Evdeki hesap çarşıya uymayınca Suriye’deki mevcut yönetimi devirme hedefi gecikti ve bu gecikme, komşu ülkede yaşanan olaylarda daha çok sayıda insanın ölümüne yol açarken, milyonlarca Suriye’liyi de başka ülkelere göç etmek mecburiyetinde bıraktı. Suriye krizi halen çözümlenmiş değildir ve Rusya’yı ziyaret eden Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın Putin ile yaptığı ikili görüşme ve iki ülke heyetleri arası görüşmeler sonrasında liderlerin birlikte düzenledikleri basın toplantısında yaptıkları açıklamada; “Suriye’de siyasi çözüme odaklanmada mutabakat sağlandığını” dile getirdiler.
İki ülke arasındaki münasebetlerin çok daha iyi noktalara taşındığının ve komşu ülkeyle kriz öncesi duruma dönüldüğü ifade edilirken, bundan sonraki süreçte her alandaki ilişkilerin daha da güçlendirileceğinin de vurgulandığı, aynı açıklamalarda gözlemlendi. Kamuoyumuzda Erdoğan-Putin görüşmesinin olumlu geçtiği belirtilirken, Trump-Putin arasında gerçekleşen görüşme sonrasında liderlerin; ”Suriye’de askeri çözüm söz konusu değil…” açıklamasında bulunmaları nedeniyle Sayın Erdoğan’ın yaptığı seslendirmeden de söz ediliyor. “Askeri çözüm söz konusu değilse, o zaman çeksinler askerlerini… Dünya ahmak değil. Bazı gerçekler maalesef farklı söyleniyor ama uygulama farklı oluyor..” sözleriyle Erdoğan’ın gösterdiği tepkiye hak verenler; “Suriye’nin toprak bütünlüğünü dikkate alan bir siyasi çözümün gecikmesiz olarak gerçekleştirilmesi gerekir. Komşu ülkede binlerce insan hayatını kaybetti, milyonlarcası ülkelerinden göç ederek başka ülkelere sığınmak mecburiyetinde kaldı. Sayın Cumhurbaşkanımızın buyurduğu gibi, madem ki Suriye’de askeri çözüm söz konusu değil, o halde niçin bunu dile getirenler orada asker bulunduruyor?..” sözlerini seslendiriyorlar.
Ortadoğu üzerinde oynanan çirkin oyunlar yüzünden bu bölge coğrafyasında yer alan bazı ülkelerin ödedikleri ağır bedelleri görmeyen göz yoktur ve söz konusu çirkin oyunların senaryolarını yazanlar, kendilerinin hiç bir sorumluluğu olmadığı edasıyla hareket ediyorlar. Yıllardır bölgemizde yaşanmakta olan gönül dağlayıcı olayların kritiği yapıldığında, dökülen kanların ve diğer tüm olumsuzlukların çıkar çatışmalarından kaynaklandığı gerçeği dışında başka bir gerekçenin söz konusu olmadığına hükmedilecektir sanırım. Hem madem ki Suriye’de askeri çözüm söz konusu değil, sözü edilen siyasi çözümün gerçekleştirilmesi için ne bekleniyor?
Sorunun çözümü uzadıkça, Suriye halkı bedel ödemekten kurtulmayacak ve yaşanan olumsuzluklar, diğer komşu ülkelere de zarar vermeye devam edecektir. O halde, “siyasi çözüm” ifadesini lafta bırakmayarak bir an önce gereği yerine getirilmelidir diyorum ama bu konuda gösterilmesi gereken samimiyet konusunda tereddüt içinde olduğumu da vurgulamadan geçmeyeceğim.
YORUMLAR