Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Siirtli Hemşerimiz Murat Akdemir’in Kaleminden: Türkiye’nin, Zengin Kültür Yapısı ve Keşfedilmeyi Bekleyen Renkli Şehirlerden Biri

-Türkiye’nin en büyük zenginliklerinden birisi de; yörelerin ciddi anlamda farklılar

-Türkiye’nin en büyük zenginliklerinden birisi de; yörelerin ciddi anlamda farklılar gösteren kültür yapılarıdır.

-Her yöre kendine göre güzel ve özeldir. Bütün bu yerel kültürler, farklı enstrümanların oluşturduğu bir senfoni misali, Anadolu ve Balkan Coğrafyasında harmanlanıp, çok canlı ve renkli bir mozaik oluşturmaktadır.

-Doğduğum, çocukluğumun ve gençliğimin geçtiği; uzun dönem yaşadığım yer Siirt’te, genel olarak karasal sıcak bir iklim yapısının yanı sıra, özel iklim koşullarının ortaya çıkardığı farklı tarım ürünleri, geleneksel bir tarzla işlenip yorumlanarak; farklı farklı lezzetlerle bezenmiş, kendine has olan engin ve zengin bir yemek kültürü oluşturmuştur.

–Bunun yanı sıra; Siirt merkez ve Tillo gibi yakın civarda, Arap ve Anadolu kültürlerinin harmanlanması sonucu, karma bir kültür yumağının tezahürü olan geleneklerin yanı sıra, yörenin özüne ait örf adetler ile yerli bayram ve şenlikler görülmektedir.

-Şayet bunların bir kısmından bahsedecek olursak; farzı mahal geleneklerden kendine özel geleneklerden bahsedecek olursak; yerel dilde “IJGOR” adı verilen Çık Gör bayramını denilen ve her yıl Şubatın 2. Pazartesi günü kutlanan bir şenlik havasındaki bayram. O gün; bütün aileler, Bunbar (Yerel adıyla Cokat) yapıp, akşam çocuklar meşaleler yakarak mantar tabancalarını patlatır öyle ve havai fişek benzeri maytaplar atarak eğleniliyordu.

-Onun dışında; daha önce Siirt’te yaşayan yabancılardan esinlenerek, yerel dilde “Şıher Il Bayf” yani Türkçesi  “Yumurta Bayramı” denilen günde şehri doğusunda bulunan Şeyh It’tirki tepesinin hemen altındaki panayır bölgesinde şenlikler düzenlenirdi.

-Yine, Hac mevsimide Şeyh ıt tirki tepesine hacıları selamlama için çıkılır, dualar edilirdi. Hac döneminin takip edilmesi ve hacıların Mekke’de hacı olduğu tarihin gününde Siirt’tekilerin bunu kutlaması tepede cereyana ederken; aşağıda yumurta tokuşturarak başka bir şekilde başka bir kültürden esinlenerek ortaya çıkmış yumurta bayramı kutlanıyordu.                                 -Başka bir gelenek; Ramazan’ın gelişini kutlamak amacıyla “Melede” adlı verilen çalı ve çırpıdan oluşturulan yüksek ateşler yakılır, arife günü Ramazanın gelişi büyük bir coşkuyla kutlanırdı.

-Siirt’in kendine has bazı tarım ürünlerine gelince, başta; Siirt Fıstığı, Zivzik Narı, Içkın, Alıç, Tayfi ve Sinceri Üzümü, Şımmem Salıho, Ceffan Kavunu,  olmak üzere o yöreye ait başkaca birçok üzüm ve incir türü, armut türleri, Acur sayılabilir.

-Yemek kültüründe ise; Perde Pilav, Büryan, Sumak Ekşili Parça Etli Siirt Dolması, Kitel adı verilen Siirt köftesi Mumbar, Partike adı verilen sumak ekşili  ıspanak çorbası, Hintiye adı verilen buğday çorbası et Itruke adı verilen Siirt gözlemesi, Imçerket adı verilen yine bir nevi Siirt tatlısı, Sefire, Kaek Tari vs gibi birçok yemek ve tatlı sayılabilir.

-İşte Siirt; Öylesine, zengin ve kadim bir yöresel kültür yapısı gösterir. Bu nedenle Türkiye’nin kültürel çeşitliliğinde özel ve ayrı bir yere ve öneme sahiptir. Görmesini ve keşfetmesini bilene.