın acil müdahaleye ihtiyacı var ve eğer tedavi edilmezse hayatı ciddi tehlikede. Onu kaybetmekle karşı karşıyayım. Bu nedenle çok acil şekilde Mısır’daki hastaneden Türkiye’ye nakledilmesini ve tedavi altına alınmasını talep ediyorum.” çağrısında bulundu
Gazze’de yaşamak ya da ölmek:Gazze’de açlık, susuzluk, hastalıklar ve çaresizlik, hayatta kalanları yavaş yavaş ölüme sürüklüyor. Mervan Atvan’ın hikâyesi, bu insanlık dramının yalnızca bir yansıması. Bir baba ölümle burun buruna, bir oğul ise onu kurtarmak için çırpınıyor.