Peygamber Efendimiz Hazret-i MUHAMMED’E ait olduğu kesin gibi olan bir hâdis-i şerifin meali alisi (KOMŞUSU AÇKEN, TOK YATAN BİZDEN DEĞİLDİR) şeklindedir. İslam Dininin sosyal adalete verdiği önemi vurgulaması açısından bu hâdis-i şerif elbette çok önemlidir.
Yemek haklarının ellerinden alınmasına ve ucuz verilen yemek sayısının günde üç defadan bir defaya indirilmesine tepki olarak gösteriler düzenleyen İstanbul Üniversitesinin öğrencileri de bu hadis-i şeriften ilham alarak (ÖĞRENCİLERİ AÇKEN, TOK YATAN REKTÖR BİZDEN DEĞİLDİR) şeklinde bir pankart açmışlardı. Neyse ki, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü öğrencilerin gösterileri ve vatandaşların eylemlere gösterdikleri yüksek katılımlı destek sonucunda yanlış kararından dönmek zorunda kaldı. Destekleyicilerini ve ince bir zekâ taktiği sergileyerek bir hâdis-i şerifin mealini kendi açılarından değerlendiren öğrencileri bu açıdan tebrik ve takdir ediyoruz.
Doğrusunu isterseniz, İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin bir HÂDİS-İ ŞERİFTEN İLHAM ALARAK (ÖĞRENCİLERİ AÇKEN, TOK YATAN REKTÖR BİZDEN DEĞİLDİR) şeklinde açtıkları pankart bizde de ilham kaynağı oldu. Bu hâdis-i şerifin ışığında biz de kendi kendimize deyimler ürettik. Bunlardan bazılarını okuyucularımızla paylaştıktan sonra asıl konumuza dönerek yazımızı noktalayacağız. Bakalım, bulduğumuz benzetmeleri beğenecek misiniz:
*İşçisi açken, tok yatan işveren (patron) bizden değildir.
*Eratları (askerleri) açken tok yatan komutan bizden değildir!
*Akrabaları açken, tok yatan kişi bizden değildir.
*Marabaları açken tok yatan ağa bizden değildir.
*Müritleri açken tok yatan mürşit(!) bizden değildir.
Bu gibi daha nice sloganlar üretmek mümkündür. Ancak bize göre en önemlisi şu şekilde olanıdır:
*TEBASI (MİLLETİ-HALKI) AÇKEN TOK YATAN EMİR (DEVLET BAŞKANI) BİZDEN DEĞİLDİR!
Çünkü bu deyim, toplumun bütün kesimlerini kapsamaktadır. Hem bakın, bunun böyle olduğunu bir anekdottan yola çıkarak anlatmağa çalışalım. Anekdot şu:
Abbasi dönemi halifelerinden Harun Reşid, döneminde yaşayan BEHLÜL-Ü DÂNÂ Hazretlerine aşırı hürmet ederdi. Behlül, cezbe ehli bir Hak âşığıydı. Onun nice kerametlerini gören Halife, adeta müridi olmuştu. Bir gün Halife, Behlül’e sormuş:
-Ey Behlül, söyle bakalım, gerçekten de hırsızlık yapanların elini kesmek gerekir mi?
Behlül-ü Dânâ Hazretleri şu ibret dolu cevabı vermiş:
-Bir kimse ihtiyacı olmadığı halde ve meslek edindiği için hırsızlık yapıyorsa, elbette eli kesilmelidir. Ancak, çok zor durumda kaldığından ve çoluk-çocuğunu doyurmak için hırsızlık yapmışsa, o zaman da bu hallere düşmesine sebep olan HALİFENİN ELİNİ KESMEK GEREKİR!!!
Evet, bizim TEBASI (MİLLETİ-HALKI) AÇKEN TOK YATAN EMİR (DEVLET BAŞKANI) BİZDEN DEĞİLDİR! Şeklindeki sloganımızın temeli bu anekdota dayanmaktadır.
Hem unutmayalım, “Kenar-ı Dicle’de Bir Kurt Aşırsa Koyunu, Gelir de Adl-i İlahi Sorar Ömer’den Onu” vecizesi boşuna söylenmemiştir. Kendilerini Hazret-i Ömer’in makamında gören makam sahiplerine duyurulur.
TAŞLAMALAR
SÖYLE ORTADOĞU’DA
ABD’NİN İŞİ NE
DÜŞMÜŞ YİNE PETROLÜ
YAĞMALAMA PEŞİNE
ABD BİR TERÖRİST
DEVLETTİR İNANINIZ
TERÖR EYLEMLERİNİ
KOTARMAKTA BAKINIZ
BÜKÜLMEYEN ELLERİ
ÖPMEK OLMUŞ İŞİMİZ
GÖRÜNÜZ NERELERDEN
NERELERE GELMİŞİZ
BİR ZAMANLAR DÜNYANIN
HARACINI ALAN BİZ
NE HALLERE DÜŞTÜK BAK
KERİZ OLMUŞUZ KERİZ
YORUMLAR