Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Dicle Elektirik Reklam

“STRATEJİK ORTAK” DENİLMEMELİDİR!

Ortadoğu’da yaşanan kanlı olayların

Ortadoğu’da yaşanan kanlı olayların nedenini görmeyen göz yoktur ve bu olaylara sebebiyet veren emperyal güçler bu bölgeden uzaklaştırılmadıkça at koşturmaya devam edecek, bu yüzden de akan kanı, çekilen sefaleti önlemek söz konusu olamayacaktır. Suriye’deki kanlı olaylar sekizinci yılına ulaşırken, yaklaşık 450 bin Suriye’linin yaşamını yitirdiği, 6-7 milyonunun da başka ülkelere sığınmak mecburiyetinde kaldıkları belirtiliyor.

Özellikle Müslüman ülkeleri hedef alan emperyal güçlerin vicdandan yoksun barbarlıklarına, yine bu bölge coğrafyasında yaşayan bazı Müslüman ülkelerin destek verdikleri acı bir gerçektir. Eğer, bazı ülkelerce destek verilmeseydi, ne okyanus ötesindeki emperyal güç, ne de diğer emperyal güçler, Ortadoğu’da diledikleri şekilde at koşturma şansı bulamayacaklardı.

ABD yönetimlerinin geçmiş yıllarda ülkemize yönelik iğrenç tutumlarından bir ders çıkarılmış değildir.  Kıbrıs Barış Harekatları esnasında bizlere “Silahımı kullanma” diyen bu ülkenin, halkımızca benimsenmeyen sayısız tutumları vardır ve buna rağmen önemli konuyu gerektiğince sorgulamıyoruz. 15 Temmuz’da ülkemizin yönetimine el koymayı amaçlayan hain kalkışmanın ele başı Fethullah Gülen’in, yargılanmak üzere Türkiye’ye gönderilmesi talebimizi halen dikkate almama tutumunu sürdüren bu ülkenin “Stratejik ortak” olarak telaffuz edilmesini, bu ülkenin bir vatandaşı olarak içime sindiremiyorum. Ülkemizin bekasına son vermek isteyen birini kendi ülkesinde barındıran bir ülke, asla ve asla stratejik ortak olamaz ve bu görüşü paylaşan halkımız; “Bu ülke hiçbir zaman için bizlere karşı samimi davranmamıştır ve bir müddettir sergilediği tutum, bundan böyle de samimi olmayacağını göstermektedir. Ne var ki, buna rağmen halen aramızdaki gerginliğin giderilmesine yönelik görüşmeler gerçekleştiriliyor. Sormak gerekmez mi, nesine güveniliyor bu ülkenin?. İkide bir sergilediği tutuma karşı tepki göstermemizin dikkate alınmadığı gerçeği ile de karşı karşıyayız. Sınırlarımızda ülkemiz için tehdit oluşturabilecek terör örgütlerine silah ve malzeme yardımını durdurmayan bu ülkenin geçmişten bugüne dek sergilediği olumsuzlukları bir kenara iterek, 15 Temmuz’daki alçak kalkışmanın ele başı olan Fethullah’ı iade etsinler de, artık hatalarını anladılar diyerekten aramızdaki gerginliğin giderilmesine yönelik görüşmelere güven duyalım…” diye değerlendirmede bulunuyor.