İlimizde dernek, vakıf, sendika, parti, mesleki kuruluşu olarak 400 civarında sivil toplum örgütü bulunmaktadır.. Şube olarak değil de temsilcilik düzeyinde olanları bunlara eklediğimizde bu sayı çok rahat bir şekilde 500’ü bulur.
Kamu görevlilerine yazdığım mektupta olduğu gibi burada görevini yapan, memleketin sorunlarına eğilen ve bu sorunların çözümüne katkıda bulunanları, kısacası görevlerini yerine getirenleri tenzih ederim.. Sözüm yöneticisi olduğu sivil toplum örgütünü önündeki kapıları açmak için, “hamili kart yakınımdır “ tarzında kullananlara, aylar yıllar boyu tek bir çalışma, bir açıklama yapma, bir soruna el atma ihtiyacı duymayanlaradır.
Sevgili kardeşim,
Siirt’in sorunları çok ve sende bu sorunların bir veya bir kaçının çözümüne katkıda bulunmak amacıyla gönüllü bir grupla bir araya gelerek bir sivil toplum örgütü çatısı altında birleşmişsiniz.. Öncelikle temelde çok ulvi olan bu düşünce davranışınız için kutlarım.. Bugün kalkınmış ülkelerde sivil toplum örgütleri, yaşanılan sorunların çözümünde en az devlet kadar aktif bir görev almaktadırlar.
Sevgili kardeşim,
Yıllardan beri yöneticisi olduğun bu sivil toplum örgütü hangi konuda bir çalışma yaptı? Hangi konuda bir araştırma yaparak çözüm önerilerinde bulundu? Memleketin yaşadığı hangi sorun konusunda birkaç sivil toplum örgütü bir araya gelerek, bir açıklama yaptınız, sorunun çözümünü istediniz?
Sevgili hemşerim,
Sivil toplum örgütçülüğü bir gönüllülük işidir.. Gönüllü olarak yapılan işlerde ne kan hesabı yapılır ve ne de insan yorulur.. O nedenle çalışmalarını yukarıda belirttiğimi ve senin de ekleyeceğin soruların ışığında gözden geçir ve karneni ver.. Bunu gerçekçi bir şekilde yaptığında eminim karnen zayıf çıkacaktır.
O zamanda önünde iki yol çıkıyor; Ya bundan sonra gerçekten çalışmak çabalamak, STK’nı tabela STK’sı olmaktan çıkarmak veya çekip gitmektir.. Diyojen’in dediği gibi, bu memlekete gölge etme başka ihsan istenmiyor.