Ramazan Bayramını idrak etmemize iki gün kaldı. Yarın Arife, Çarşamba günü bayram! Acaba milletçe Bayram atmosferine uygun bir durumda mıyız. Yoksa, Siirt Arapçamızdaki tabirimizle bir (İD IL HIZEN = (HÜZÜN BAYRAMI) daha mı yaşayacağız!
Biz Siirtlilerin geçmişe ait gelenek ve göreneklerimiz çoktur. Zaman içinde bunların çoğu terk edilmiştir. Bu gelenek ve göreneklerimizden biri de (ID’IL HIZEN) olarak tabir edilenidir.
Geçmiş yıllarda herhangi bir ailenin Ramazan Bayramı ile Kurban Bayramı arasında bir mevtası olursa, o aile için o yılın KURBAN BAYRAMI (İD’IL HIZEN) olurdu. Herhangi bir Siirtli Kurban Bayramından sonra ve Ramazan Bayramı öncesi vefat etse, o aile için de yine o yılın RAMAZAN BAYRAMI (İD’IL HIZEN) idi.
(Id’ıl Hızen)in Türkçe karşılığı (HÜZÜN BAYRAMI) demektir. O yıllarda muhtemelen nüfusu 10-15 bin dolaylarında olan Şehrimizde, Siirtli atalarımız, (Biz bayram yaparken, falanca komşumuzun, filanca akrabamızın yıl içinde mevtası vardı. Gidelim de, onu teselli edelim) düşüncesiyle ziyaret ederlerdi. Zaten, mevta sahibi de, böyle ziyaretlere hazırlıklı olur, tıpkı taziyelerde olduğu gibi, evinin kapısını açık tutardı. Neyse ki, nüfusun 150 binlere dayandığı, köylerden Şehre göçenlerle kültür erozyonuna uğrayan Siirt’te bu adet artık unutulmuş ve tedavülden kalkmıştır! İslami olmayan böyle bir geleneğin artık geçerliliğini yitirmiş olmasında isabet vardır.
Siirtlilerin örf ve adetleriyle değerlendirecek olursak, idrak edeceğimiz Ramazan Bayramı, son 9 ay içinde aile fertleri ölmüş olan yüzlerce aile için HÜZÜN BAYRAMI olacaktı.
İyi ki, İslam dinine de ters düşen bu geleneğimiz artık uygulanmıyor.
ANEKDOT
Nasrettin Hoca Merhum, GÖRÜCÜ USULÜ görmediği bir hatunla evlendirilmişti. Gerdek gecesi yüzünü gördüğü çirkin kadından bir an evvel kurtulmak için, evinin yanındaki dükkânına gitmişti. O sırada, iş yerine birkaç kadın girerek:
–Hoca Efendi, mahallede bir taziye evi var. Acaba ev nerede? diye sormuşlar. Hoca da, kendi evini tarif etmiş. Evin yolunu tutan kadınlar, az sonra geri gelmişler. Hoca’ya çıkışmışlar:
–Hoca efendi, biz sana taziye evini sorduk, sen bizi düğün evine gönderdin. Bu ne iştir! demişler. Hoca dertli dertli cevap vermiş:
–Ölü evindeki taziye 3 gün sonra bitecek. Gittiğiniz evdeki taziye ise ömür boyu sürecek.
YORUMLAR