Uygulanan politikalar, Türkiye’de, Türklerin azınlığa düşürülmek istendiği algısını oluşturmaktadır. Bakın, zaten bu ülkede 25 milyona yakın Kürt vatandaş var. Suriye’den gelen mülteci dalgası öncesi Arap nüfusun da 5 milyon dolaylarında olduğu tahmin ediliyordu. Şimdi de 7 milyon Arap nüfusu daha Türkiye’dedir. Yani bugün itibarıyla Türkiye’de 12 milyon kadar Arap var demektir.
Başta Siirt olmak üzere, Mardin, Batman, Şanlıurfa, Hatay, Gaziantep illerinde Arap kökenliler olduğu bir gerçektir. Kaldı ki yaşanan iç göç sonucunda İstanbul’da, İzmir’de, Mersin’de, Adana’da ve benzeri büyükşehirlerde de yoğun bir Arap nüfusun varlığı inkâr edilemez. Şimdi, Suriye’den 7 milyon Arap kökenli getirerek, bunları vatandaş yaparsanız, Türkiye’deki Arap kökenlilerin sayıları 12 milyona ulaşacaktır. 25 milyon Kürt, 12 milyon Arap yanında bir de Türkiye’de yaşayan etnik gruplar vardır. Bunlar Lazlar, Boşnaklar, Zazalar, Gürcüler, Çerkesler, Çeçenler, Dağıstanlılar, Lezgiler, Pomaklar, Çingeneler, Süryaniler, Yahudiler, Rumlar, Asuriler, Bahailer, Afrika kökenliler, Lehler, Malaklar ve Dürziler olarak sınıflandırılabilir.
İşin bir başka boyutu da özellikle Kürtlerin ve Arapların doğum oranlarının diğer etnik grupların çok üzerinde olmasıdır. On çocuklu Kürt aileler bile vardır. Asgari çocuk sayısı 5’tir. Türkler ise genelde 2, azami 3 çocukla iktifa etmektedirler.
Yanlış anlaşılmasın. Ben baba tarafından Arap, Anne tarafından Kürt kökenliyim. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olmaktan gururluyum, mutluyum. Vatanım Türkiye; Bayrağım şanlı Türk Bayrağıdır. Başka vatan, başka bayrak da istemem. Ancak, unutulmaması gereken husus şudur. Türkiye’yi bölmek ve parçalamak amacında olan dış güçler, bu etnik yapıyı rahatlıkla kullanabilmektedirler. Bugün bir PKK gerçeği varsa, bunun dış güçlerin destek ve tahrikleriyle yaşandığından kimselerin şüphesi olmasın. Şimdi, siz mülteci konumundaki bu Suriyelileri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yapmağa kalkışır ve ikametlerine müsaade ederseniz, belki bugün değil ama 20-30 yıl sonra, Arap kökenliler arasında da dış kışkırtmalar sonucu Türkiye’yi bölmek isteyecek örgüt veya örgütler oluşturulabilir. Yani, 7 milyon Suriyeli Arap mülteciyi vatandaş yaparsanız, Türkiye Cumhuriyetinin temellerine bir bomba koymuş olursunuz.
Çok değil, 20-30 yıl sonra Türkiye’de, Türklerin azınlığa düştüklerini görürseniz, hiç şaşırmayınız. Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan 82 milyonu ancak vatandaşlık bağıyla bir arada tutmak mümkündür. Bakın ABD’de kaç değişik millet var. Ama ayrılmıyorlar, ayrılmak istemiyorlar, tek devlet, tek bayrak diyorlar, neden! Çünkü ABD güçle devlet, ekonomisi gelişmiş, refah seviyesi yüksek bir devlet. Dünyanın kaymağını yemekte. Böyle bir kuvvetli devletin vatandaşı olmak onlara kimliklerini unutturuyor, ABD vatandaşlığında birleşmelerini sağlıyor.
Türkiye’nin ise ekonomisi pamuk ipliğine bağlı. Ekonominin dibe vurduğu ülkelerde dış güçlerin de tahrikiyle ırklar, renkler, diller, diller kendilerini ön plâna çıkarmağa başlarlar. Bu bakımdan, 7 milyon Suriyeliye vatandaşlık verir ve ikametlerine zemin hazırlarsanız, belki bugün için değil ama çok değil 20-30 yıl sonra bunun bedelini Türkiye Cumhuriyeti olarak bu ülkede yaşayan herkese yaşatmış olursunuz.
Bu bakımdan diyoruz ki Türkiye, değil 7 milyon Suriyeliyi, 700 bin Suriyeliyi bile vatandaş yapmamalıdır, yaparak baltayı kendi ayağına vurmamalıdır…
TAŞLAMALAR
BUGÜN BELLİ OLACAK
DENİR ASGARİ ÜCRET
TATMİN EDİCİ RAKAM
OLMAYACAK BU ELBET
İŞVEREN TEHDİT EDER
İŞÇİLERİ BELLİDİR
İŞTEN, İŞÇİ ÇIKARMAK
BİLDİK TEHDİTLERİDİR
HÜKÜMET VE İŞVEREN
EL-ELE KOL-KOLADIR
VE İŞÇİNİN KÂBUSU
BİL SARI SENDİKADIR
SARI SENDİKALAR VAR
BU PAZARLIK İŞİNDE
NE DEDİĞİ ÖNEMSİZ
İŞÇİNİN DE, DİSK’İN DE
YORUMLAR