“Demokrasinin vazgeçilmezleri” diye ifade edilen siyasi partiler, halkın teveccühünü kazanıp iktidar olmayı hedeflerler ve bu hedefe ulaşmak için vaatlerde bulunurlar gerçekleştirilen seçimler döneminde…
14’üncü yüzyıldan sonra kullanılmaya başlanan siyaset, eş anlamlı olan “Politika” sözcüğü ile ulaşmıştır günümüze ve anlamı; devlet işlerini düzenleme, yürütme sanatıyla ilgili anlayış olup, halkı yurttaşlık düzeyinde etkilemektir başka bir ifade ile… Siyasetle uğraşanların topluma göre etkileme biçimleri arasında farklılıklar varsa da, vaatler konusunda hiçbir fark yok aralarında… Bu gerçeği görmeyen göz kalmadığından olacak ki, siyaseti; “Yalan” ve “Dolan” olarak ifade ediyor çoğu vatandaşımız…
İktidar olma şansını elde eden siyasetçilerin seçim meydanlarında dile getirdikleri çoğu vaatleri yerine getirmemeleri, siyasetçilere olan güveni sarsmaktadır ve bu konudaki yakınmalar yaygınlaşmıştır maalesef… Sağ duyu sahibi bazı vatandaşlarımızın aynı anlamı içeren yakınmaları; “Ülkemiz, düşman işgalinden kurtarıldıktan sonra yönetimlerin en güzeli olan Cumhuriyete kavuşturuldu ve bu fazilet rejimi demokrasiyle taçlandırıldı ama sonrasında demokrasinin vazgeçilmezleri diye telakki edilen siyasi partiler, daha çok demokrasi beklentisini gerçekleştirmek yerine koltuklarını muhafaza etme noktasını önemsediler ve ülkemizi işaret edilen muasır medeniyet düzeyine ulaştırmada rötar yaparak bizleri kalkınmış ülkeler safında yer almaktan mahrum kıldılar.. Yaşanmakta olan önemli sorunlarla halkımızın önemli beklentilerine çözüm üretilememiş olmasının nedeni, siyasetle uğraşanların millet ve memleket menfaatlerini her şeyin üstünde tutmamalarıdır ve bu olumsuzlukta hükümeti yönetme şansı elde eden tüm iktidarların elverişsiz icraatlarının payı vardır…” söyleriyle vurgulanıyor özetle…
İstiklal Savaşından sonraki kıt imkanlar içerisinde ülkemizin ekonomik alanda sahip kılındığı kazanımları göz önünde bulundurduğumda, ülkemizdeki sorunlara arzulanan çözümün üretilmemesi nedeninin; akan yıllar içindeki elverişsiz icraatlar olduğuna hükmediyorum vatandaşlarımız gibi… Söylem ve davranışlarıyla topluma örnek olmakla yükümlü olan siyasetçilerimiz, kısır çekişmeleri bir kenara iterek sorunlara çözüm üretme hedefi gütseydiler, çoktan kalkınmış ülkeler safındaki yerini alacaktı ülkemiz ve bu şanstan mahrum etmişlerdir bizleri demokrasinin vazgeçilmezleri…
Kurulan ve kurulacak olan yeni siyasi partiler, dile getirecekleri vaatlerin arkasında duracaklar mı diye düşünüyorum yazımı karalarken… Mevcut siyasi partilerden kopanların kuracakları yeni siyasi partilerden hiç de umutlu değilim doğrusu… Yeni siyasi partilere ihtiyaç var ve çoğu vatandaşımızın siyaset yapmasına imkan tanıyacak siyasi partiler kurulursa, arzulanan sonuçlar alınabilir kanımca… Örneğin; görüşleri ne olursa olsun milyonlarca emekli vatandaşımızı bir siyasi parti çatısı altında toplamak… Seçimlerde mevcut siyasi partilerin aldıkları oy sayısına bakıldığında; 12,5 milyon oldukları belirtilen emekli vatandaşlarımızın 10 milyonunu bir araya getirecek siyasi oluşumla, dengelerin nasıl değişeceği, kendilerinden şefaat dilenen siyasetçilerin nasıl seçim sandıklarına gömülebileceği gerçeği çok daha iyi anlaşılacaktır kesinlikle… Önemli olan böyle bir beklenti için kendilerine güven duyacak babayiğitlerin siyasete soyunmalarıdır diyerek, insanca yaşam koşullarından mahrum kılınan emeklilerin dikkatini çekiyorum bir kez daha… Hem, yaşamı siyaset şekillendirdiğine göre, bir avuç insanın tekelinde bırakmanın doğru olmayacağı gerçeği görülmelidir artık!
YORUMLAR